Kısaca Adı; Xavi {Real Madrid 0-2 Barcelona}

Son derece zevkli, pozisyon sayısı fazla bir El Classico beklememe rağmen içimden bir ses Guardiola ve Pellegrini'nin son derece kontrollü bir futbol oynayacağını, birbirlerinin önemli silahlarını kitleme üzerine bir felsefe kuracaklarını ve hata yapanın kaybedeceği bir maç olacak diyordu. Gerçi bu maçta anlık hataların skora etki ettiğini göremedik. Barcelona oyun felsefesini maçın geneline yayıp, Real Madrid'i kitlemeyi başardı ve kazandı. Oyunun hücum yönünde istediği gibi oynadı, tempo kurmaya çalışmadan oyunun kontrolünü eline aldı. Real Madrid ise belki Messi'yi yavaşlatmayı başardı ama eline alamadığı orta saha üstünlüğü yüzünden hücum organizasyonu açısından zayıf kaldı. Maçın geneline de baktığımda Real Madrid'in 2-0'dan sonra beş dakikalık uyanışının dışında etkili bile olamadığını görüyorum. Böyle bir ortamda süper bir futboldan, zevkli bir maçtan söz etmek son derece güçlü oldu ama futbolun zeka yönü açısından son derece mükemmel bir maç izledik.

Barcelona'da Xavi oynadıktan sonra diğer futbolcuların kimlerden oluştuğuna fazla bakmamak lazım. Çünkü belirli bir felsefe var ve bu felsefenin başarısızlığa uğrama ihtimalini Barcelona'nın günlük performanslarına bağladım. Tabii Iniesta, Abidal, Ibrahimoviç gibi futbolcularla daha farklı bir takım izleriz ama Busquets, Keita, Maxwell falan oynasa da felsefe tüm gücüyle işlemeye devam eder. Bunu Real Madrid karşısında da gösterdiler. Xavi'nin önderliğinde bol pasa dayalı, tempoyu yükseltmeyen ama oyunun hakimiyetini elinde tutan Barcelona, rakibine nefes alma fırsatı pek tanımadı. Real Madrid savunması aslında Messi'yi yavaşlatmayı başardı ama dediğim gibi Barcelona'da temel olan felsefe. Guardiola'nın Mustafa Denizli vari maç içi değişikliklerine rağmen Barcelona işini biliyor. Mesela Puyol sol bekte de çok iyi oynadı, Dani Alves üçlü forvetin sağında da çok kötü değildi. Normal şartlarda Puyol'u stoper, Dani Alves'i sağ bek görmemiz gerekirdi. Hücumda yapılan değişimler rakibin kafasını karıştırır ama defansta yapılan değişimlerin de rakip hücumcuların kafasının karıştırabileceğini bu maçta daha iyi gördük.

Real Madrid'i bu sezon hücum tarafıyla övüyordum ama bugün savunma konusunda çok iyiydiler. Garay ve Albiol, Messi'yi yavaşlatmayı başardı ama orta saha kontrolünü ele alamadıkları ve hücumda Kaka gibi bir organizatörün eksikliğini duydukları için dengeyi oluşturamadılar. Hücumda Ronaldo tek başına çalıştı, koştu, çalım atmayı denedi, şut atmayı denedi ama herhangi bir destek olmayınca o da bir yere kadar. Mesela son haftaların en çok konuşulan isimlerinden Higuain, sezonun en kötü performansını gösterdi. Milito ve Pique arasında kaybolup gittiğini izledik. Orta sahada Gago'nun yaşattığı yumuşak karın, Real Madrid'in etkisini iyice yavaşlattı. Sonradan gerçekleşen Guti değişikliği ise malesef iş işten geçmeye başladığı zamanlarda gerçekleşti. Kalelerinde çok fazla pozisyon vermemeyi başardılar ama buna karşılık neredeyse hiç pozisyon bulamadılar. Bu da derbinin kalitesini aşağı düşürdü.

Barcelona bu maçta kendi oyun sistemini rakibe kabul ettirerek maçı kazanmasını bildi. Guardiola, maç öncesinde yavaş tempoda, rakibe pozisyon vermeyerek kazanabileceğini iyi analiz etmiş. Zaten Real Madrid, kendi istediği tempoyu yakalayabilseydi çok farklı, gollü bir maç izlenebilirdi. Maçın adamı ise bana göre Xavi oldu. Dediğim gibi oyun sisteminin kabul ettirilmesinin bir numaralı anahtarı kendisiydi ve oyunun iki yönünü harika oynadı. Hücumda Messi ve Pedro'yu ayakta tutan isimdi, savunmada ise Busquets ve Keita'yı organize ederek oyunu Barcelona'nın elinde tutmasını sağladı. İlk golde ise Messi'ye yaptığı asist zaten başlı başına bir sanat eseri. Sonuç olarak Barcelona şampiyonluk yolunda büyük bir adım attı ve bundan sonra kolay kolay bu işi bırakmayacaktır. Real Madrid ise Galatasaray misali bu maçlarda gerilmeye başladı, ayakları titriyor ve bu gidişat malesef iyi değil. Son iki sezondur Barcelona, içeride dışarıda bütün maçları kazanıyor.