27 Mayıs 2010 Perşembe

Mourinho, Real Madrid'de

Önce Pellegrini'den başlayalım. 96 puan almayı başardığı sezonda takımdan kovularak sanırım yeni bir rekora imza attı. Ama Real Madrid'in geçtiğimiz zamanlarda da bu tip hamleleri olmuştur. Mesela Capello ile de takımın şampiyonluğunu kutladığı gün yolları ayırmışlardı. Çünkü takım şampiyon olmasına rağmen belirlenen hedeflerin uzağında kaldı. Aynı şekilde Pellegrini de bu sezon takımı şampiyonluğa ulaştırsa yine kovulacağına emindim. Belirlenen bir hedef vardı ve Şampiyonlar Ligi'nde son yıllarda olduğu gibi yine erken havlu atılması o günlerde hedefi Mourinho'ya yöneltmişti. Yine de Pellegrini için çok üzüldüm. Real Madrid'e bu sezon iyi futbol oynattı, golcü bir takım yarattı ve oynadıkları futbol keyif veriyordu. Hatta Barcelona'yı bir maçta yenmeyi başarsalar şampiyon da olacaklardı. Ama Barcelona hezimetleri, Şampiyonlar Ligi falan derken sezonun kupasız kapatılması olayı bitirdi. Üstelik Cristiano Ronaldo, Kaka, Benzema gibi yüksek ücretli transferler yapıldıktan sonra. Bana göre Pellegrini başarılı olmuştur, özellikle sezon başı çok tartışılan ''yıldızları tartamaz'' durumunu hiç yaşamadan sezonu tamamladı. Sezon başında da o gitti, bu kaldı olayı çok olduğundan aslında transfer olayı da biraz Pellegrini'nin dışında kaldı ama zor olan görevini en iyi şekilde yapmaya çalıştı.

Şimdi Mourinho'ya geçelim. Bana sorarsanız Dünya'nın en iyi teknik adamlığını, Porto'yu üst üste hem UEFA hem de Şampiyonlar Ligi şampiyonu yaptığında hak etmişti. Sonrasında bunun ödülü olarak Chelsea'nin başına geçti ve bugünlerin temelini atmış oldu. Mourinho'dan önce Chelsea, bugünün Manchester City'si gibiydi. Yani önüne geleni almaya çalışan, transfer sistemi falan olmayan, bol parayı nereye harcayacağını bilmeyen bir takımdı. Mourinho'dan sonra ise ellerinde bulundurdukları yüksek imkanları en iyi, en doğru şekilde kullanarak başarı geldi. Abramoviç'in de futbol vizyonu Mourinho ile beraber arttı. Doğru transferler yaptılar, çok iyi genç futbolcuları buldular ve bugünün Chelsea takımı hala o temellerin üstünde ilerliyor. Ama hakimiyetin elinden gittiğini gören Abramoviç ise Mourinho'yu takımdan kovarak yeni bir ilke imza attı. Şampiyonlar Ligi'ni falan bahane gösterdi ama 1-2 sezon daha Mourinho o takımda kalsaydı bugün çok farklı konuları konuşacak olacaktık. Sonrasında ise Inter macerasını hep birlikte izledik. İlk sezonunda İtalya'ya alışma evresini geçirdikten sonra, yine yüksek imkanlar neticesinde kendi istediği takımı kurarak Inter'in bir numaralı rüyası Şampiyonlar Ligi kazanılmış oldu. Ama Jose'nin dediği gibi ''kendimi evimde hissetmiyorum'' olayı gözlerinden belli. Bu adam mücadele istiyor, savaşmak istiyor ama İtalya Ligi'nde ortam Inter ve diğerleri üzerine. Premier Lig'de ise çok farklı bir durum vardı.

Jose Mourinho, bu duyguyu Barcelona ile mücadelesinde tekrar yaşayacaktır. Ayrıca hedefini de üç farklı ligde şampiyonluk kazanmaya diktiği için Real Madrid en doğru adres oldu. Yine Chelsea'de olduğu gibi müthiş imkanlar elinde ama Jose'nin Cristiano Ronaldo misali bir futbolcuya 80 milyon avro'lar falan ödeteceğini sanmıyorum. Büyük yıldızlar gelecektir, sistem içerisinde doğru futbolcular transfer edilecektir ve mutlaka yeni genç yetenekleri Real Madrid'de izleyeceğiz. Son yıllarda Barcelona'nın yetiştirdiği futbolcuları izliyoruz ve Dünya futbolunu da bu sayede hakimiyetleri altına aldılar. Barcelona'nın sürekli kendi futbolcularıyla yola devam ettiği bir ortamda {tabii transferde para harcaması gerektiği zamna harcayarak} Real Madrid'in Los Galaktikos'a dayalı düzenleri fazla uzun sürmez. Zaten böyle de başarı gelmediğini gördükleri için Pellegrini'nin yerine Jose Mourinho'yu getirdiler. Bu yüzden çok doğru bir hamle yaptıklarını düşünüyorum ve yaşanacak transfer döneminde Mourinho'nun takıma kimleri kazandıracağını çok merak ediyorum. Tabii diğer bir merak ettiğim konu ise Cristiano Ronaldo ile ilişkileri olacak. Inter'in başındayken Ibrahimoviç, Cristiano Ronaldo'dan iyi futbolcu derken bir anda Cristiano Ronaldo'yu bir numara ilan edecektir. Bu da Jose'nin farkı diyelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir