19 Aralık 2009 Cumartesi

Kırmızıların En Özel İki İsmi

Bir bayrak yarışıydı 7 numara mevzusu. George Best ile 1963 yılında başlayan bu hikaye 1981'de el değiştirdi. 1981'den itibaren artık 7 numara Bryan Robson'ın sırtındaydı. Diğer efsanelerin biraz gölgesinde kalsa da Robson, Best'ten sonra formayı giyen en başarılı isimlerden biriydi. West Bromwich'de başlayan futbol yaşantısının ikinci adımını Manchester'a atarken dönemin hatırı sayılır transfer ücretlerinden birini almış ve; "para benim için önemli değil. Ben sadece kazanmak istiyorum" diyerek kalitesini göstermişti. Dediğini yaparak kazandı da. Manchester United'ın kaptanı da oldu hatta 7 numaralı formayı giydiği süreç içerisinde. Oynadığı 90 maçta 26 gol attı. Manchester'ın FA Cup finalinde attığı 2 gol ile kupayı almasında da büyük rol oynadığını söyleyebiliriz. Fotoğrafın Cantona & Beckham ikilisi olduğunu görenler neden Robson diyebilirler. Haklılarda aslında. Fakat ben ilk olarak Robson'ı yazmak istedim. Çünkü diğer 7'lerin biraz gölgesinde kalmış malesef. Şimdi gelelim asıl konuya..

Robson'dan sonra 7 numarayı Kral giydi. Mancunian, yani Manchester'lıların tabiriyle ise "The King" Evet Eric Cantona'dan bahsediyorum. Formasının yakasını havaya kaldırmasıyla, attığı şık gollerle, gollerden daha şık milimetrik paslarla ve tabii ki dinlene dinlene ettiği felsefik laflarla Cantona tam bir fenomen. Kimileri Ronaldo'yu, Maradona'yı, Pele'yi futbolun ilahı olarak gösteredursun, ben biraz da Güney Amerika futbolunu sevmediğimden sanırım, kendi fenomenim olarak George Best'i, Eric Cantona'yı seçiyorum. Cantona, 92-93 sezonunda Leeds'ten ayrılmasının ardından Manchester'a transfer oldu. Geçirdiği 3 müthiş sezon ile gerçekten tüm futbolseverlerin dikkatini çekmekle kalmadı Manchester'lıların efsanesi konumuna geldi. Ancak 25 Ocak 1995’de yaşanan bir olay Cantona’nın önlenemez çıkışına büyük bir darbe vurdu. Crystal Palace ile deplasmanda yapılan maçta Palace defans oyuncusu Richard Shaw, Cantona’nın formasını çekti ve ceza almadı buna sinirlenen Cantona’da rakibine vurdu ve kırmızı kartla oyundan atıldı. Ancak esas olay bundan sonra yaşandı ve Cantona çıkış tüneline ilerlerken bir Palace taraftarının aşağılayıcı tepkilerine daha fazla dayanamadı ve şık bir “kung-fu” tarzı tekmeyle Palace taraftarı, Matthew Simmons’a tekmeyi yapıştırdı. Soldaki fotoğrafta ünlü tekmeyi görüyoruz. Sinirli adamdı Cantona. Maçta delirmiş rakip ceza almayınca, uçmuş, koymuş tekmeyi taraftara. Sonra da bunun cezası ağır olmuş tabii. 9 ay futboldan men edildi, ayrıca 120 saat de halk hizmeti ile cezalandırıldı. Ama ne bu cezalar, ne de o taraftarın durumu hafızalarda kaldı. Hafızalarda kalan tek şey Cantona'nın açıklama yapması beklenilen basın toplantısında sakin sakin oturup, tek bir cümle edip toplantıyı terketmesiydi. Peki o cümle neydi ve ne demek oluyordu. Cantona'nın ne demek istediğini hâlâ düşünen var mıdır bilmiyorum ama o cümle şuydu;
“Martılar, balıkçı teknesini takip ederken, sardalyelerin denize atılacaklarını düşünürler”
Dedim ya tuhaf adam Cantona. Belki de bu gizemli halleri onu bu kadar özel kılan. Cantona'ya daldım Beckham'ı unuttum. Neyse Beck ile ilgili zaten uzun bir yazı yazmıştım merak edenler Gönlümden Geçen Futbol Elçileri'nin Beckham kısmını okuyabilirler. Cantona'nın, Manchester'dan ayrılmasının ardından o dönem 10 numaralı formayı giyen Beckham 7 numarayı alan 4. isim olmuştu. Daha doğrusu 4. efsane diyelim biz buna. Best'ten, Robson'dan, Cantona'dan sonra Becks dördüncü 7 numara olmuştu. Yukardaki fotoğraf o günlerden bir hikaye gibi. Zaten birbirlerine yakın oynayan bu ikili hemen hemen her golden sonra fotoğraftaki gibi birlikte sevinmişler. Cantona ve Beckham ikilisinin Manchester günlerine saygıyla..

5 yorum:

  1. Lütfen yanlış anlamayın, kendi açımdan bu iki ismi nasıl gördüğümü anlatacağım sadece :)

    Eric Cantona ve David Beckham'ı ManU açısından değerleri bazında karşılaştırmam bile ben. Tabii ki bir döneme beraber damga vurdular. Siz de buna dikkat çekmişsiniz.

    Ama Eric Cantona, Bobby Charlton, Bryan Robson, George Best gibi isimlerden sonra ManU'nun Metin Oktay'ı olmuştur. Paraya pula bakmadan takımda kalmış ve ölünce küllerim Old Trafford'a gömülsün demiş bir isim bildiğiniz gibi. Hatta ManU'da yüzyılın oyuncusu da seçildi ama bunda benim gibi George Best'i göremeyen nesilin etkisi büyüktür :)

    Öte yandan Beckham, televizyon reklamı, para pul, Amerika, medyatik eş seçimiyle daha bir Cristiano Ronaldo havasındaydı benim gözümde.

    YanıtlaSil
  2. George Best'i izleyememiş bahtsız jenerasyonda ben de varım. Tabii ki Cantona ile Beckham'ı kıyaslamak istemiyorum. Bilhassa son kısımda söylediğiniz gibi Beckham'ın futbolculuğundan çok magazinsel olarak ön plana çıkmasından en çok rahatsız olanlardan biriyim. Fakat bu durum Real Madrid kariyerinden itibaren oluşmaya başladı. Yani yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz, Cantona'nın yanındaki sarı çocuk öyle magazinsel bir adam değildi yahu :)

    YanıtlaSil
  3. :D:D

    yahu kesın feyk hesap bu. bir kız futboldan böyle bahsedemez. kusra bakma be. veya ben hiç görmedim böylesini. feyk olduğuna inanarak devam ettireceğim hayatımı, öbür türlüsü beni çok üzer.

    YanıtlaSil
  4. Neden bahsedemesin merak ettim.

    YanıtlaSil
  5. Sen kusura bakma ben seni üzeceğim galiba :)

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir