
Barcelona örneğinden yola çıkarsak Dani Alves ve Abidal'in bugün çok övdüğümüz Barcelona sistemine verdiği katkıları görebiliyoruz. Ya da Barcelona total futbola geçtiği günden bu yana oynayan bek futbolcularının verdikleri katkıyı. Total futbol oynayan veya oynamaya çalışan takımlarda mutlaka beklerin hücuma katkı vermeleri gerekiyor. Onların kanatları iyi kullanması neticesinde daha güçlü bir hücumun oluşması yanında, pas trafiğinin de aynı oranda güçlenmesi mümkün. Çünkü bekler iyi oynadıkça önünde oynayan kanat oyuncuların da etki oranları artacak ve total futbolun en önemli gereksinimi olan hızlı futbol gerçekleşecektir. Galatasaray'da ise Sabri ve Hakan Balta'nın sakatlıklarının ardından bek futbolculardan alınan katkı oldukça azaldı. Denizlispor maçında sağ tarafta Uğur Uçar, sol tarafta ise Caner Erkin iyi işler çıkarmaya çalıştılar ama Antalyaspor maçında sol bekle alakasız Uğur Uçar, sağ bek özellikleri fazla olmayan Emre Güngör oynayınca iyi futboldan bahsetmemiz otomatikman imkansızlaştı.

Antalyaspor maçında birinci eksiğimizin kanat organizasyonları olduğunu söyleyebilirim. Bekler hücuma çıkmayınca önlerinde oynayan kanat oyuncuları fazla destek göremediler. Birde buna Jo'nun sakatlanmasının ardından yaşanan santrafor kaosu eklenince Galatasaray bu sezon Bursaspor deplasmanının ardından en kötü oynadığı ikinci futbolunu sergilemiş oldu. Ayrıca beklerin hücuma veremedikleri katkının yanında savunma anlamında da çok iyi oynadıklarını söyleyemem. Antalyaspor, Galatasaray'ın aksine kanatları çok iyi kullandı ve genelde hücumlarını hızlı ataklarda gerçekleştirdiler. Uğur Uçar sol tarafta oynadığında oynadığı mevki gibi futbola çok ters kalıyor. Maç boyunca bir kere sol kanattan atak geliştirdiğini görebildim. Emre Güngör ise hücuma çıktığında çok alakasız yerlere ilginç koşular yaptı. Maçın ikinci yarısında Arda'nın Emre Güngör koşsun diye çıkardığı bir topa Emre Güngör'ün gidişini gördükten sonra kararımı verdim. Bekler kötü olunca doğal olarak savunmanın ortasında oynayan futbolcuların da dengesi bozulmuş oldu. Neill ve Servet rakibi karşılamanın yanında bu iki futbolcunun açıklarını da kapatmayı denediler ama Galatasaray savunması genel olarak bu maçta arıza verdi.
Ama Şubat ayında oynayacağımız maçlara baktığımda en riske atılabilecek, kadro konusunda çeşitli deneyler yapılabilecek maç buydu. Rijkaard aslında bu maçta sağ bekte Uğur Uçar, sol bekte ise Caner Erkin'i başlatacaktı. Ya da Neill'i sağ beke çekip Emre Güngör'ü stoper oynatması mümkündü. Bu denemeleri yapmasının sebebi bence maçın riske edilebilecek tarafının olmasıydı. Sonuçta mağlup olsan bile evinde turu geçebilirsin. Nitekim 2-1'lik mağlubiyet bile Galatasaray'ın işine geldi. Bu maçta Neill ve Servet birbirlerine daha fazla alışmaya devam ettiler, Emre Güngör ve Uğur Uçar'ın da ters bölgelerde neler yapabileceklerini gördük.

Diğer bir konu ise Galatasaray'da yaşanan veya olası yaşanacak santrafor problemidir. Jo'nun oyunda kaldığı sürece baktığımda oyunun hakimi olan, çok iyi oynamasa bile topu hücumda tutabilen bir Galatasaray vardı. Jo oyundan çıktıktan sonra ise ilk yarı bitene kadar yaşanan bir santrafor kaosu gördük. Arda mı santrafor oynadı, Giovani mi bir an bilemedim. İkinci yarıda ise yine yaşanan santrafor kaosunun yanında daha derli toplu bir Galatasaray vardı. Neticesinde pozisyoncuk adını verebileceğim pozisyonlardan buldu ama başarılı olamadı. Çünkü ileride etkili bir santrafor olmadığı için hücumda organize olduğumuzu söylemem imkansız. Ama dediğim gibi iyi bir santrafor olmadığı için. Yani Nonda bu maçta oynasaydı durum değişmeyecekti. Giovani'nin daha zamana ihtiyacı olduğunu görüyorum. Maçın sonlarında Elano'nun bulduğu pozisyonda arkadaşının pozisyonunu bozmuş oldu. Hareketli oynuyor, bir şeyler yapmak istiyor ama zaman geçtikçe iyi olacaktır. Mesela sağ tarafta Keita oynadığında Giovani'yi solda görmek, orta sahada Elano ve Arda'yı görmek, santraforda ise Baros veya Jo'yu izlemek bizlere beklediğimiz derli toplu Galatasaray'ı getirecek.
Netice olarak Atletico Madrid karşısında Baros ve Jo'nun olmadığını düşünerek kurduğumuz 4+6+0 hayalleri bir anda suya düşmüş oldu. Çünkü bu sistemi oynayabilecek durumumuzun olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden mutlaka bir santrafor devşirmemiz gerektiğini görüyorum. Arda veya Giovani'den çok açık şekilde santrafor olmayacağı belli. Bu yüzden arayışları Keita ve Elano üzerinde yoğunlaştırmalıyız ama bu farklı bir yazı konusu olacak.
Barış özbek santrfor denenebilir gibime geliyor, almanya da o mevki de oynamışlığı var, sırtı kaleye dönük pas alabilir ve duvar pası yapabilir. hızlı ve mücadeleci. şu anda tek olabilir gözüken de o bana zaten. her ne kadar aklını pek kullanmasa da, tekniği sınırlı olsa da.
YanıtlaSilkör ölür badem gözlü olur.. Hakan Balta ligin ilk yarısında ne verdi ki takıma şimdi onun yokluğundan dem vuruyoruz? tabiki takımdaki tek orijinal sol bek ama hücuma hiçbir zaman istenilen katkıyı gösterebilecek bir oyuncu değil..
YanıtlaSil