5 Eylül 2009 Cumartesi

Mert Aydın Röportajı {Dünya Atletizm Şampiyonası}


Dünya Atletizm Şampiyonası yapıldı geçtiğimiz ay sonu biliyorsunuz. Biz şampiyonayı gün be gün hem haberlerle hemde değerlendirmelerle yazdık. Şampiyonayı birde uzman bir isime sorular yönelterek geniş bir şekilde değerlendirelim dedik. Bu işin bir numaralı isimlerinden birisi olan NtvSpor yorumcusu ve Sporx yazarı Mert Aydın'a şampiyonayı sorduk. Sportif Cümleler olarak Mert Aydın'a vakit ayırdığı için tekrar teşekkür ederiz. İşte sorular ve cevaplarla 2009 Dünya Atletizm Şampiyonası-Berlin'in geniş değerlendirmesi;

1- Berlin'de 9 gün boyunca dolu dolu bir atletizm şampiyonası izledik. Şampiyonayı genel olarak ele alırsak sizin en çok ilginizi çeken ve ilerisi için heyecanlandıran gelişmeler neler oldu?

Son yıllarda geri planda kalan erkekler sırıkla atlamadali mücadele biraz olsun heyecanlandırdı beni. Alman seyircisi de öyle. Almanlar’ın futbol merakı herhalde bizden az değil :)) Buna rağmen stadyuma gelip atletizm izliyorlar. Temel’in en sevdiğim cümlesi: Bu da bize ders olsun.


2- Pekin'de olduğu gibi Berlin'de de bir Usain Bolt fırtınası yaşadık. Usain Bolt'u ne kadar anlatsak az ama siz bu adam hakkında neler söyleyeceksiniz? Ayrıca 400 metre veya uzun atlamada da yarışabileceğini belirtmiş kendisini bu dallarda da görmek nasıl olur?

Diyecek bir şey kalmadı. Uzaylı desek, insan değil desek tekrar olacak. En iyisi kendisini rekorları anlatsın. Hangi dala girerse girsin en iyisini yapacağını düşünüyorum.

3- Ben bir yazımda 9.58'i konuşurken 9.71'i de unutmayalım demiştim. Tyson Gay limitlerinin en üstüne çıkmasına rağmen Usain Bolt'u geçemedi ve geçeceğe de benzemiyor. 100 metre rekorunda Tyson Gay'in payının olduğunu düşünüyorum. Rakipsiz bir Bolt 100 ve 200 metre rekorlarını daha fazla geliştirebilir mi? 100 metrede 9.40, 200 metrede ise 19 saniyenin aşağısı size hayal mi?

9.71 koşan bir rakibiniz varsa rakipsiz diyemezsiniz. Her dönemde özellikle Amerikalılar arasından bir adam çıkıyor. Gay gider başkası gelir. Ama birileri hep orada ensesinde olacaktır. Belirtilen dereceler hayal gibi duruyor. Ama Bolt daha 22 yaşında!!!!

4- Jameika'lılar iyiden iyiye 100 ve 200 metrelerde bayrağı ele aldı. Hatta bayanlar 400 metrede de iddalı konumdalar. Jameika'nın bu başarısını ve atletizme kattıkları heyecanı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başarının nedeni sistem. Doğru şeyler yapıyorlar. Amerikalılar’ın moralini bozdular. Onlar da kendi sistemlerini sorguluyor. Nasıl olur da Amerikan kolejlerinde okumamış bir Bolt sprintte bu kadar iyi olabilir? Amerikalılar çatlıyorlar. Sanırım klinik deneyler yapıyor olabilirler. CIA bile işin içine karışmış olabilir!!!


5- ABD iyiden iyiye atletizmde ekol olduğu dallarda bayrağı bazı ülkelere devrediyor. Sadece 400 metrede hala mutlak favori olduklarını söyleyebiliriz. Bayanlarda da, erkeklerde de 400 metreyi süpürdüler. ABD'nin atletizmde bir düşüş içinde olduğunu söyleyebilir miyiz veya diğer ülkeler mi büyük aşama kaydetti?

Önceki soruda yanıt verdim bu soruya galiba. Düşüşten çok diğerlerinin çıkışı var. 9.71 koşan bir atletiniz varsa düşüşten bahsedemezsiniz.

6- Isinbayeva'nın bu sene formsuz olduğu gözden kaçmıyordu ama kimse Berlin'den madalyasız döneceğini de düşünmemişti. Kariyerinin belli bölümlerinde de rekordan uzak dereceler yaptı ama altını bırakmıyordu. Isinbayeva'da ki bu düşüşü neyre bağlıyorsunuz ve gelecek sezona daha iddalı girmesi mümkün mü?

Düşüş dedik ama Berlin’in acısını dünya rekoruyla çıkardı. Yeni hocası, ki Petrov Bubka’nın da hocasıydı, ile 3 yıl rekor kıramadı ama geçen yıl rekorlarına döndü. Bence sorun konsantrasyon ve rekabet eksikliğiydi. Dikkat ederseniz Rogowska ya da Pyrek, onun derecelerine yaklaşmadı. Bu yüzden geçici bir sıkıntı yaşandı o kadar.

7- Ben koşu yarışları dışında kalan dalların yani sırıkla atlama, disk atma, yüksek atlama gibi dalların pek ilgi görmediğini düşünüyorum. Ama Isinbayeva ve Vlasic özel olarak takip ediliyor. Bu konudan bağlantılı şunu sormak istiyorum bir zamanların rakipsiz Vlasic'i geçilmeye başlamıştı ama Berlin'de altın madalyayı aldı. Blanka Vlasic'i ve yüksek atlama finalini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Vlasic hiçbir zaman geçilmez olmadı. Hep onu zorlayan ya da geçen birileri oldu. Tia Hellebaut ve Arianne Friedrich taze örnekler. Ama Berlin’de altın madalyaya odaklanmıştı ve kazandı.

8- Dibaba'nın da yarışmayacağını öğrenmemizin ardından Elvan bir numaralı altın madalya adayı konumuna gelmişti ve beklentiler büyüdü. Benim şöyle bir gözlemim var. Ne zaman bir atletimizin üstünde beklenti oluşsa birşeyler oluyor sakatlık veya başka mazaretler istediğimizi alamıyoruz. Paris'te Süreyya Ayhan'ın gümüş madalyası, Atina'da 5000'de Elvan'ın başarısızlığı, Atina'dan sonra Eşref Apak'ın durumu gibi. Geçtiğimiz sezon Elvan'dan şahsen benim pek umudum yoktu ama 5000 ve 10000 de büyük iş başardı. Elvan hakkında neler söyleyeceksiniz, Hıncal Uluç'un dediği Elvan'ın sakatlığına inanmıyorum sözleri sizce gerçeklik payı taşıyor mu?

Tabii ben doktor değilim. Sakatlığın doğruluğu, yanlışlığı konusunda sporcunun söylediklerine inanmak durumundayım. Ama elimizde bu kadar az elit atlet varken onları koruyamıyorsak ya da antrenman sonuçlarını elektronik postayla değil gözümüzle takip edemiyorsak suçu başka şeylere atmamak gerek. Kulübü ENKA, Federasyon, Elvan, antrenörü ve olayı baştan beri takip etmeyen medya suçludur.

9- Türkiye'ye genel olarak baktığımızda atletizm olarak çok gerilerdeyiz ve çıkardığımız veya ihraç ettiğimiz sporcular uzun mesafe yarışlarında boy gösteriyor. Bu yüzden 100 metre engelli ve uzun atlama bizler için çok yeni dallar. Nevin Yanıt ve Karin Melis Mey ise beklenenleri oldukça karşıladılr ve son zamanlarda en başarılı atletlerimiz bu ikili diyebiliyoruz. Melis Mey ve Nevin Yanıt için neler söylemek istersiniz?

Karin Melis Mey ülkemize geldiğinden bu yana en iyi performansını sergiledi Berlin’de. Ama istikrar sağlamak kolay değil. Nevin Yanıt, Mersin’de tartan pist yerine otomobil lastiği üzerinde koşarak bu hale geldi. Hocası Cüneyt Yüksel ve antrenman partneri Esen Kızıldağ birinci derecede teşekkür edilmesi gereken isimler. Teknik bir sprint dalında bir Türk görmek müthiş. Artık beklentiler arttı. 2010 Avrupa Şampiyonası’nda hedef final olmalı.

10- Ülke nüfusu 80 milyon civarı.. Bunun %40'ı genç nüfus desek 30 milyonun üstünde bir sayı elde ediyoruz. Diğer taraftan Dünya Atletizm Şampiyonasında geçirilen 9 gün var fakat 9 günde tek madalya elde edebilmişiz. Nedir bu başarısızlığımızın sebebi, dinmeyecek mi atletizmde başarı özlemimiz?

Başarısızlık olarak adlandırılması gereken madalya sayısı değil. Elvan 2 madalya alsa başarılı mı olacaktık? Bizim öncelikle mümkün olduğu kadar dalda final koşmamız, atmamız, atlamamız lazım.Bakın Polonya’ya. Madalya sayıları 8 olmasaydı da başarılı sayardım onları. Çünkü her finalde onlar vardı.

11- Şampiyonanın 9 gününde 3 Dünya Rekoru, 6 Şampiyona Rekoru kırıldı. Kırılan rekorlarıda göz önünde bulundurursak Berlin beklentileri karşılayabildi mi?

Fazlasıyla karşıladı. Tabii ki Berlin’in en büyük şansı Usain Bolt’tu.


12- 800 metre finalini yılın en iyi derecesini yaparak kazanan Güney Afrikalı atlet Caster Semenya'yı sormak gerekirse cinsiyet tartışmalarının ardından annesinden tutalımda ebesine kadar bir çok insanın açıklaması oldu. Fakat tüm bu tartışmaların ötesinde 18 yaşındaki atlet altın madalyaya uzandı. Nereye gider bu olayın sonu?

Testin sonucunu beklemek gerek. Açıkçası başarılı bir atlet bulunca onun zayıf noktalarının çıkma ihtimali beni üzüyor.

13- Bayanlar 1500 metre finaline damgasını vuran olay şüphesiz Natalia Rodríguez'in isteyerek yada istemeden birinci olan atlet Burka'ya attığı dirsek sonucunda Burka'nın düşerek yarışı sonuncu olarak bitirmesi ve Natalia Rodríguez'in de elenmesiydi. Bu konu hakkındaki fikirleriniz neler?

Orada Berlin seyircisinin tavrı ilginçti. Büyük ekrandan olayı görünce Rodriguez’e tepki gösterdiler. İspanyol’un madalyasının alınması doğru karar. Ama tabii ki Burka’nın giden madalyası geri gelmeyecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir