
Tabata'nın ne iş yaptığını ve hangi akılla 8 milyon avro'ya transfer edildiğini gerçekten merak ediyorum. Bütün maç boyunca olumlu iki tane hareketini göremedim. Sürekli eleştirdiğim ve takımdan gitmesi gereken futbolcuların başında değerlendirdiğim Delgado'yu bile gözlerim arar oldu. Mustafa Denizli maç başında çok iddalıydı hatta Wolfsburg'u belli ölçüde küçük gördü, ligi falan ikinci plana itip bu maça yoğunlaştı ama sahada oynana bir futbol olmadığı için 3-0'lık bir mağlubiyet alındı. Artık hedefler Avrupa Ligi'ne kalmak olarak belirlenmeli ama bu futbolla onu da zor görüyorum. Mustafa Denizli'nin öncelikli hedefini Avrupa olarak belirlemesi çok güzel ama bu hedefe yönelik hamleler göremiyorum. Wolfsburg'dan deplasmanda alınan bir puan, ligde son haftalarda iyi gidişat bana sorarsanız tamamen göz boyamaydı. Beşiktaş bu sezon yaptığı alakasız transferler neticesinde takımın ayarını bozdu ve çok kötü futbol oynuyorlar. Son haftalarda alınan galibiyetlere baktığımda birer golle kazanılan maçları görüyorum. Zaten geçen sezon kazanılan şampiyonlukta yapılan hamlelere baktığımda hepsi günü kurtarmaya yönelikti. Aslında bu sezon ve Yıldırım Demirören'in gitmemesi durumunda yaşanılacakları geçtiğimiz sezondan tahmin etmeye başlamıştık.

Beşiktaş sezon başından bu yana büyük gol sıkıntısı yaşıyor. Bazı maçlarda çok fazla pozisyona girmelerine rağmen istedikleri golleri bir türlü bulamıyorlar. Ayrıca son haftalarda girdiği gol pozisyonlarıda azaldığı için böyle bir yıkımı ben bekliyordum. Wolfsburg geçen sezonki ayarında olmamasına rağmen hala çok güçlü bir takım ve ellerinde mükemmel futbolcular var. Ayrıca deplasmanlarda da çok iyi sonuçlar aldıkları bir gerçek. Beşiktaş'ın zaten bu sezon doğru bir sistemi ve istikrarlı bir kadrosu yok. Bütün bunlara çok sayıda sakat futbolcu da eklenince bugün çok kötü bir hücum futbolu sergilediler. Gerçi takım savunmasınında çok iyi olduğunu söylememiz oldukça güç. Wolfsburg ilk yarım saat inanılmaz pozisyonlar buldu ve farkı ilk yarıdan açabilirdi ama son vuruşlarda istediklerini yapamadıkları için goller gelmedi. Beşiktaş ise Tabata, Bobo ve Serdar Özkan'dan oluşan hücum hattıyla pozisyonlar bulmaya çalıştı. Serdar Özkan'ı bugün pek sahada göremedim. Zaten ikinci yarıya başlarken onun yerine Tello oyuna girdi. Tabata'ya baktığımda keşke onu da görmeseydim dedim çünkü tek başına uğraşmaya çalıştı, didindi göründü ama takım için bir tane katkısı yok. Çok boş bir transfer olduğunu bu maçta kanıtladı. Sağlam bir hücum gücü olmayınca Bobo'nun da yapacak bir şeyi kalmıyor.

Ernst'in olmayışı Beşiktaş'ın gerek defansif gerekse ofansif hattına büyük bir balta vurdu. Defans - orta saha ve forvet arasında kesinlikle bir iletişim olmadı ve sistemsizlik içinde Beşiktaş'lı futbolcular kişisel yetenekleriyle bir şeyler yapmaya çalıştılar. İyi bir Tello'nun her maçta ilk 11 çıkması gerektiğini bu maçta daha iyi gördük. Tello oyuna girince Beşiktaş topu biraz daha olumlu kullanmaya başladı ama takım kötü olunca bir işe yaramadı. Bunların dışında sadece Ferrari'nin performansını alkışlayabilirim. Wolfsburg Misimovic ve Dzeko'nun gösterdiği performansla maçı kazandı. Maç boyunca Beşiktaş'a fazla hücum şansı tanımadı ve takım olarak iyi oynadılar. Beşiktaş'ın güçsüz beklerine karşı kanatları iyi kullandılar, ikinci yarıda ise kontrollü futbolu seçip 80'den sonra işi bitirdiler. Beşiktaş'ın bu saatten sonra Avrupa Kupaları için bir iddiasının kalmadığını düşünüyorum. Taraftarda artık bu maçtan sonra yönetime karşı iyice sırtını dönmüş durumda. Beşiktaş'ı zor günler bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder