21 Kasım 2009 Cumartesi

O Herkesin Hayali: Guus Hiddink

Türkiye'ye gelipte değerini bilmeden gönderdiğimiz spor adamlarının ilk sırasına Hiddink'i koyarım. Futbol mantığı olarak o zamanlar çok gerideydik ama Hiddink'e biraz sabır gösterilseydi belki bugün çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Geçmişte Hiddink'i gönderdik ama bugünlerde onu Milli Takım'ın başına getirmek için atmadığımız takla yok. Aslında keşke gelse ve Milli Takım'a sınıf atlatsa diyorum. Federasyonun yalanlamasına rağmen Hiddink'e Milli Takım'ın başına geçmesi adına yıllık 8 milyon avro teklif edilmiş ama Hiddink bir Türkiye macerası daha yaşamaya sıcak bakmıyor. Gerçi 2010 Dünya Kupası'ndan sonra antrenörlüğü bırakacağını açıklamıştı ama Rusya'nın turnuvaya katılamayacak olması nedeniyle Hiddink kararından vazgeçebilir. Bu arada Hiddink'e önerilen ücrette inanılmaz bir ücret. Benim bildiğim bu paralara Mourinho falan çalışıyor. Bu da aslında Futbol Federasyonunun ne kadar zengin bir kurum olduğunu gösteriyor. Hatta ülkenin en zengin bir kaç kurumundan birisi olduğunu düşünüyorum. Fatih Terim, Hiddink'e önerilen ücretin inanılmaz derecede aşağısında ücret almasına rağmen kendisine mali yönden denilmeyen kalmadı. Hiddink eğer bu parayı kabul edip Milli Takım'a gelseydi yorumlar nasıl olurdu merak ediyorum.

Hiddink'in en göze çarpan yönü iddialı ama çok da büyük olmayan ekiplerde büyük başarılar kazanmasıdır. Aslında onun bu popülaritesi buradan geliyor. Çok fazla olmayan imkanlarla önemli işler yapabiliyor, bir ekol yaratacak gücü var ve kısıtlı imkanlardan müthiş imkanlar yaratabiliyor. Mesela Güney Kore'ye 2002 Dünya Kupası'nda yarı final oynatmıştı. Ev sahibi avantajı falan ama bu inanılmaz ötesi bir başarıdır. Bugün Güney Kore'nin Dünya futbolda olan yerini düşününce demek istediğim ortaya çıkıyor. 2006 Dünya Kupası'nda Avustralya'yı Dünya Kupası'na taşımak zaten büyük başarıydı ve bu takıma 2. tur oynatmıştı. Elendikleri İtalya maçını hepimiz hatırlıyoruz. Sonrasında Rusya'ya 2008 Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynatmıştı. Rusya, Hiddink'ten önce neredeydi şimdi nerede. Bunu düşününce bazı soruların cevaplar geliyor. Ayrıca PSV Eindhoven'de çalıştığı dönemde üç lig şampiyonluğunun yanı sıra, neredeyse Şampiyonlar Ligi'ni kazanacaklardı. 2005 yılında Milan'la oynadıkları yarı final hala hafızalardadır. Bu ekiplerin ortak özelliği birden yükselmeleri ve çok iddialı konuma gelmeleridir. Hollanda Milli Takımı, Valencia, Real Madrid, Chelsea gibi kariyerlerini hiç saymıyorum bile. Geçtiğimiz sezon ölü durumdaki Chelsea'nin başına geçici antrenör olarak geldiğinde neler yaptığını gördük. Premier Lig'de şahlandılar ve Iniesta'nın son saniye golü olmasa belki Şampiyonlar Ligi'ni kazanacaklardı.

Hiddink'e bugüne kadar tam 489 tane teklif yapılmış. Bu sayı ne kadar doğru bilemem ama inanılmaz sayıda teklif yapıldığını biliyorum. Yukarıda verdiğim örneklere baktığımızda Dünya'da bu çapta çok fazla Milli Takım ve kulüp takımı var. Hepsinin en büyük hayali de Hiddink'i takımın başına getirmektir. Hiddink'te 63 yaşına geldiği için ve bu kadar fazla dolaştığı için artık antrenörlükten uzaklaşmak istiyor ama futboldan kopamayacak gibi. Çünkü kendisine geçtiğimiz sezon Chelsea sözleşme önermişti ama Rusya'yı bırakmak istememişti. Şimdilerde ise Chelsea'ye sportif direktör olarak gelmesi gündemde. Bir bakıma transferlerde falan da danışmanlık yapacak. Aslında transfer işlerini Ancelotti'nin eline bırakmamak lazım çünkü takım bir anda yaşlanabilir. Bu yüzden sezon başında Zhirkov transferi gibi transferlerle Hiddink büyük katkı verir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir