Taffarel ve Mondragon'la Galatasaray uzun yıllar kaleci sorununu yaşamadığı gibi bu kaleciler çıtayı oldukça yukarıya çıkarmışlardı. Her iki kalecinin de Galatasaray'da efsane olduğunu söyleyebiliriz. Mondragon'un ise geleceğini garantiye almak adına önce Galatasaray'la uzun vadede sözleşme istemesi, Galatasaray'ın ise buna yaklaşmaması sonucunda Köln'e gitmesiyle 2007/2008 sezonunda Galatasaray'ın kalesini kimin devralacağı önemli bir soru işareti oldu. Akıllara öncelikle Aykut Erçetin geliyordu, çünkü uzun yıllar Mondragon'un yedek kalecisiydi ve artık kaleyi devralma vaktinin geldiğini düşünüyordum. Galatasaray ise o sezon bir karar alarak yabancı kaleci transferi yapmadı ve Kayseri Erciyesspor'da iyi bir sezon geçiren olan Orkun Usak'ı transfer ederek kaleyi Türk kalecilere emanet etti. Orkun Usak'ın kariyerine baktığımda Galatasaray altyapısından yetiştiğini ve Beykozspor, Bakırköyspor ve Üsküdar Anadolu'da oynadığını görüyorum. 2003 yılında ise Ankaragücü'ne adım atmıştı ve 2006/2007 sezonunda Kayseri Erciyesspor'a adım atarak o sezon önemli bir çıkış yakaladı.
Kayseri Erciyesspor, 2006/2007 sezonunda küme düşmesine rağmen ligin ikinci yarısında yakaladığı çıkış, Türkiye Kupası'nda final oynamasıyla dikkatleri çekti. Tabii bu çıkışta Bülent Korkmaz'ın da çok önemli payı oldu. Orkun Usak'da iyi bir sezon geçirince kendisini Galatasaray'da buldu. Hazırlık kampında sürekli Aykut Erçetin'le değişimli olarak kaleye geçtiler, ben kaleyi Aykut devralacak falan derken Aykut'un sezon öncesi geçirdiği sakatlık neticesinde Orkun Usak, Galatasaray'ın birinci kalecisi oldu. 2006/2007 sezonu aslında ligde Galatasaray açısından olumlu geçmesine rağmen aynı durumu Orkun için diyemeyeceğim. Çünkü Galatasaray tarihinde bana en güven vermeyen kaleciler klasmanında önemli bir yere sahip. Fiziğine baktığımda kaleciye benzemeyen, sürekli hata yapma potansiyeli yüksek olan, aklımda üç tane bile önemli kurtarışı olmayan bir kaleci oldu. Nitekim o sezonun geri kalanında performansı sürekli düşünce kaleci Aykut Erçetin devraldı ve son altı haftada Galatasaray'ın şampiyonluk yürüyüşünde büyük katkı verdi.
Bir sonraki sezon ise Türk kalecilere olan güveni yeniden azalan Galatasaray, De Sanctis'i transfer ederek yola onunla devam etme kararı aldı. Ama sezona tekrar Aykut Erçetin'le başlandı. Aykut'un da Steaua Bükreş maçlarında yediği hatalı goller neticesinde De Sanctis'le sezonu geçirdik ama bütün kulvarlarda başarısız olduk. Tabii bu durumda da Orkun Usak, Galatasaray'ın üçüncü kalecisi konumuna düştü. Sezonun son 2-3 maçında ise Orkun Usak'ın oynadığını hatırlıyorum. Bu sezonda ise yine yabancı kaleci diyen Galatasaray, Leo Franco'yu getirdi ve Orkun Usak onun yedeği durumundaydı. Ama kendisinden memnun olmayan Galatasaray, Ufuk Ceylan transferinde kendisini takasta kullanarak Manisaspor'a gönderdi. Şimdilerde ise Manisaspor'da süre alamamakla meşgul. Gerçi devre arasında Kayserispor'a transferi gündemdeydi ama bu sezonluk transfer dolaşım hakkını kullandığı için bu gerçekleşmedi.
Ben bu yazıyı ise Fenerbahçe - Manisaspor maçından sonra yazmak istedim. Yani yaptığı hatalarla inanılmazları oynadı ve maçı satsa yani anca bu kadar kötü bir performans sergileyebilirdi. Dediğim gibi kalesinde asla güven vermeyen, kaleci fiziği olmayan ve ekstra bir özelliği olmayan bir kaleci. Yani kötülediğim Leo Franco'nun bile öne çıkan birkaç özelliğini sayabilirim ama Orkun Usak'ın hangi yönü çok iyi gerçekten bilmiyorum. Galatasaray'da yaşadığı 2.5 sezonluk maceranın da çok olumlu geçtiğini söylemem mümkün değil. Sezon sonunda ise Manisaspor'dan da ayrılacak gibi duruyor ve yıllarını çeşitli takımları gezerek geçirecektir.
25 Mart 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Orkun Usak olsaydı bu maç bizimdi deme noktasındayım şu an...
YanıtlaSil