19 Eylül 2009 Cumartesi

Tanjeviç Devam Etmeli {Eurobasket 2009 - Türkiye}

Fransa ile oynadığımız klasman maçını izlemek içimden gelmiyordu ve maçı izlemedim. Takip ettiğim kadarıyla maçın son periyotuna kadar kafa kafaya mücadele ettik ama Yunanistan maçı çok yıpratıcı geçtiği için ve o maçtan 15 saat sonra bu maça çıktığımız için oyun direncimiz düştü ve son periyotta farkı yedik. Zaten bu maçta periyotlarda yediğimiz sayılara bakarsak her periyot daha fazla sayı yemişiz. Gruplarda 5'de 5 yaptıktan sonra ve herkes şampiyonluğa inanmaya başladıktan sonra Yunanistan maçını hediye etmek bana çok fazla koydu. Yunanistan maçının son dakikalarında öyle bir hava yakalamıştıkki ben farkı bulacağımızı düşünürken rakip hakemlerinde desteğiyle tabi bir anda geriden geldi. Bizim bu turnuvada hakkımız en az yarı final oynamaktı ama olmadı. 2010 Dünya Şampiyonası ülkemizde düzenleneceği için o turnuvaya direk katılacağız. Bu yüzden bu şampiyonada aldığımız bu derecenin pek bir önemi yok. 

Tanjeviç bence bu turnuvada elinden geleni yaptı. Ben onu sadece oyuncu tercihleri konusunda eleştiriyorum. Yani bu turnuvada Barış Hersek yerine Kaya Peker olsaydı çok mu kötü olurdu veya kenardan bir Ermal Kurtoğlu gelse. Bizim kadroya giremeyen oyuncularımızdan bir takım oluştursak Avrupa Şampiyonasında en az çeyrek final oynarlardı. Ama Tanjeviç bazen kafaya taktı mı takıyor. Bu yüzden oyuncu tercihleri konusunda da pek fazla birşey demiyorum. Ben Milli Takımda Tanjeviç'i destekleyenlerdenim. Bu turnuvada da takımını harika yönetti ve kendimizi başarılı sayarsak önemli bir pay sahibi oldu. Bizim sorunumuz bu turnuvada biraz erken havaya girmek ve maçın sonlarında yaşadığımız konsatrasyon sorunları oldu. Buna da artık Tanjeviç birşey yapamazdı. Mesela Yunanistan maçında ribaund sorununa çare bulmayı denedi, her türlü varyasyonu denedi ama olmadı. Bir yerde saha içerisindeki oyuncular bu duruma karar veriyor. 

Mehmet Okur'la oynayabilecek bir Aydın Örs sistemi mi yoksa Mehmet Okur'suz bir Tanjeviç sistemi mi diye tartışma konusu çıkartabiliriz. Mehmet Okur kendisi diyor ben Tanjeviç'in sistemine uymuyorum diye. Tanjeviç'in uzun oyuncu tercihlerine baktığımızda egolarından arınmış, mücadele eden, her topa atlayan isimleri kadrosuna alıyor. Mehmet Okur'u da birçok kez kadroya çağırdı ama Mehmet'ten o mücadeleyi göremedik. Bu sistemde gerçekten ona yer yok. Takımın başında Aydın Örs olsa o Mehmet Okur'u en iyi şekilde kullanırdı. Sonuçta Mehmet müthiş bir pivot ve All-Star olmuş bir oyuncu. Pota altında müthiş bir güç olmasının yanında şut özelliğiyle birlikte diğer uzunlardan çok farklı bir konuma geçiyor. Bu turnuvada çoğu maçta gördüm sürekli pota altına gömüldük. Bir bakıma da bu yüzden ribaund sorunları yaşadık. Dışarıda Mehmet Okur gibi şut atan bir uzunumuz olsa rakip uzunlarda onu durdurmak için dışarı çıkacaktı ve bu sayede hücum ribaunlarında çok daha etkin olabilirdik. Bunlara hep yapabilirdik diyoruz ama Mehmet Okur'da Milli Takım'a geldiğinde bu mücadelesini bizlere hiç göstermiyor. Bu konuda Tanjeviç'i sonuna kadar desteklerim.

Turnuvada bir tartışma konusuda Hidayet Türkoğlu olmalı. 2007 Avrupa Basketbol Şampiyonasında çok başarısız olmamıza rağmen Hidayet performansıyla çok iyi durumdaydı. Savaştı, didindi kısacası harika bir turnuva geçirmişti. Takım halinde kötüydük orası ayrı konu. Bunun akabinde geçtiğimiz sezon oynadığımız eleme maçlarında Hidayet takımını sırtladı ve Avrupa Şampiyonası'na katılmamızda büyük rol oynadı. Onun lider özellikleri, oyun zekası sayesinde Türkiye sınıf atladı. Bu mücadelesinden ötürü de Tanjeviç kendisinden asla vazgeçmedi. Bu turnuvaya baktığımızda ilk maçlarda etkili olmasına rağmen sonra performansı çok fazla düştü. Fizik olarak çok bitkin bir Hidayet gördük. Bu fizik olarak düşmeside çok doğal çünkü NBA'de müthiş bir sezon geçirdi. Takımıyla NBA finali oynadı, inanılmaz maçlar yaşadı ve hiç dinlenmeden Milli Takım'a geldi. Ben Hidayet'i bu özverisinden ötürü kutlarım. Bu turnuvayı iyi geçirdiğini söylemek güç ama Hidayet bu takımın olmazsa olmazıdır. 2010 Dünya Şampiyonasına daha dinlenmiş şekilde geleceğini düşünüyorum. Çünkü Toronto'nun ne yapacağı belli değil, play-off yaparsak başarı diyecek takımların başında geliyor. Kontratı da kaptığına göre Hidayet NBA'de vitesi biraz düşürecektir.

Bu turnuvada övmemiz gereken isimler çok fazla var. Mesela Ersan İlyasova Barcelona'da harika 2 sezon geçirdikten sonra bunu Milli Takım'a en iyi şekilde yansıttı. Ersan'ın en çok eleştirilen yönü savunmada çok zayıf kalmasıydı. Kendinden kalın isimler karşısında hiç duramıyordu. Ama Ersan basketbolunu çok geliştirdi. NBA'e erken gitmeseydi bugün çok daha başka bir durumda olabilirdi. Bu şampiyonada hücumda en büyük kozumuz oldu, savunmada da çok büyük işler yaptı. Ben NBA'de de çok iyi bir sezon geçireceğini düşünüyorum. Kerem Tunçeri hücum organizasyonları açısından çok önemli bir isim. Takımı harika yönetiyor ve bu şampiyonada da önemli işler yaptı. Hidayet'in de bu kadar kötü olduğu bir durumda Kerem Tunçeri'nin yüzü arttı ama o bunun üstesinden geldi. 

Ender Arslan'da iyi bir turnuva geçirmesine rağmen Slovenya ve Yunanistan karşısında son hücumlarda yaptıklarıyla çok eleştirildi. Slovenya karşısında oynanan maçta Tanjeviç farklı bir hücum çizmişti ama Ender boş durumda olan Engin'e pası çıkararak bence doğru bir iş yaptı. Yunanistan maçında ise takımı uzatmaya götüren isim olmasına rağmen uzatmaların sonunda çok kötü bir hücum oynadı. Bu aşırı özgüvenden mi geliyor bilmiyorum ama o yaptığı kabul edilemezdi. Gerçi o attığı üçlük basket olsa belki de böyle konuşmayacaktık. Sonra Ömer Aşık'ın faul problemi bu turnmuvada bizleri çileden çıkarttı. Kritik maçlarda kaçırdığı faullerle takımın zora girmesinde bir numaralı rolü üstlendi. Ama bu oyuncuya kızamayız çünkü faul problemini çıkartırsak harika bir turnuva geçirdi. Hücumda ve savunmada önemli işler yaptı. Özellikle pota altındaki gayreti inanılmazdı. Hücumda biraz daha verimli olabilirdi ama daha çok genç ve kendini biraz daha geliştirecek. Barış Hersek'in de bu turvuna kadrosunda neden olduğunu anlamış değilim. Ben olsam Fatih Solak'ı kadroda tutardım. En azından girer 1-2 tane blok yapardı. Barış Hersek bir hayalet misali dolandı durdu.

Diğer oyuncularımızı kısaca ele alırsak Bekir Yarangüme oynadığı sürede iyi işler yapmaya çalıştı. Savunma direnci etkiliydi diyebilirim ama bu kadroda olması çok birşey ifade etti mi bilmiyorum. Sinan Güler'de kenardan gelerek savunma konusunda iyi işler yaptı. Hücumda pek verimli olduğunu söyleyemeyeceğim ama iyi işler çıkarttı. Engin Atsür ise bu sezon Efes Pilsen'de fazla forma şansı bulamadı. Buna rağmen Tanjeviç kendisinden vazgeçemiyor çünkü sert bir guard. Onunda takıma fazla etkisini göremedim. Ömer Onan savunma direnciyle takıma katkı veren isimlerdendi. Turnuva başında hastalığından ötürü kendini gösteremedi ama son maçlara doğru önemli işler yaptı. Semih Erden turnuvanın başlarında kötü görüntü çizmesine rağmen sonradan iyi toparladı. Oğuz Savaş'tan hücum anlamında beklentilerim daha fazlaydı ama iyi bir turnuva geçirdiğini söyleyebilirim. 

