Sevgimizin Azalmasına Neden Olanlar

Dünkü yazımızda neden Bayan Basketbolu daha çok sevdiğimizi anlatmaya çalışmıştık. Bugün de bu sevgimizi azaltanları anlatacağız. Neden azalttıklarını; neden sevgimizi eskisi gibi olmadığından bahsedeceğiz.

Herkesin aklına ilk gelecek isim tabii ki Şube Yöneticisi. Yani Ahmet Dedehayır. Verdiği sözlerin arkasında durmayan, Galatasaray Camiası’na yakışmayacak hareketler sergileyen Dedehayır. Bir yöneticiye hemen hemen bütün taraftarlar tepki gösteriyorsa; yöneticinin oturup bunu bir düşünmesi gerekir. Hala aynı yolda devam etmez.

Ahmet Dedehayır’ ın neden sevilmediğini; nasıl söylediği sözlerin arkasında durmadığını biraz daha açalım. Bir şube yöneticisi çıkıp diyor ki ‘’Sene sonu görevimi başka birisine devretmeyi planlıyorum.’’ Ama sene bitmiş hala görevinin başında. Hem de büyük bir gururla. Diyor ki daha ne yapayım; EuroCup’ u kazandırdım işte… Kupaların sadece bir teneke parçası olduğunu algılayamamış sayın Dedehayır. Boş yere mi tribünlerde bağırılıyor: ‘’Başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter’’ diye. Bizim sevgimizin kupalara değil, armaya, Galatasaraylılık Duruşuna ait olduğunu anlayamamış hala Dedehayır.

Yine kendisi diyor ki: ‘’Fenerbahçe’ den oyuncu almam.’’ Bunun hemen ardından bir haber düşüyor: Galatasaray Zafer Kalaycıoğlu ile anlaşmak üzere. Üstelik Zafer Kalaycıoğlu, Fenerbahçe’ de görevine devam ederken. Fenerbahçe’ den oyuncu almam; ama koç alırım. Ne güzel mantıkmış bu böyle. Kaldı ki Esra’ yı Fenerbahçe’ den aldık. Şu anda takımın Işıl ile beraber en sevilen oyuncusu Esra. İşler kuralına göre yapıldığı sürece her takımdan her oyuncu alınabilir yani; ama gidip adeta dolap çevirerek, ezeli rakibinin önünde tahkimde rezil olursan da sonuçlarına katlanırsın. Hiçbir yerde Galatasaray Camiası’nı küçük düşüremezsin.

Zafer Kalaycıoğlu’ na da değinelim. Galatasaray Tv ‘ de açıklamasında isminin flamalarda yazılı olduğunu görünce çok duygulandığını söylemiş. Ayhan Şahenk’ te sahaya girerken de duygulanıyor muydunuz böyle? Biz hiç unutmayacağız onları. Her zaman aklımızda kalacaklar. Sizinle kazanılan ZAFERLER eskisi gibi mutluluk vermeyecek bize.

Bunlar da benim eski bağlılığımı azaltan nedenler işte. Verilip tutulmayan sözler, görevi başındaki hocayı ayartıp; tahkime takılınca sezon sonunda sözleşme imzalamak, bayan takımının başındaki hocayı bir anda erkek takımına geçirmek… Umarım artık bazı şeyler düzene girer. Bizi utandıracak gelişmeler yaşanmaz. Bunun için yapılacak ilk şey yöneticinin sözünü tutup; görevini bırakmasıdır. ‘’Senle her gün karanlık; sensiz her gün aydınlık.’’