Galatasaray 3-1 Rizespor, maçın senin adına özeti "laubalilik"

Bu maçı Galatasaray adına "laubalilik" özetler. Hatta sadece bu maç adına da değil, bir süredir. Geçen 4 maçta sadece 1 gol yedin gibi görünse de, geçen 3 maçta kamyonla gol pozisyonu verdin. Rizespor maçı özelinde konuşursak, rakibin pozisyonları senin savunmadaki disiplinsizliğinle alakalı. Asimetrik dizilmeye çalışırken geride çok boşluk bırakılıyor. Abdülkerim Bardakcı'nın sol bek edasıyla çıktığını görüyoruz. Bu tabloda sol bekin geride duruyor ve o arada boşluk oluşuyor. Önde de boyuna top kaybederken, rakip geriden uzun vurup, o boşlukları değerlendirmeye çalışıyor. Hücuma dönsek, orada da başka bir hikaye var.

Bu tarz maçlarda Lemina'nın hücumda -1 yazdırdığını düşünüyorum. Gereksiz bir temkin oluşuyor. İlk yarıda 4-2-3-1 gibi dizildik bir de. Sara'yı 10 numara gibi kullandık ve maalesef bu mevkide ağır kalıyor, beli dönmüyor. Sane ve Yunus Akgün de benzer tarzdalar, her 2 kanatta üst üste biniyorlar. Kötü futbolları da hiç çekilmiyor. Sara ağır, Sane ve Yunus Akgün de kötü oynarken bu takım nasıl sete yerleşecek? Torreira'nın da eskisi gibi 8 numaralaştığını görmedik. Lemina da stoperlerin arasına girip, hiç dripling yapmaz oldu. Ne yapacak bu takım? Tabii ki geriden Osimhen'e uzun vuracak, her topa onu koşturacak.

2. yarıda Sara'nın 8'e geçip, 4-3-3'e dönülmesi işleri biraz yoluna koydu. Pozisyonlar buldun ve 2-0 geldi. 2-0 sonrası yaptığın hamle yine yanlış. Skoru bulmuşsun, oyunu tutuyorsun ama Lemina & Icardi değişikliğiyle merkezi boşaltıyorsun. 4'lü savunma düzeninde bu çift forvet denemeleri büyük sıkıntı. Merkezi boşalttıktan sonra rakip yine gelmeye başladı, pozisyonlar buldu. Sen de laubaliliğin zirvesine çıkarak, rakibi skor olarak da maça geri döndürdün. Neyse ki 2-1 sonrası konsantrasyonu güçlendirdin ve kenardan yaptığın diğer hamlelerle oyunu tuttun. Yine de 2-1, son 15 dakika. Bu denli hata yapmaya müsait olduğun bir günde oynanacak kumar mı?

Singo'nun maçın son dakikalarında oyuna girmesi, Sallai'nin hücuma kaymasını sağladı ve skoru bu sayede aldın. Zaniolo'yu kenar hamlesi yapıyorsun, etkili değil. Jakobs'u mecburen oyuna alıp, yine arkalı önlü çift kanat düzenine geçiyorsun. Çünkü kulübede "kanat" hamlen yok. Barış Alper Yılmaz'ı maalesef bu maçlarda arıyorsun. Fizik gücü, mücadelesi ve 2. forvet olabilme durumu seni güçlü kılıyordu. Sallai öne kaydı, ön alanda yaptığı presle 3. golü attırdı. Şu hamleyi daha erken yapabilsen, fişi de öncesinden çekerdin. Kenarda "kanat" namıma hamle yapabilme imkanın olmadığı için Sane ve Yunus Akgün'e çok gereksiz sabretmek zorunda kaldın.

Puan kaybını hak etmiştik. Bu tarz maçlarda da genelde puan kaybeder, sonrasında "ders almalıyız" derdik. Böyle anlarda kazanmak ve sonrasında ders almak güzel. 3-1 güzel bir sonuç gibi görünse de, oynanan oyunun "laubalilik" kaynaklı keyif vermemesi can sıkıyor. Galatasaray, ligde öyle bir havaya girmiş ki "bize bir şey olmaz" modunda takılıyor. Kazanma alışkanlığının adı "nasıl olsa kazanırız" olmuş ama bir noktada cezayı keserler. Şampiyonlar Ligi'nde elbette böyle oynamayız, ya da daha dişli maçlarda. Bu tarz maçlardaki rahat görüntüyü geride bırakmalıyız ve şu  3 günde transfer işini bitirip, taşları tam anlamıyla yerine oturtmalıyız.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)