Türkiye'nin bu turnuvada büyük artısı gösterdiği savunma direnci oldu. Tanjeviç sert savunma yapabilecek oyuncuları genelde kadroya çağırıyor. Bu da hücumda biraz direncimizi düşürüyor ama yaptığımız etkili savunmayla birlikte hücumda beraberinde geliyor. Yinede bu takımda istikrarlı bir şutör ihtiyacı çok fazla duyduk. İbrahim Kutluay ve Serkan Erdoğan'dan sonra iyi bir skorere ihtiyacımız var. Ayrıca takım çok fazla genç oyuncuyla dolu olduğundan maçın sonlarında olmadık hatalara uğrayabiliyoruz. Tanjeviç geldiği günden bu yana hedefi 2010 olarak belirledi. 2010'da Enes Kanter'de bu takıma katılabilir veya öyle bir kadro oluşturulurki inanılmaz işlere imza atabiliriz. 2010 öncesinde birlik ve beraberliğe çok ihtiyacımız var. Herşeyden önce istikrar çok önemli. Bu yüzden Tanjeviç devam etmeli diyorum.

2 yorum:

  1. Öncelikle Tanjevic'in kalması fikrine kesinlikle katılmıyorum. Sebebine gelince: Bogdan Türkiye'ye geldiğinde (2004) ülkemizde Aydın Örs dışında Avrupa'da üst düzey maç yönetme tecrübesine sahip coach; Efes dışında bu düzeyde basketbol oynayan takım yoktu. Oysa şimdi Ergin Ataman, Oktay Mahmudi, Erman Kunter gibi Euroleague tecrübesine sahip Türk coachlarımız ve Efes'in yanına FBÜlker'imiz var her sene Avrupa arenasında ülkemizi temsil edebilecek durumda olan. Dolayısı ile alternatifi var; tamam o kariyer kimsede yok tamam kurt hoca ancak elimizdeki en yetenekli jenerasyon Bogdan uğruna kayıp oluyor ona yanıyorum; zaten basketbol ekolü olmayan bir ülkeyiz. Bir de "iyi mücadele ettik" hikayesi var...Maç başına 60-65 sayı ile nasıl finalist olacaktık? Yunanistan futbolda Avrupa şampiyonu olduğunda çok mu zevk aldık oynadıkları oyundan? Onlar en azından kupayı aldılar tarih öyle yazacak peki bizi? Çok dirayetli oynadık 8. olduk mu diyeceğiz? Hoş yarınki maçı kaybetsek bile Bogdan yönetiminde başarılı derece ya neyse sinirlerim bozuldu devam edemeyeceğim...

    YanıtlaSil
  2. Yazının tamamını dikkatli şekilde okudum ama Tanjevic'in neden takımın başında kalması gerektiği konusunda yeterli bir açıklama bulamadım. Görüşe katılmasam da kalmalı peki ama neden ?

    Geldiği günden bu yana, 2010 diyor Tanjevic de federasyon da. E geldi işte 2010. Biz 2010'da gençlerle oynayacağız, onlara yatırım yapmalıyız diyerek Kerem Tunçeri'yi bu kadronun dışına iten Tanjevic değil midir mesela. Bakalım o zaman 2010 öncesinde kim var kadroda umut vaadeden, fark yaratabilen. Sadece Ersan İlyasova. Onun gelişiminde de Tanjevic'in gram payı yok, ACB'de kendini geliştirdi NBA'e zıpladı çocuk. Tanjevic'in hiçbir katkısı yok, ikinci bir isim var mı sayabileceğimiz? Benim yok açıkçası, varsa bir fikri olan dinlemeye hazırım büyük bir merakla.

    Siz 2010'da gençlerle başarı elde edeceğim diyerek 2010 kadrosunun 1 numarasına Kerem Tunçeri'yi koyuyorsanız kalmanız için hiçbir sebep yoktur bence.- Kerem'in oyununu çok ama çok beğenen biri olarak yazıyorum bunları -

    Bekir Yarangüme ve Barış Hersek gibi 0 katkı aldığınız, dahası buraya gelirken bu katkıyı da alamayacağınızın da aşikar olduğu iki isimle bu turnuvaya geliyorsanız büyük bir stratejik hata yapıyorsunuz demektir. Sırf bu bile başlı başına kelle alır ama işler biraz değişik yürüyor bizim memlekette.

    Tanjevic'in en az benim yaşım kadar olan profesyonel basketbol koçluğu kariyerine büyük saygı duyan biri olarak milli takımı bırakması gerektiğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir