Günün ilk önemli maçını bir önceki yazıda yazmıştık Trabzon maçı ile. Diğer önemli maçı ise Fenerbahçe'nin Bursa deplasmanına konuk olduğu maçtı şüphesiz. Fenerbahçe 102 yıllık tarihinde yalnızca bir kez 5'te 5 yapabilmiş bugüne kadar. Dün bu istatistiği ikiye çıkarmak için sahaya çıktılar. Doğrusunu söylemek gerekirse ben Fenerbahçe'nin Bursa'da puan kaybedeceğini düşünüyordum. Çünkü Bursa, Galatasaray ve Fenerbahçe'den sonra ligin en güçlü ekiplerinden biriydi, çok diri bir takımdı ve hepsinden önemlisi Ertuğrul Hoca Bursa'nın başına geçtiğinden beri yani neredeyse 1 senedir Bursa'da hiç mağlup olmamışlardı. Tüm bunların ışığında Bursa'nın Fenerbahçe'yi yeneceğini en azından berabere kalacaklarını düşünüyordum.
Maçın başı tamda düşündüğüm gibi gelişmeye başladı. Bursaspor ilk 15-20 dakikada Fenerbahçe'yi yarı alanına kitlemeye çalışmış bunuda büyük bir oranda başarmıştı. Fakat Bursaspor bir türlü sonuca gidip gol atamıyordu. Bunun en büyük nedeni şüphesiz Volkan'dı. Volkan Bosna maçında Milli Takımın kalesini müthiş savunmuştu. Dün akşamki maçta da Fenerbahçe kalesini aynı performans ile savundu. Nazarım değmesin ama izlediğim son bir kaç maçtır Volkan'ı çok beğeniyorum. Dün Fenerbahçe yenilmediyse bunun tek sebebi Volkan'dır. Maça dönecek olursak; karşılaşmaya hakem Deniz Çoban ile Fenerbahçe'li futbolcular arasındaki gerginlikler damgasını vurdu. Ben bir ara Fener bu maçı tamamlayamaz falan dedim hatta öyle gergindi maç. İlk sarı kartı Lugano gördü maçta. Bu adam sahada dolaşırken ben oturduğum yerden korkuyorum. Öyle bir çift göz var ki maşallah yani psikopat psikopat bakıyor. Yaptığı sert bir müdahale sonrasında sarı kartı alan ilk isim oldu. İkinci sarı kart yine bir pozisyon sonrası Kazım'a geldi. Üçüncü sarı kart hakeme itiraz etmek için topu yere çarpan Guiza'ya gelecekti ki Alex; Guiza'ya kart göstermeye giden hakemi çekiştirince ilk önce ona sonrada Guiza'ya sarı kart gösterildi.
Maçın tek golü ilk yarının bitimine 3 dakika kala Alex'in ayağından geldi. Alex önce orta alandan önüne gelen topu Guiza'nın önüne attı. Guiza'nın şutu defanstan dönerken tekrar topa sahip olan İspanyol yıldız, topu Alex'in önüne indirdi. Brezilyalı oyuncu ceza sahasının sağ çaprazından düzgün bir vuruşla topu filelere gönderdi. Alex'li Fenerbahçe mi Alex'siz Fenerbahçe mi sorusunun cevabı bence tartışmasız Alex'li Fenerbahçe olacaktır. Aslında bu tartışmanın sebebi Alex'in bazı maçlarda gerçekten kaptan gibi oynayarak takımının yükünü sırtlanması (bugünkü maç gibi) bazılarında ise tel tel dökülmesi. Alex'in belli bir istikrarının olmaması özetle.. Fakat dikkat ederseniz Alex; takım arkadaşları oyunu çözdüğünde biraz geride kalmayı, takım kitlendiğinde sahneye çıkmayı seviyor. Mesela Guiza gol atar, Semih gol atar, Emre gol atar Alex'in esamesi bile okunmaz. Ama bugünkü gibi maçlarda Guiza bin pozisyona girer birini gole çeviremezse işte o zaman devreye girip takımını kurtarır, kurtarıyor gördük dün akşam bunu. Bu yüzden diyorum Alex'li Fenerbahçe diye.
Bir kaç cümle de Bursa için söylemek gerekirse; Volkan Şen Bursa'da Sercan ile birlikte en çok beğendiğim oyuncu. Dünde çok başarılı bir oyun sergiledi. Karşı karşı kaldığı pozisyonlar oldu, topu ileri taşıdı, defansına yardımcı oldu falan.. Sercan ise milli takım yorgunuydu sanıyorum. Dün hiç bir varlık gösteremedi. Sağlık olsun toparlar nasılsa. Daha 19 yaşında biz çok izleyeceğiz Sercan'ı. Ertuğrul Sağlam sempatim de çok fazla. Dolayısıyla Bursa; Galatasaray'dan sonra izlemekten en çok keyif aldığım ekip. Dün kazanmalarını çok istedim, golü yediklerinde de üzüldüm ne yalan söyleyeyim. Ama Ertuğrul Hoca eminim toparlar. Yeterki taraftar desteğini eksik etmesin. Fenerbahçe ligde 2. kez 5'te 5 yapmasının yanı sıra tek gollede olsa 3 puanı aldı. Galatasaray'ın ensesinden gelmeye devam ediyor. Şimdi önlerinde hafta içi oynayacakları Avrupa Ligi mücadelesi var. Bu maçta Fenerbahçe'ye sonsuz başarılar dilerim. Tabi Guiza gibi bir forveti olduğu için de sonsuz sabırlar :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder