13 Aralık 2009 Pazar

Dallas Mavericks & Miami Heat

Rick Carlisle benim gözümde her zaman çok değerli bir coach olmuştur ve kendisini çok severim. Özellikle tuttuğum takım olan Pacers günlerini göz önüne aldığımda Carlisle adına biraz duygusal olabilirim. Çünkü Pacers'a Bird'den beri hayatının basketbolunu oynattı, Isiah Thomas'ın ardından takımı çok sağlam tutmayı başardı {Isiah Thomas'ın elinin değdiği takımlar 3 sene kendilerini toplayamıyorlar} ve iyi bir ivme yakalamıştı. Ama sakatlıklar ve cezaları aklımıza getirdiğimizde Pacers belki de Dünya spor tarihinin en şanssız takımlarından biri olmayı başardı. Buna rağmen bu takım hala play-off yapabiliyorken Carlisle'nin görevden alınmasına bir anlam verememiştim. Bu Pacers günleri yüzünden Carlisle hangi takıma gitse, gittiği takımlara sempatiyle bakarım. Hele bu takımda Nowitzki gibi bir yıldız varsa sempati oranım daha da artar.

Dallas Mavericks'in normal sezonda Miami Heat'e karşı oynadığı son 10 maçta 10 galibiyet aldığını görüyoruz. Son oynanan maçı da kazandıkları için bu seriyi 11 maça getirdiler. İki takımın oynadıkları NBA finalini göz önüne aldığımızda bu iki takımın maçları artık bir derbi havasında geçmeye başladı. Dallas'ın bu sezon kadrosuna baktığımızda şampiyonluğu hedefleyen bir kadronun kurulduğunu görüyoruz. Mark Cuban takımın daha iyi olması adına hiç bir fedakarlıktan asla kaçınmıyor. Carlisle kafasında oluşturmaya çalıştığı sistemi hala Dallas'a tam olarak oturtamadı. Ama onlarında zaman geçtikçe daha iyi olduğuun görüyoruz. Çünkü Dallas takım halinde çok iyi hücum eden bir takım. Kidd'in organizasyonlarında başta Nowitzki olmak üzere J.Howard, Terry, Barea gibi skor tehditi oyuncular var. Dampier ve Gooden gibi sağlam uzunlarında bu takımda olduğunu düşünürsek Dallas şu an oynadığı oyun seviyesini mutlaka yukarıya çekecektir. Miami ise biraz daha genç bir kadroyla mücadele veriyor ve yeniden şampiyonluk hamlesi yapmak adına 2010 yazını bekliyorlar. Çünkü salary'leri bir süperstar oyuncu alma konusunda onlara izin veriyor. Spoelstra'da Miami'ye farklı bir hava getirmeye çalışıyor. Takımın sadece Wade'nin eline bakma olayını kaldırdı ve daha bir takım oyunu oynatıyor. Beasley, Mario Chalmers gibi çok iyi genç oyuncularında olduğunu düşünürsek Miami Heat şampiyon olduğu yaşlı kadrosunun ardından dönüşümünü iyi gerçekleştirdi.

Maça bakarsak Dallas ilk periyotta muhteşem bir hücum sergiledi ve bir ara farkı çok açtı. Sonrasında Wade'nin ve Beasley'in çabalarına Dallas'ın da savunma zaafları eklenince fark azaldı. Buna rağmen Miami, Dallas'ı yakalayamadı ve öne geçemedi. Dallas'da zaten maçın başından bu yana temposunu hiç azaltmadı ve özellikle dış şutlarda yüksek isabet yüzdesiyle maçtan farklı ayrıldılar. Maçın adamı kim oldu diye sorarsak tabi ki Nowitzki derim. Çünkü topla mümkün olduğunca az oynayarak 25 sayı yaptı. Allah, Nowitzki'ye bir şut yeteneği vermiş ve bu yetenek sayesinde Nowitzki aslında kendisini pek yıpratmıyor. Yani topu aldığında rakiple çok fazla mücadeleye girmeden işini bitiriyor. Tabi bunu yapabilmesi adına pota altında sağlam bir Dampier ve S.Marion gerek. Özellikle ne kadar yaşlansa bile S.Marion'un bu takıma getirdiği atletik özellikler çok önemli. J.Howard'da ayrıca bu sezon sakatlıklarla boğuşuyor ama iyileştiğini görüyoruz. Onun skorer oyunu da Dallas açısından kritik önem taşıyor. Miami ise bu seneyi böyle geçirecek. Yeniden yapılanan bir takımlar ve yeniden yapılanırken diğer takımların aksine kazanarak bunu yapıyorlar. Gençlere kazanma alışkanlığını kazandırmak çok önemli. Son olarak maçta Jo'yu oldukça aradılar. Öyle ki Dampier pota altında maden buldu ve 17 ribaund aldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir