Diyarbakırspor maçından evvel, Galatasaray taraftarlarının oluşturduğu belki de en büyük kapasiteye sahip olan grup ultrAslan maçta takımın, 5 dakikalık sessizlikle protesto edileceğini açıklamış. Ben de uzun süredir tribünlerin gizli kahramanlarını, özlediğimiz değer olan onları, gözlerimizin her maçta aradığı ekibi, gri polarlı adamları, Yürüyedur'u yazmak istiyordum. Hazır taraftarlıktan konu açılmışken hemen gönlümden geçenleri yazayım dedim. Yürüyedur ekibi yıllar var, Samiyen'de gelip maç izlemiyormuş. Belki hâlâ aramızdalar ama biz göremiyoruz. O pankartın açıldığını, meşaleler yandığını, birden ortaya küçük bir gruptan çıkan tezahüratın binlerce kişinin dilinde pelesenk olmasını öyle özlemişim ki, bugün "protesto" kisvesi altında yapılacak olan enteresan girişimi desteklediğimi söyleyemeyeceğim. Kimse kusura bakmasın ama, ultrAslan da o eski uA değil artık. Vaktinde göğsümüzü gere gere uA diye bağırırdık. Şimdilerde ise, günümüz gençliğinin moda tabiriyle tribünleri bebeler doldurmuş. Tamam çekirdekten yetişmek iyidir güzeldir, fakat büyüğe saygı yalnız Galatasaray'lı olmanın değil, Türk'lüğün ve her şeyden öte insanlığın bir gereğidir. Yürüyedur'un tribünden vazgeçmesinin sebebi de, bildiğim kadarıyla, bu bebelerin yaptığı saygısızlıklarmış. Alpaslan Dikmen gibi büyüklerimize asla lafım yok, olamaz da. Nasıl taraftar olunacağını öğrendiğimiz insanlardandır ki benim Alpaslan Dikmen'in de Yürüyedur tayfasının içinde yer aldığına dair derin fikirlerim var.
Şimdi Yürüyedur tayfasındaki abilerimiz, idollerimiz, biraz sessiz kalmayı yeğliyorlar. Bir gün geri dönecek misiniz? diye sorulduğunda da böyle bir niyetlerinin olmadığını belirtiyorlar. Kimbilir belki Samiyen'in yıkılışına dayanamayıp en azından son maçlarda gelip destek olurlar da alem taraftarlık nasıl olurmuş görür.. Onlar değil miydi, sırf Fatih Terim'i desteklemek için San Siro yollarını tutan ve Inter önünde Milan'a destek veren. Şimdi armayı giymiş bir kişi değil, bizzat armanın kendisinin desteğe ihtiyacı varken sessiz kalmasınlar, kalamamalılar. Sesimi duyurabilir miyim, bilmiyorum. Umut ettiğim tek şek, yukarıda gördüğünüz pankartın yeniden Samiyen'de açılması. Aslantepe'ye de gelirlerse, işte o zaman tadından yenmez. Şimdi nereden çıktı bu Yürüyedur sevdası? diye soranlar olabilir. Sürekli takımı eleştriyoruz değil mi? Dilimiz döndüğünce, aklımız erdiğince.. Ama çuvaldızı da kendimize batırmanın vakti geldi belki de.. Leo Franco bile olsa, bu takımın oyuncusu maç esnasında ıslıklanmayı haketmiyor bence. Maç esnasında ben kızmadım mı? Kızdım! Demediğim laf kalmadı hatta. Ama bir yerde susmayı da bilmek gerektiğini düşünüyorum. O pankartı tribünde gördüğüm gün, şampiyon olmuş kadar sevineceğim ve kuvvetle muhtemel mutluluk gözyaşları dökeceğim. Dönseniz ne de güzel olur..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Katılıyorum Sana Keşke Yeniden Çıksalar Tribünlere
YanıtlaSilyürüyedur meselesi hakkında kimsenin tam bir bilgisi yok kurucuları dışında...
YanıtlaSiltekrar geri gelmezler artık yaşlandılar belkide...
tribündeki tekelin kırılması gerekiyor önce..başka grupların kurulmasına izin verilmeli
yürüyedur gibileri gelir sonra
Alpaslan Dikmen'in Yürüyedur hakkında açıklaması biraz açıklık getirir sanırım olaya:
YanıtlaSilhttp://www.youtube.com/watch?v=nBKzlX_5Gas
ben onları en son 2 sene önce sivası sivasta 5-3 yendiğimiz maçta görmüştüm. maça gelmişlerdi. keşke gelseler tekrar ama gelmeleri pek birşey değiştirmez. sonuçta kapalıda bağıran kesim 30 40 kişi artar...
YanıtlaSil