21 Ekim 2009 Çarşamba

Galatasaray-Dinamo Bükreş {Rijkaard'ın Basın Toplantısı}

Teknik Direktörümüz Frank Rijkaard, Dinamo Bükreş maçı öncesi bir basın toplantısı düzenledi. Fenerbahçe maçından, Milli Takım çalıştırıcılığına kadar geniş bir yelpazede konuştuğu toplantının öne çıkan ayrıntılarını ele alalım istedim.

* Mustafa Sarp'ın ciddi bir sakatlığı yok. Hakan Balta'da da ciddi bir sakatlık yok. Tek sıkıntısı yorgunluk. Gökhan Zan'ın bir sakatlığı yok ama yorgunluğu var. Bugün son durmuna bakıp, karar vereceğiz. Elano bizim için çok önemli bir futbolcu. Milli maç aralarından bu tip sorunlar oluşuyor. Milli takımda iki maç yapıldı. Toplam 40 dakika oynadı.
Orta sahanın göbeğinde Ayhan & Mustafa Sarp ikilisinin ne kadar başarılı olduğunu, gerek savunma gerekse hücuma nasıl katkıda bulunduğunu Trabzonspor maçında izledik. Mehmet Topal son çare olarak elbette el altında olmalı ama dediğim gibi son çare olarak. Sarp & Ayhan ikilisinin bozulmasını istemiyorum açıkçası. Mehmet'i de severim ama Mustafa bir başka hakikaten. Hakan Balta'ya dönecek olursak Fenerbahçe maçında Hakan'a ihtiyacımız olabilir. Caner'in takıma adapte edilmesinde fayda var. Bu maçta sol bek olarak Caner'in oynamasını umuyorum. Gökhan sakatlıktan sonra 90 dakika oynadı, yorgun olması gayet normal bence. Son antrenmandan sonra belli olacakmış 3 oyuncunun durumu. Elano'ya değinmek gerekirse sürekli Arda ile ilgili spekülasyonlar yapılsa da adam kıtalararası seyahat ediyor her milli maç arasında 12 saat yolculuk yapıyor. Hemen ertesi gün maça çıkmasını beklemek biraz absürd zaten.

* Dinamo Bükreş ile ilgili bir analiz yaptık. İstatistiklerine baktığımızda fazla gol yemeyen bir takım ama ofansif anlamda da çok gol atamıyor. Takım defansı bizim için çok önemli. Hep bunla ilgili çalışıyoruz. Çok gol yediğimiz doğru ama çok da gol atıyoruz. Çok gol atmamız da takım ruhunun üst seviyede olmasını gösteriyor.
Bükreş'in kapalı oynayan bi takım olması bizim işimizi bozabilir. Ama ilk dakikalarda bir gol bulabilirsek {inşallah} büyük ihtimal galip geliriz bu maçta. Maçın büyük kısmı orta sahada geçebilir. Bu işimize gelir aslında çünkü orta sahada topu rahat oynayan ve rakip alana hızlı taşıyabilen bir takıma sahibiz. Çok gol atmamızda sorun yok süper oluyorda çok gol yememiz gerçekten sıkıntılı bir durum. Son iki lig maçında toplam 6 gol yemişiz. Ligin başında gelene 3, gidene 5 atıyoruz derken şimdi gelenden 3, gidenden 3 yer olduk. Bunun sebeplerinden birisi şanssızlık olsa da takım halinde defans yapılmaması, yapılamıyor olması takımın en büyük eksiği gibi görünüyor son maçlarda. Rijkaard bunun üzerinde çalışıyoruz diyor. İnşallah çalışmalar işe yarar.

* İlk geldiğimiz günden beri 4-3-3 sistemi ile oynuyoruz. Bu sistem ile çok iyi sonuçlar aldık. Eğer sistemi değiştirip, 4-4-2 ile oynarsak, bu sefer orta alanda daha zayıf kalabiliriz. Bu zamana kadar sisteme takımın olumlu yansıdığını görüyoruz ama maç içinde tabii ki değişiklikler olabilir. Çift forvetle de oynayabiliriz ama tam anlamıyla sistemi değiştirmeyi düşünmüyoruz çünkü böyle bir şey olursa, daha büyük problemler yaşabiliriz. O yüzden mevcut sistem üzerinde geliştirmeler yapıyoruz.
Sistem kargaşasına düşmemek lazım. Hem hoca haklı 4-3-3'e adapte olmaya çalışırken 4-4-2'ye dönmek saçma bir tercih olur. Zaten Rijkaard, Galatasaray'da görev aldığı ilk maçtan beri sistemini hiç değiştirmedi. Yenilse de, yense de asla taviz vermeyerek arkasında durdu. Mesela Nonda oyuna girecekse orta sahadan birini çıkarmak yerine Baros'u çıkardı, Kewell'ı çıkardı Aydın'ı, Elano'yu aldı. Yani hem geri üçlüyü hem de ileri üçlüyü bozmayarak sistemine sadık kaldı. Bükreş maçında da değişmeyecek bu durum, Fenerbahçe maçında da. Bükreş karşısına ileride Kewell-Baros-Keita üçlüsü ile çıkacak sanıyorum. Bu üçlü birbirlerini kollayarak oynarlarsa ilk 15 dakikada bir gol atabiliriz. Ve atacağımız bu gol arkasından gelecek goller için kapıyı açar.

* Hem kulüp bazında hem milli takım çalıştıran birçok hoca var ama benim bu konuda bir tecrübem yok. Sadece Galatasaray'ı düşünüyorum, Milli Takım'ı düşünmüyorum.
Çoğu kişi Rijkaard'ın Milli Takım'ın başına geldiği takdirde çok başarılı bir iş çıkaracağını düşünüyor. Tabii Galatasaray'ı bırakmadan. Kendi fikrimi ifade etmem gerekirse; ben yalnız Rijkaard değil, yada yalnız futbolda değil hiç bir branşta hiç bir hocanın aynı anda hem milli takım hem kulüp takımı yöneterek iki kulvarda da başarılı olabileceğini sanmıyorum. Çünkü teknik direktörlük dediğimiz şey çok büyük emek isteyen bir iş. Zamanınızın çoğunu ayırmadığınız takdirde başarılı olma şansınız çok az. İkiye bölünmek pek mümkün olmuyor malesef. Zaten Rijkaard'a sorulan bu sorunun altında da biraz manşet atma isteği vardı açıkçası. Her hangi bir olumlu cevabında "Rijkaard Milli Takım için teklif bekliyor" tarzı cümleler kurulabilir, önemli maçlar öncesi yıpratılabilirdi. Allahtan Rijkaard ben ne başka bir takımda ne de milli takımda çalışmayı düşünmüyorum dedi de konuyu kapadı. Böylece hem Milli Takım konusunda hem de Milan konusunda dedikodular biraz azalır sanıyorum.

1 yorum:

  1. 4-4-2 ile ilgili gereken düşüncemi belirttim zaten aslında FR'de bu konuda taviz verecek biri değil. Keza konuşmasından da bu açıkça anlaşılıyor. Sadece Arda-Elano rotasyonu ile başlarsa iyi olur.

    http://hakanbaysal.blogspot.com/2009/10/rijkaardn-duas.html

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir