
Burak; Inter'in tur atlaması zaten beklediğim bir sonuçtu. Bu sezon Mourinho'nun kendi istediği kadroyu yeni kurabildiğini, sistemini yeni oturtmaya başladığını söylüyoruz. Ayrıca İtalya Ligi'nde de son haftalarda Chelsea maçı düşünülerek bazı ödünler verildi ve puan farkı bire kadar düştü. Ama onlar için bu sezon temel hedef Şampiyonlar Ligi'nde başarı yakalamak ve bunun için ellerinden geleni yapıyorlar. Mourinho bildiğimiz gibi Chelsea'yi ezbere bilen bir teknik adam. Chelsea, Mourinho ayrılmasına rağmen hala onun sistemiyle, onun kurduğu çekirdek kadroyla yoluna devam ediyor. Bu durumda da Chelsea'yi en iyi tanıyan rakip olarak Mourinho karşımıza çıkıyor. Benim beklediğmi bir sonuç oldu ve Inter bu inançla daha da ilerleyecektir.
Serap; Inter'in tur atlaması benim için pek sürpriz niteliğinde bir durum değildi itiraf etmek gerekirse. En azından gönlümden geçen Mourinho'nun bu defa başarılı olması ve pek de hazetmediğim Chelsea'nin kupa dışı kalması en büyük temennimdi tabii. Chelsea'nin ligde oynadığı başarılı futbolun Şampiyonlar Ligi'ne yansımadığını düşünüyorum. Bunun yansımamasının da en büyük sebebi Mourinho'dur. Eski takımını avcunun içi gibi biliyordu. Bunu da bir kaç kez söylemişti eşleşme belli olduktan sonra. Nihayetinde yine haklı çıktı ve Inter turu geçti.

Burak; İlk maçın San Siro'da 3-2 Manchester United üstünlüğü ile bitmesinin ardından Milan'ın elenmesi pek sürpriz olmadı ama ikinci maçta futbol olarak bu kadar geriye gideceklerini tahmin etmiyordum. Inter'in aksine Milan, İtalya Ligi'nde bu sezon şampiyon olmayı hedefliyor ve Nesta'nın açıklamalarına baktığımda da bunu görüyorum. Manchester United ise Ronaldo'nun eksikliğini gidermeye başladı ve Rooney'in üstün futbolu sayesinde yoluna sağlam şekilde devam ediyor. Şampiyonlar Ligi'nin de en büyük favorilerinden birisi olduklarını söylemek lazım.
Serap; Manchester United'ın turu geçeceğinden bir an bile şüphe etmedim ben. İlk maçta gelen 3-2'lik galibiyet de zaten ibrenin kimden yana olduğunu göstermesi adına güzel bir kriter oldu. Takımdaki en büyük artı herkesin yapacağı işi biliyor olması. Yani takım oyunu. Manchester, takım oyununu en iyi oynayan takımlardan biri, bana göre en iyisi. Deminki cevaba eklemedim özellikle buraya sakladım. Benim bu seneki Şampiyonlar Ligi'nde en büyük hayalim Manchester United - Inter finali. Gerçekleşirse kupa nereye giderse gitsin üzülmem.

Burak; Real Madrid çok uzun zamandır Şampiyonlar Ligi'nde ikinci tura bile kalamıyor ve yapılan transferlere falan bakarsak bunun skandal olduğunu söyleyebiliriz. Göründüğü gibi herşey para demek değil ve futbolun temel unsuru bana sorarsanız ruhtur. Lyon, son zamanlarda ne kadar düşüşte olursa olsun yine Real Madrid'i elemeyi başardı. Ronaldo, Kaka gibi transferlerle başarının gelmeyeceği ortada. Real Madrid malesef endüstrinin göbeğinde ve ruhunu yavaş yavaş kaybediyor. Buna rağmen kendinden güçsüz olan takımları ezmeyi başarıyorlar, üstelik yıldızların müthiş futboluyla. Ama zorlu bir rakip geldiğinde Real Madrid'in zorlandığını görüyoruz. Bu da Pellegrini'nin böyle bir kadro için yetersiz bir teknik adam olduğunu gözler önüne seriyor.
Serap; Real Madrid, lige baktığımızda başarılı bir futbol oynuyor. Ama Şampiyonlar Ligi'ndeki talihsizlikleri belki de Lyon ile eşleşmek oldu. Bir de öyle bir takım kuruldu ki başarı şart gibi görünüyor. Zira harcanan paralar ortada. Yalnız taraftarlar değil, kulübün sponsorları ve patronlar da sportif başarı istiyorlar bu kadar masrafın ardından. Ama olmayınca olmuyor. Real Madrid'in yanlışı bence sabırsızlıkları. Bir istikrar tutturdukları takdirde ben istediklerine ulaşacaklarını düşünüyorum. Bu seneki kadroya yazık oldu yalnız bunu söyleyebilirim. Kaka ve C.Ronaldo benim çok sevdiğim isimlerdir zira. Lyon'u da tebrik ediyoruz. Çeyrek finalde başarılar dileyerek tabi.

Burak; Öncelikle Mustafa Denizli'nin forma girdiğini ve şampiyonluk yarışını sonuna kadar kovalayacağını söylemek lazım. Sezon başından bu yana Beşiktaş şampiyonluk yarışının içinde olacaktır söylemleriyle yine kehanetlerini konuşturdu ve gerek ligin ilk yarısında gerekse ligin ikinci yarısında Beşiktaş'dan umutlar kesilmeye başladığında takımını yeniden zirve yarışının içerisine soktu. Şimdi ise şampiyonluk işinin rengini 30-31. haftalarda belli olacağını söylüyor. Denizlispor karşısında Beşiktaş'ın oynadığı futbola baktığımda ise onlarda iyi futboldan ziyade, maç kazanmaya yönelik oynadılar. Yani defansı sağlam tutup, orta sahada dirençlı kalıp, atacakları bir golle işi bitirmeyi hedeflediler ve maçı kazandılar. Denizlispor maçının ben zor olacağını düşünüyordum, öyle de oldu ama Beşiktaş maçı kazanarak büyük bir avantaj elde etti.
Serap; Beşiktaş'ın geçen sezon yaptığı şeyi bu sezon yapamayacağını düşünüyorum ben öncelikle. Geçen sene rakiplerinin başarısızlığından sıyrılarak şampiyon olan bir takım izlerik. Bu sene işler biraz daha değişik. Rakipler daha zorlu, şartlar daha çetin Beşiktaş adına. Mustafa Denizli de bunun farkında bence. Bu yüzden de takımına önce puan kazanmayı, sonra galip gelmeyi aşıladığını düşünüyorum. Bir Galatasaray taraftarı olarak da şampiyonun Galatasaray olacağını iddia ediyorum.

Burak; Ankaragücü maçında süper bir futbol oynadığımızı söyleyemem ama oynamamız gerektiği gibi oynadık. Ankaragücü, Lemerre'nin takımın başına geçtiğinden beri zor kazanan ama zor da kaybeden bir takım. Ayrıca gol sıkıntısı yaşamalarının yanında çok da fazla gol yemiyorlar. Ayrıca futbol tarzları rakibin düzenini oldukça bozuyor. Galatasaray'ın bu yüzden atacağı erken bir golle rahatlaması lazımdı ve bunu başardığımızda oyunun kontrolü elimize geçti. Fazla zorlamadan skoru lehimizde götürdük, rakibe pozisyon bile vermeden 3-0'lık galibiyeti aldık. Elbette Trabzonspor ve Fenerbahçe karşısında futbolumuz bu olmayacak ama bu skor önemli maçlar öncesinde moral oldu, şampiyonluğa olan inancımızı perçinledi.
Serap; Çok iyi futbol oynamadan rahat kazandığınız maçlar vardır sezon içinde. Hiç kimseden her gün aynı performansı göstermesini bekleyemezsiniz zira. Ama kazanmasını beklersiniz. Bekliyoruz, elde değil. Takım taraftarlığının bir gereği de bu sanıyorum. Neyse konuya dönelim. Öncelikle Ankaragücü maçında ilk yarıda gelen -3 averajı 0'a taşımayı başardı Galatasaray. Yalnız galip gelerek maç fazlasıyla liderliğe yükselmek değil, averajı da temizlemek güzel oldu. Fenerbahçe ve Trabzon maçlarını tabii blogda kendi içinde değerlendireceğiz ama şampiyon olmayı istiyorsak bu iki maçta da puan bırakmamak lazım. Bilhassa Fenerbahçe maçının özelliği de hepimizin malumu. Umuyorum kaybetmeden yola devam diyeceğiz. Şafak 9..
Hıncal Uluç yazısı okuyor gibi oldum bir an.
YanıtlaSilNe açıdan?
YanıtlaSilAcaba avrupanın başka hangi ülkesinde 2 kupa alan takıma "diğerleri kötüydü canım ondan aldılar" diyorlardır.
YanıtlaSilBeşiktaş diğer takımların kötü olmasından daha fazla suçlanır oldu.
3-5 yorumcumsu bu lafları söyledi, hemen koyun sürüsü gibi millet peşine gitti ve kendilerini "evet abi biz kötüydük, biz verdik şampiyonluğu" diye teselli etmeye başladı.
ee be gülüm beşiktaş paramı verdi sen kötü ol diye.
Biraz soda-bir adet çuvaldız tavsiye ederiz.