29 Kasım 2009 Pazar

Dev Maça Saatler Kala.. {Barcelona vs Real Madrid}

Aynı şehrin takımlarının oynadıkları maçlar derbi olur diye bir fikir empoze edilmeye çalışılır yıllardır biz futbol severlere. Oysa durup düşündüğümüzde Manchester United-Manchester City maçından daha heyecanlı maçın Manchester United ile Liverpool arasında oynandığını görürüz. Evet Atletico Madrid-Real Madrid maçı müthiş geçebilir ama kim Barcelona-Real Madrid maçını beklemez ki? Bunlar derbi değilse ben derbi sevmiyorum arkadaş. Yılın en keyifli maçları olarak 3 maçı gösterebilirim. Bir; Şampiyonlar Ligi finali.. Her zaman keyiflidir, heyecanlıdır.. Özellikle son senelerde bu durum alır başını gider. Devreye 3-0 mağlup giren takım maçı 3-3'le berabere bitirir ve sonunda da kupayı alır mesela. Yada Dünya'nın en iyi 2 oyuncusunun kıyaslanacağı maçta favori çıkarılamaz ortaya, nefesleri kesen 90 dakika izleriz. İki; Galatasaray-Fenerbahçe maçları. Ne kadar çekişirsek çekişelim Fenerbahçe ile oynadığımız maçlar sezonun futbol açısından en keyifli maçları olur her zaman. Ekimlerde kasımlarda Fenerbahçe hakimdir. Mayıslar ise Galatasaray'ındır.. Üç; Barcelona-Real Madrid maçları. Namı değer El Clasico. Her türlü zevkli geçer. Geçen seneki 6-2'lik skor kimseyi yanıltmasın, bu sene Real en az Barcelona kadar güçlü. Ayrıntıları birazdan konuşacağız. Top 3 maçımdan 2'si derbi değil ama inanılmaz maçlar işte.

Mes Que Un Club
Önce ev sahibi Barça'yı konuşalım. Bir kaç senedir kurdukları sistem ile tüm Dünya'nın gıpta ile baktığı bir takım haline geldiler şüphesiz. Geçen sezonu 5 kupa ile kapattılar, 6.sı da yolda. Kadro kalitesiyle kulüp takımları düzeyinde en iyi orta saha kurgusuna sahip takım. Evet Barcelona'yı pek sevmiyorum ben. Çünkü mutlak favori olmaları, maçları antrenmanda pas çalışması yapan takımlar gibi geçirmeleri futbolun heyecanını baltalıyor. Ben Barcelona maçlarını izlerken uyuklarım genelde mesela. Arkadaşlar bana kızar. Ya Serap iyisin güzelsin de Barcelona'nın futbolundan anlamıyorsun derler. Keyif almadığımı söylerim çünkü. Ama güneş balçıkla sıvanmaz gibi de bir atasözümüz var yani. Benim keyif almamam Barcelona'nın "bir kulüpten daha fazlası" olması özelliğini değiştirmiyor elbette. Sezona Zlatan Ibrahimovic'i kadrosuna katarak başlayan Barcelona -ki bence bu senenin tartışmasız en iyi transferi Ibra'dır- ligde oynadığı 11 maçtan 8'ini kazarak ve 3'ünde berabere kaldı. Ligin tek namağlup takımı olarak tabloda Real'in 1 puan gerisinde 2. sırada bulunuyor. Takımın en golcü isimleri 7'şer gol ile Zlatan ve Messi. Bu maç öncesinde oynanan 2 resmi maçta izleyemedik kendilerini. Bu maçta ise sahada olacaklar. Maç öncesinde Barça'nın en zayıf halkası olarak ise Valdes göze çarpıyor. Takımda Valdes'i tutmalarının tek sebebi bence başka dünyadan olduklarını kamufle etme çabası.

Los Galacticos
Gelelim konuk ekip olan Real Madrid'e. Barcelona'nın tüm turnuvalarda göz önüne çıkarak parlamasıyla biraz sönük kalsalar da Real sezona Kaka ve Cristiano Ronaldo'yu kadrosuna katarak çok önemli bir işe imza attı. Gerçi son haftalarda Cristiano'nun sakatlanmasıyla pek yararlanamadılar ama oynadığı her maçta golü olan Ronaldo hâlâ takımın en önemli gol silahı konumunda. Gelen son haberler Cristiano'nun iyileştiğini ve El Clasico'da sahada olacağını gösteriyor. 2 sezondur yapılan Cristiano Ronaldo mu yoksa Messi mi dünyanın bir numaralı futbolcusu polemiklerinin yanıtını geçen sene oynanan Manchester United-Barcelona Şampiyonlar Ligi Finali'nde öğrenememiştik. Bu maçta iki futbolcu karşı karşıya gelecekler. Ronaldo'nun maçtan önce "El Clasico'da oynamak istiyorum. Fizik olarak bazı sıkıntılarım olsa da, Barcelona karşısında elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım. Ben kendimi iyi hissediyorum, artık Pellegrini'nin kararını bekliyorum" açıklamaları var. Yalnızca Ronaldo için değil aynı zamanda Kaka için de çok önemli bir maç bu tabii. Real'in en güçlü bölgesi hücum olarak görünürken en zayıf bölgesi de defans olarak göze çarpıyor. Defansın içine Iker'i katmadan söylüyorum bunu. En sevdiğim kaleci diye demiyorum ama Casillas'ın çoğu maçta gösterdiği insanüstü performans maçları Real Madrid'e çeviriyor. Hücum silahları kadar Casillas'ın performansı da maçın dengelerini alt üst edebilir.

1928 yılından beri birbirleyle karşılaşan iki ekip arasında genel lig toplamında oynanan 206 karşılaşmada R.Madrid'in 85 galibiyet 42 beraberlik 79 mağlubiyetle üstünlüğü gözükmekte. İki takım arasındaki en farklı galibiyeti Real Madrid, 1943 yılında oynanan İspanya Kupası maçında 11-1'lik sonuçla almış. İspanya'nın bağımsız olma savaşı veren ve asla İspanyol olduklarını kabul etmeyen Katalan'ları ile başkent çocukları olan Madrid'lilerinin arasındaki mücadele tarih boyunca müthiş maçlara sahne olmuştur. Bu mücadelelerden en önemlilerini NtvSpor'da Mert Aydın bizler için derlemiş. Buradan okuyabilirsiniz. NtvSpor demişken; maç bu akşam 20:00'de Ntv'de. Maç ayrıca İspanya'da sinemalarda :) Maçı hepimizin gönlünden geçen adam, Ercan Taner anlatıyor. Bayramı, bayramlaşmaları unutturur bu maç. Yaslanın arkanıza futbolun keyfini çıkarın.. Maç yazısı 01:00'de Sportif Cümleler'de olacak. Gönlümden geçen sonuç ise Real Madrid galibiyeti. Zlatan bir gol atsın ama maçı Real kazansın..

1 yorum:

  1. Barça-Inter maçına şahit olduktan sonra geçen hafta sorulsa hiç belli olmaz diye yanıt vereceğim cevap bu hafta artık değişti. Barça 1 adım daha önde duruyor gözümde. Nou Camp'te olması ve ligde 2. durumda olması da ateşleyici diğer etkenler bana göre. R.Madrid daha çok Ronaldo'nun oyununa bağlı. O gününde olursa o zaman Barça'nın pek şansı kalmaz gibime geliyor. :)

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir