Necati'nin İntikamı

Sadece futbolcular değil, Rijkaard da kafasında sezonu bitirmiş. Bunu Mehmet Topal & Barış Özbek & Emre Çolak orta sahasını gördükten sonra anladım. Futbolculara asla lafım yok ama futbolcu tercihlerine elbette sözüm olacak. Sürekli söylediğim, olması gereken orta saha Elano & Arda & Mehmet Topal hattıdır. Yani bir çapa, önünde de Xavi ve Iniesta tarzında oynayabilecek birer futbolcu. Elano'nun yokluğunda ise Arda'yı o bölgeye çekip, Barış Özbek tercihi yapılmamalıydı. Üstelik Sivasspor karşılaşmasında ''ben bu takımın klasına yakışmayan bir futbolcuyum'' diyen Barış Özbek'i. Galatasaray, bu sezon mücadeleci görünen orta saha hattıyla çıktığı her maçta sıkıntı yaşadı. Çünkü Rijkaard, kağıt üzerinde mücadeleci görünen orta saha hattından bile Arda ve Elano'nun beraber oynadığında yaptıklarını istiyor. Doğal olarakta bu futbolculara haddinden fazla yük bindirilince maç sonunda ''kadro yetersiz'' açıklamaları geliyor.

Aslında Rijkaard haklı. Galatasaray orta sahası malesef beklenen düzeyde değil. İstenilen düzeye gelemeyen Elano'nun arkasında Barış Özbek, Mustafa Sarp, Ayhan Akman hatta Mehmet Topal standartında isimler eklendiğinde 4-3-3 sistemi yürümüyor. Ama sistemden de asla ödün verilmiyor. Orta sahayı geçtim, çift santraforla Galatasaray maça başladığında bile aslında o çift santraforlar beklenen gibi oynamıyor. Biri mutlaka iki kanattan birine geçiyor. Antalyaspor karşılaşmasında da bu orta sahayı görünce bundan daha doğal bir sonuç beklenemezdi. Öncelikle Baros'suzluk ve onun alternatifinin olmaması büyük sorun. Baros olmadığında kanatlarda işlemiyor. Jo ve Baros çok farklı tarzda futbolcular. Orta sahada Emre Çolak & Barış Özbek & Mehmet Topal üçlüsü ilk defa denendi. Bu tip maçlarda Emre Çolak'ı denemek güzel ama orta sahada Emre'nin yanında Arda'yı görmek hücum anlamında daha iyi bir Galatasaray'ı beraberinde getirebilirdi. Gerçi Arda kafasında olayını bitirmiş. Hangi mevkide oynarsa oynasın, bu kafayla ne kadar faydalı olacağı da şüpheli. Geri dörtlü belki de sezonun en kötü maçlarından birisini çıkardı. Necati & Tita ve Zitouni üçlüsü maç boyunca Galatasaray'ın savunma hattını çok bozdu. Necati, yılların intikamını alıyor gibi.

Tabii bu maçta iyi ve kötü yönde bazı vedalar yaşandı. Böylesine iddiasız görünen maçlarda gelecek sezonların planlaması yapılır. Mesela Mustafa Denizli bunu birkaç maçtır yapıyor. Bu yüzden Rijkaard'ın da yapması doğaldır. Puan durumunda ise Galatasaray ve Beşiktaş eşit puana gelmiş görünebilir ama Bursaspor'ın Beşiktaş karşısında galip ayrılacağından emin olduğumdan, üçüncülüğü garanti görüyorum. Biz en iyisi vedalara geçelim;

• Emre Aşık'ın vedası daha güzel olabilirdi ama olmadı. Daha rahat bir karşılaşmada, son kez kendisini Ali Sami Yen'de görmek güzel olacaktı ama sağlık olsun. O, bu forma altında çok güzel işlere imza attığından bunları kafaya takmayacaktır.

• Jo'nun da vedasını izledik. Onun vedası ise asla güzel olmadı. Partilerle, şovlarla kendisini hatırlayacağız. Gerek Galatasaray, gerekse Jo olayını kafada bitirdiğinden sahada resmen süründü. Bizlere Baros'un ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu biraz da Jo öğretmiştir.

• Arda da gidici gibi. Malesef kafasında Galatasaray'ı bitirmiş, Avrupa'ya yol almış gibi görünüyor. O da sahada tel tel döküldü, mücadele gücü oldukça düşük, daha önemlisi yüzü gülmüyordu bile.

• Barış Özbek'e de vedayı ettik. Kalli döneminin mücadeleci orta sahası, daha pozitif futbol oynatmaya çalışan teknik adamların elinde ne kadar kalitesiz bir isim olduğunu gösterdi.
  

• Kewell da belki de son kez Ali Sami Yen'e gelmiş oldu. Onun yokluğunda da bu sezon Galatasaray çok büyük yara aldı, bizlerde güzel anılar bıraktı.

• Servet Çetin, Caner Erkin ve Mehmet Topal. Servet'in takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakıyorum. Caner'in ise bu görüntüsünden sonra sanırım bonservisi alınmayacak. Mehmet Topal'ın ise umarım Valencia mevzusu gerçek olur.

Buradan bir alkış da Mehmet Özdilek'e gitsin. Elinde bulunan kısıtlı imkanlara rağmen harika bir işe imza attı. Antalyaspor, ligimizin en keyifli futbol oynayan takımlarının başında geliyor. Necati Ateş önderliğinde Tita, Zitouni gibi futbolcular harika iş yaptı. Deplasmandayım falan deyip asla oyunu kendi sahalarında kabul etmediler ve maç boyunca yüksek mücadeleyle birlikte, hızlı hücumlarda etkili oldular. Zaten Galatasaray savunmasının bu hızlı futbolculara karşı büyük sıkıntılar yaşadığı bir gerçek. Beklerin savunma zaafiyetleri, stoperleri de oldukça bozuyor. Orta sahada da mücadele anlamında Mehmet Topal tek kaldığından Antalyaspor, dilediği gibi çaldı ve söyledi. Yukarıda da dediğim gibi Necati Ateş yılların intikamını alıyor ama sadece Galatasaray'dan değil, bunu bütün Türk futboluna karşı gösteriyor. Yeniden o eski Necati'yi görür gibiyiz. Güçlü fiziği ve tekniğiyle bugün Galatasaray'ın canını çok yaktı. Bu arada Aykut'un da iki golde de hatasının olduğunun altını çizmek lazım. Fark yaratacak bir kaleci ilk topu çelebilirdi, ikinci golde ise diyecek bir söz yok. Yine de ben sonuna kadar Türk kaleci diyorum.