O da Geldi Geçti {Caner Erkin}

Caner Erkin'i ilk olarak Abdullah Avcı'nın U17 Milli Takımı'nda tanıdım. O jenarasyondan Nuri Şahin'le beraber ilk sivrilen isimler oldular. Nuri Şahin, çok genç yaşlarda Dortmund'da şans bulmaya başlarken, Caner Erkin ise Manisaspor'da şans buluyordu. Tabii Ersun Yanal faktörünü de unutmamak lazım. Arda Turan ve Caner Erkin'li o kadroyla önemli işler yaptıklarını söyleyebilirim. Ama Caner Erkin'in çok genç yaşlarda gösterdiği bu çıkış dikkat çekici olmuştu ve ne yazık ki şanssızlığı Manisaspor forması giymek oldu. Çünkü bu takımlara gelebilecek her iyi teklifte herhangi bir futbolcuyu, istedikleri takıma satarlar. Caner Erkin de çok genç yaşlarda CSKA Moskova'ya transferi sonrasında her yılın onun futbolunda bir adım geriye gidişini izledik. Tabii CSKA Moskova formasıyla şans bulduğu maçlar çok oldu, hatta Şampiyonlar Ligi'nde falan da oynadı ama beklenen patlama bir türlü gelmeyince, orada da gözden düşmesi çabuk oldu. Aslında bazı futbolcular vardır, o kadar genç yaşta ortaya çıkmaları kendilerini yaşından büyük gösterir veya böyle bir izlenim yaratır. Günümüzde Batuhan Karadeniz için bunları konuşuyoruz ama Caner Erkin için de söylemek mümkün. Galatasaray, Caner Erkin'i kiraladığında bu adam 20 yaşındaydı ve geleceğe önemli bir yatırım gibi görünüyordu.

Caner Erkin'i bizler sol açık olarak tanıdık. Hızı ve tekniği sayesinde sol önde harika işler yapıyordu ama CSKA'ya gitmesi sonucunda bazı maçlar sol bek izledik, Galatasaray'ın da Volkan Yaman'ı göndermesi sonucunda Caner'i sol bek için transfer ettiğini biliyoruz. Tabii yılların Hakan Balta'sını geçmek kolay değil. Hakan Balta, kontrollü oynayan, işin savunma kısmını iyi uygulayan ama hücuma çıkış konusunda ''çakılı bek'' diye eleştirilen bir futbolcu. Rijkaard'ın ise Barcelona'da falan oynattığı futbola baktığımızda hücumcu bekleri sevdiğini görüyoruz. Yani Sabri'nin sol bek tarzında bir futbolcu arıyordu. Sabri'nin ise bu sezon önemli bir çıkış yakalamasının nedeni ise, yıllar boyunca bek oynadığından artık bu mevkiye alışmasının yanında Rijkaard'ın istediği tarzda bir futbolcu olmasıdır. Caner Erkin'in şanssızlığı ise Rijkaard'la daha önceden tanışmamak oldu. Sol bek kültürü olmadığı için {bu yaştan sonra da bek nasıl oynar öğretilemez} sıkıntılar yaşadı. Rijkaard'la 2-3 sezon geçirmesi durumunda belki kendisini geliştirebilirdi ama Galatasaray'ın o kadar zamanı yok. Ama Rijkaard sezon boyunca ısrarla Caner'e şans verdi, en olmadık hareketlerinden sonra bile çıkardı kendisini ilk 11'e koydu ama olmayınca olmuyor. Bunun üstüne Arda Turan'la falan kavgası, soğuk tavırları falan eklenince bu birliktelik fazla sürmedi ve kendisinin bonservisinin alınmayacağı açıklandı.

Caner Erkin deyince sanırım ilk olarak aklımıza Atletico Madrid maçları gelecek. İlk maçta gösterdiği kötü performansla henüz ilk yarıda oyundan çıkması, ikinci maçta ise hakemin bizi yakması sonucunda sinirlerine hakim olamayıp, 2 dakika içerisinde aynı hareketlerden yediği kırmızı kart. Mesela Fatih Terim'in takımında bu olsaydı yediği dayağı tahmin bile edemezdim ama Rijkaard bu futbolcuyu ısrarla kazanmak istedi. Aslında bu adam hala büyük yetenek. Sol açık oynaması durumunda iyi işler de yapıyordu. Trabzonspor'la kendi sahamızda oynadığımız Türkiye Kupası maçını hatırlayalım. Müthiş bir performans göstermişti ama Hakan Balta'nın sakatlığı falan derken yeniden beke geçti ve sonrasında gelişen süreci zaten biliyoruz. İyi izlenimler, hatıralar bıraktığını söyleyemem. Şimdi ise tekrar CSKA'ya dönecek ama büyük ihtimalle tekrar Türkiye yollarına düşecektir. Burak Yılmaz, Serdar Özkan gibi bir konumda şu an. Bu futbolcularda büyük takımlardan istenmediği için ayrılmalarına rağmen, diğer bir büyük takıma geçebildiler. Caner Erkin'in durumu da biraz buna benzeyecektir.