6 Ocak 2010 Çarşamba

Liverpool Kaosunun İlacı; Arda Turan

Bu aralar son 10 yılın kadrolarını, unutulmaz maçlarını ve olaylarını yazıyoruz, yorumluyoruz, tartışıyoruz. Son 10 yılı hedef alırsak Galatasaray ve Liverpool'un bir çok konuda kesiştiğini görüyoruz. Mesela 2001/2002 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray ve Liverpool iki maç oynamış ve iki maçta enfes geçmişti. Sonrasında 2006/2007 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray ve Liverpool'u yine karşı karşıya görmüştük ve bu iki maç da büyük heyecana sahip olmuştu. Ayrıca Armsterdam Turnuvası'nda bu iki takım yine karşılaşmış, bu karşılaşma hazırlık maçı olmasına rağmen dönemin futbolseverlerine inanılmaz keyif veren bir mücadele olmuştu. Yani bu iki takımın oynadığı bütün maçlarda heyecan dozajı üst düzeyde oluyordu.

Son 10 yılda bu iki takımın diğer bir bağına baktığımızda ise Kewell ve Baros'u görüyoruz. İki futbolcu kariyerinin en parlak dönemlerinde Liverpool'a transfer olmakla kalmamış, kader onları bir de yine Liverpool'da düşüş içerisine sokmuştu. Ama kader ağlarını örerken bu kadarıyla yetinmeyerek, iki sene önce İstanbul'da Şampiyonlar Ligi Finali için gelen ikiliyi bu defa da Galatasaray'a getirmişti. Kewell ve Baros azimleriyle ve profesyonellikleriyle kendi küllerinden doğdular. Son olarak Galatasaray ve Liverpool'un adı aynı anda Arda Turan konusunda geçmeye başladı. Arda, Galatasaray TV'ye verdiği bir röportajda Liverpool'da oynamayı çok istediğini ve taraftar kültürü ile Liverpool formasının kırmızı olmasının kendisini çektiğini dile getirmişti.

Yıllarca Liverpool az parayla büyük işler başaran bir kulüp olmuştu. Premier Lig'de beklenen şampiyonluk gelmemesine rağmen 2005 yılında kazanılan Şampiyonlar Ligi bunun en iyi örneğidir. Ama Premier Lig şampiyonluğunu uzun zamandır kazanılamaması neticesinde kemiğe dayanan bıçak Liverpool'un daha fazla transfer harcaması yapmasına sebep oldu ve bunun ters etkilerini bugünlerde izliyoruz. Gerrard ve Torres takımdan çıksa sıradan bir takım olurlar düşünceleri hakim olmaya başladı. Premier Lig'in de tapusunun Manchester United ve Chelsea'ye geçtiğini söylemek mümkün olacaktır. Bütün bunlara rağmen Liverpool bir kültürdür, yaşama biçimidir, felsefedir. Takım ne durumda olursa olsun taraftarın söylediği ''You will never walk alone'' Liverpool'un yarattığı etkinin en büyük kanıtıdır.

Galatasaray'lıların kendini hazırlaması gereken gerçek Arda Turan'ın 1-2 sezon içerisinde takımdan ayrılması olacaktır. Burada önemli nokta Arda Turan'ın mümkün olan en iyi tercihi yapması ve Galatasaray'ın bu transferden kazanacağı bonservistir. Adnan Polat'ın Arda Turan için uyguladığı kariyer planlaması çok doğru bir şekilde yoluna devam ediyor. Bu sezon Arda'ya verilen kaptanlık, Rijkaard'ın Arda'nın repertuarına eklediği yeni parçalar hem Arda'nın piyasasını arttırıyor hem de Arda'nın artık daha olgun hareket etmesini sağlıyor. Mesela Arda Turan adını duyurmaya başladığı ilk zamanlarda Newcastle United'de Emre Abi {Belözoğlu} ile beraber oynamayı çok istiyorum derdi. Şimdilerde ise Liverpool'un ona en uygun takımlardan birisi olduğunu ve neden Liverpool'da oynamak istediğini çok güzel bir şekilde anlatmış. Bu, Arda Turan'ın geldiği olgunluk derecesinin boyutunu bizlere gösteriyor. Avrupa'ya az oyuncu ihraç ediyor olabiliriz ve mümkün olan bütün futbolcularımızın takım ayırt etmeden Avrupa'ya gitmesi gerektiğini söylüyoruz ama Arda Turan gibi bir futbolcunun da oynaması gereken takım üst düzey olmalıdır. Çünkü böyle üst düzey yeteneklere kolay rastlamıyoruz.

Liverpool, hırs ve mücadelenin üst düzeyde olduğu kulüplerden biridir. Premier Lig'de bunu yapmak zorundasınızdır zaten ardınızda KOP gibi bir tribün varsa eğer yapmazsanız ayıp olur. Arda'yı da Arda yapan özelliklerinin başında hırs ve mücadele geliyor. Keita'nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalardan yola çıkarsak kaybedilen maçlardan sonra soyunma odasında hırsından ağlayan bir Arda görüyoruz. Maç içerisinde kazanmak için elinden geleni yapan, mücadelesinden asla ödün vermeyen bir futbolcu. Ayrıca takım kaptanlığı ile beraber sorumlulukları artmış ve tüm gözler üzerine çevrilmiştir. Böyle bir ruhla oynayan futbolcuyu da Liverpool taraftarı bağrına basacaktır.

Ayrıca Arda'nın bu sezon futboluna getirdiği yön çok ilgi çekici. Arda Turan'ın bu sezona gelene kadar geçirdiği sürece baktığımızda sol açık oynayarak etkili olan, sağ açık oynadığında bundan sürekli rahatsızlık duyan bir futbolcuydu. Ama yıldan yıla futboluna kattığı özellikleri ve gösterdiği gelişimi gözlemliyorduk. Rijkaard'dan sonra ise Arda Turan artık orta saha gibi oynayabiliyor. Üstelik bildiğimiz klasik ofansif orta sahalardan ziyade günümüz futboluna uygun şekilde oyunun iki yönünde etkili olarak. Sol ve sağ kanatlarda da başarıyla oynaması onun zaten altın bilezikleri durumunda. Günümüz futbolunda artık bir futbolcunun hangi bölgede oynarsa oynasın en iyi performansı göstermeye çalışmasının öneminden yola çıkarsak Arda Turan biraz daha gelişimle beklediğimiz standarta mutlaka ulaşacaltır.

Yukarıda da bahsettiğim gibi geçmiş yıllarda Liverpool daha fazla genç futbolculara yönelik bir transfer politikası izliyordu. Ama Premier Lig şampiyonluğu hasretinin verdiği etkiyle çok fazla para harcadılar ve kulübün mali dengesi oldukça bozuldu. Bu yüzden Benitez çareyi yeniden genç futbolculara yönelmekte arıyor. Arda Turan'ın bu söylemlerinden sonra Liverpool taraftar forumları Arda hakkında konuşmaya başladı ve büyük çoğunluk Arda'yı takımlarında görmek istiyor. Arda Turan için yaptığım eleştirilerden bir tanesi Türkiye'nin futbol piyasasının gerilerde olmasının Arda'nın yapacağı transferde etkisinin olmaması yönündeydi. Bugün baktığımızda en iyi futbolcu anketlerinde Arda'nın ismini göremiyoruz. Arda kapasitesinde bir futbolcu biraz da kendi piyasasını yaratmak zorundaydı ve bu açıklamalarla biraz göze girmiş gibi görünüyor.

Liverpool kadrosunun yeterince derin olmadığını düşünüyorum ve takımda bulunan yönlü futbolcu sayısı oldukça az. Yukarıda bahsettiğim bütün özellikleri göz önüne aldığımda Arda'nın futbol yapısının öncelikle Liverpool'a sonrasında ise Premier Lig'e oldukça uyacağını düşünüyorum. Eğer böyle bir transfer girişimi olacaksa sezon sonunda bu konuşulacaktır ve 20-25 milyon avro arası bonservis bedelinin olacağını düşünüyorum. Kısacası Liverpool futbol kültürünün Arda üzerinde olumlu etkileri olacaktır ve bizler de artık bir Türk futbolcusu böylesine üst düzey bir takımda oynayacak diyebileceğiz. Tabi bunların hepsi benim içimden geçenler, böyle bir transfer görüşmesi oldu mu, Arda düşünülüyor mu onu bile tam olarak bilmiyorum.

Burak EREN-Goal.com

1 yorum:

  1. Liverpool'un ihtiyacı Arda mı peki? Aslında bana sorarsan hayır derim. Rafa'nın öncelikli ihtiyacı ön libero. Ama Babel'den iyi randıman alınamaması haliyle Arda'yı cazip kılıyor. Gerçi 8 gollü BJK mçını hatırlayanlar Babel'in potainsiyeline dair fikir edinebilirler.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir