
Atletico Madrid maçında izlediğim Galatasaray, özellikle kanatlardan olmak üzere hücum etmeye çalışan ama bir santrafor olmadığı için çoğu atağı boşa giden, rakip savunmayı pek yıpratmayan bir görüntü içerisindeydi. Ama Keita ve Arda'nın ekstra performansı bize orada avantajlı skoru getirmiş oldu. Beşiktaş maçında da sahaya sürdüğümüz kadroya baktığımda Atletico Madrid maçının farklı bir kopyasını izledik diyebilirim. O maça göre tek değişiklik Mustafa Sarp'ın yerine Barış Özbek'in oynaması oldu. Bu değişikliği de maç önü yazısında da değindiğim gibi Beşiktaş'ın orta sahasını kitlemek için yaptığını düşünüyorum. Beşiktaş, Atletico Madrid'e oranla daha yavaş ama mücadele gücü üst düzeyde olan bir takım. Barış Özbek'in de mücadele gücünün Mustafa Sarp'a oranla daha önde olduğunu düşünürsek ve Mustafa Sarp'ın son maçlarda çok yıprandığını göz önüne alırsak Rijkaard'ın doğru bir değişiklik yaptığına inanıyorum. Ama dediğim gibi Galatasaray santrafor sıkıntısı çekiyordu ve santraforsuz olduğumuz süreçte Mustafa Sarp'ın Galatasaray'ın en çok gol pozisyonuna giren futbolcusu olması tesadüf olmamalıydı. Mustafa Sarp'ın bu maçta olmayışı ilk yarıda Galatasaray'ın zaten üretken olmakta zorlanan hücümun iyice pozisyon bulamamasına yol açtı.

Yukarıda da dediğim gibi. Santraforsuzluk Galatasaray adına büyük sıkıntı. Bu sıkıntıyı Jo'nun da sakatlığının ardından yaşamaya devam ediyoruz. Beşiktaş maçında 63. dakikada Caner Erkin & Jo değişikliğinin Galatasaray adına maçın anahtarı olduğunu düşünüyorum. Bu dakikadan sonra defanstan atılan toplara Jo koştu, orta sahaya kadar geldi, hücumda sürekli dikine oynadı, kenarlara gidip orta yaptı. Yani bir santraforda arayacağımız bütün özellikler Jo'da mevcut diyebiliriz. Jo'nun da oyuna girmesi Arda'nın kendi mevkisine dönmesine ve Galatasaray'ı öne geçiren golün atılması sürecini başlatmış oldu. Galatasaray'ın 63. dakikadan sonra oynadığı futbola bakarsak zaten demek istediğimi anlayabiliriz. Bir santraforun varlığı çok önemli. Ama kaliteli bir santrafor. Baros ve Jo'nun tam olarak hazır olması Galatasaray'ın şampiyonluk yolunda en büyük avantajı olacaktır.
Maça geçersek, Galatasaray'ın Atletico maçına göre yaptığı tek değişiklik Mustafa Sarp & Barış Özbek değişimi olmuş. Beşiktaş ise her zaman alışık olduğum gibi farklı oyuncu tercihleriyle maça başladı. Tello'nun da Beşiktaş'a sol bek olarak transfer edildiğini düşünürsek kadroya baktığımda Holosko ve Nobre dışında gerçek bir hücumcu yoktu. Galatasaray'ın bu maçta avantajı kanatları iyi kullanabilmesi olacaktı. Beşiktaş ise orta sahayı ele geçirerek Galatasaray üzerinde etkili olacağını düşünüyordum. Ama aksine Beşiktaş'ın kanat oyuncuları {özellikle Uğur Uçar'ın etkisiz futbolunu düşünürsek} özellikle Galatasaray'ın sağ kanadını felç ettiler. İbrahim Üzülmez ve Ekrem Dağ ikilisinin taşıdığı toplarla Beşiktaş maçın ilk yarısında oldukça etkili oldu. Orta saha kısmında ise Ernst ve Fink yine günündeydi ama Mehmet Topal'ın ekstra futbolu ve Elano'nun defansif etkisi orta sahada oynanan futbolu biraz daha dengeledi.

İkinci yarıda ise Elano'nun oyuna daha fazla etki etmesiyle Galatasaray'da pas sayısı arttı, oyunun hakimiyeti bir anda dengeye kavuştu. Buna Keita'nın da biraz oynama isteği eklenince Galaatsaray tekrar aktif olmaya başladı. Ama Galatasaray'ın santraforsuzluk sorunu bu noktada başlıyor. Kadro üzerinde aslında Arda santrafor gibi görünse de kimin asıl santrafor olduğu belli değil. Hücum futbolcuları çok fazla yer değiştiriyor ve oyun içinde istikrar göremiyorum. Maçın kader anı olan 63. dakikaya tekrar dönersek Jo oyuna girdikten sonra Keita'da kendi işini yapmaya başladı, Arda'da kendi işini yapmaya başladı. Jo veya Baros'un varlığı bu yüzden çok önemli diyorum. Beşiktaş ise Bobo, Nihat ve Yusuf hamleleriyle baskı kurmaya ve gol atmaya çalıştı ama istediğini alamadı. Bir bakıma Mustafa Denizli oyuncu değişiklikleri ile oyuna damga vurdu aslında. Hakan Balta'nın Holosko karşısında üstün oyununu düşününce Nihat değişikliğini anlıyorum ama ne kadar eleştirsem de Nobre oyunda kalmalıydı. Çünkü Galatasaray savunmasıyla boğuşuyordu ve arkasında oynayan futbolculara alanlar açıyordu. Bobo oyuna girdikten sonra ise Galatasaray biraz daha rahatladı. Aynı şekilde Ekrem Dağ'ın da çok etkili olduğu bir maçta yerine Yusuf'u sokmak Galatasaray'ın eksikliği olan sağ kanat açığını kapatmasına ve Beşiktaş'ın yavaşlamasına yol açtı.
Galatasaray'da takım savunması iyiden iyiye oturmaya başlamış. Santraforsuz günler Galatasaray'ın savunma tarafını güçlendirmesini ve savunmasıyla bir yerlere gelmesini sağladı. Beşiktaş maçında da hatta Atletico Madrid maçında da verilen pozisyonlar var ama Neill'in de muhteşem bir futbolu var. Aynı şekilde Hakan Balta, Mehmet Topal, Elano, Leo Franco ve Arda da bugün oldukça etkili olan isimler oldular. Yalnız Galatasaray'ın çektiği sıkıntı Sabri Sarıoğlu'nun sakatlığında Uğur Uçar'ın etkisiz futbolu oluyor. Bu etkisiz futbol ayrıca Keita'nın performansını da düşürüyor. Keita özellikle ikinci yarıda sıklıkla geriye geldi ve işin savunma tarafıyla uğraşmaktan maden işlemesini beklediğim İbrahim Üzülmez kanadında ancak maçın sonlarında etkili olabilidi. Galatasaray'da Jo'nun dönüşü güzel ama yaşanan bu sağ bek sıkıntısı biraz daha uzun sürerse bazı dengeleri değiştirebilir. Son olarak bu maçı Atletico Madrid maçının provası olarakta görebiliriz ve Atletico Madrid maçlarının arasında İnönü'den çıkmak büyük başarıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder