22 Mayıs 2010 Cumartesi

O da Geldi Geçti {Harry Kewell}

Leeds United ile UEFA yarı finalinde oynadığımız maçları unutamam. Çıkan olaylar, yaşananlar falan derken ortam inanılmaz gerilmişti ve benim de fanatizmimin dorukta olduğu zamanlar. Böylesine bir ortamda doğal olarak rakip takımın en iyi futbolcusuna karşı hırs doluyorsunuz. Kewell ile tanışmam Leeds maçlarında olmuştu. Kendisine inanılmaz bir öfke duyuyordum ve bu futbolcu Liverpool da oynadığı dönemde bile çok soğuk bakıyordum. Bu yüzden Galatasaray'a transfer olduğunu duyduğumda bir hayli şaşırdığım bir durum oluştu. Şaşırmamın birinci nedeni, Kewell isminin basında falan hiç yazılmamış olmasıydı. İkinci nedeni ise hala zihnime kazınan Leeds ile oynanan yarı finaldi. Ama böylesine soğuk baktığım Kewell'a, bir zamandan sonra tapacak kadar bağlanmam araştırılması gereken bir durum. Bunun nasıl olduğunu açıklayabilmem çok güç. Açıklama aslında Kewell'ın kendisinde. Galatasaray'ı geçtim Türkiye bile böyle profesyonel, karakterli ve kaliteli bir futbolcuyu zor görmüştür.

Özellikle ülkemize gelen yapancıların yüzde 90'ı bu ülkeyi sahiplenmezler ve genelde parayı düşünürler. Kewell'ın ise öncelikli amacının paradan ziyade kendini yeniden kanıtlamak olduğunu düşünüyorum. Çünkü Leeds döneminde zirve yaptıktan sonra transfer olduğu Liverpool'da da iyi işler yaptı ama belki de potansiyelinin yüzde 50'sini gösterebildi. O meşhur sakatlıkları derken bir de buna ilginç bir hastalık eklendiğinde handikapı büyük oldu. Diğer yıldızlar merdivenleri üçer tırmanırken, Kewell'ın sırtında un çuvalı varmış gibi birer birer o merdivenleri tırmanmaya çalıştı.

Aslında burada Galatasaray'ı da kutlamak lazım. Bonservisi olmadığından isabetli bir transfermiş gibi görünsede Kewell büyük bir kumar oldu. Sakatlıklar, hastalık falan derken ve bir de buna iki senedir doğru dürüst futbol oynamadığını eklediğimizde ne yapacağını önceden kestirmek güç oldu. Sakatlık kısmını Galatasaray'da da yaşadı ama oynadığı iki sezonda bıraktığı izlenimlerin tarifi bile yok. Takıma kattığı ruhu, kaliteyi tarif bile edemem. Aslında Kewell'ın bir bakıma idol olduğunu söyleyebiliriz. Mesela ben Galatasaray'ın altyapısında oynayan genç bir futbolcu olsaydım, yemezdim, içmezdim Kewell'ın hareketlerini takip ederdim. Futbolu falan bir yana ama karakterini, profesyonelliğini, yaşayışını, nasıl giyiğindiğinden tutun, ne yemek yediğine kadar kendime empoze ederdim.

Düşünün, Türkiye'ye Kewell kalitesinde bir futbolcu gelmiş ve takımın en zor durumunda stoper oynamayı bile göze almış. Takımı stopersiz gördüğünde ''genç takımlarda stoper oynamışlığım var, herhangi bir durumda ben oynayabilirim'' teklifini yapmıştır. Türkiye'yi geçtim bunu Dünya'da yapabilen kaç tane futbolcu var. Stoper olarak iyi oynar, kötü oynar ayrı konu ama bu sorumluluğu almak her babayiğidin harcı değil. Hatırlıyorum, Bülent Korkmaz da Kewell'ı stoper oynattı diye eleştirilmişti. Ama böyle bir teklif, inanmışlık karşısında ne yapabilirdi?

Kewell'ı Galatasaray'da sol açık, sağ açık, 10 numara ve iki maçta olsa stoper olarak izledik. Galatasaray'da ilk sezonunda izlemesi büyük keyif veren ''Kewell, Lincoln, Arda, Baros'' dörtlüsünün en önemli parçalarından birisi oldu. Tam tadından yenmiyor falan derken sakatlık geldi, sonrasında dönüş yaptığında Galatasaray tam bir kaosun içerisine girmişti. Bu kaos içerisinde teknik adam değişiklikleri, sakatlıklar falan derken sezon bizim açımızdan iyi geçmedi. Rijkaard'ın Kewell'ı ise sürekli kendi mevkisinde oynuyordu ve en iyi dönemini geçirdiğini söylemek mümkün. Özellikle Baros'un sağlıklı olduğu dönemde sol kanatta sunduğu resitali, Baros sakatlandıktan sonra santrafor olarak sundu. Ama Orduspor gibi alakasız bir maçta geçirdiği sakatlık, bugün yaşadığımız sürece bizleri getirdi. Önce ameliyat olacak yani sezonu kapattı haberleri, sonra Eskişehirspor maçında sahada haberleri, yerine alınan Giovani Dos Santos, uğruna feda edilen Nonda falan derken resmen ligin ikinci devresi gerek Kewell, gerekse Galatasaray adına çorba oldu.

Sonuç olarak Kewell'la böyle ayrılmak istemezdim. En azından 1-2 sezon daha kendisini Galatasaray'da görmek, başarılara koşmak güzel olurdu. Ama yaşı ve sakatlıkları yüzünden kendisiyle sözleşme yenilenmeyeceği açıklandı. Ne yapar, kariyerine hangi yönde devam eder bilemiyorum. Şu durumda belki de ülkesine dönmek en iyisi olacak. Ya da Dünya Kupası'nda yapacakları onu farklı bir diyara sürükler. Artık farketmez. Nereye giderse gitsin, takibimiz altında olacak. Ayrıca böylesine bir futbol zekasının, teknik direktörlüğü düşünmesi durumunda da inanılmaz işler yapacağını düşünüyorum ve umarım Galatasaray'la yolları kesişir. Benim için bu adam her zaman Galatasaraylı Kewell olarak kalacak.

5 yorum:

  1. Fenerbahçe için Hooijdonk neyse Galatasaray için de Kewell odur. Bir Fenerbahçeli olarak Galatasaray'da sevdiğim ender futbolculardandır.
    Giderse üzülürüm açıkçası

    YanıtlaSil
  2. her oyuncumuzdan mükemmel randıman alan bir kuluübüz ya, kewell'dı tek sıkıntı. Bu adam kesinlikle kalmalıydı, 8 hakkın bir tanesi bu adam için feda edilebilirdi.Zaten her sene 10 tane transfer yapılmasından feci şekilde bıktım, artık bi düzen otursun ya.Fener her alanda aldı başını gidiyor bilginize sunarım yöneticiler....

    YanıtlaSil
  3. benim hala umudum var, çıkmadık candan ümit kesilmez bakarsın dünya kupasından sonra imzalar tekrardan.. (inşallah!)

    YanıtlaSil
  4. Benimde hala ümidim var ben kewell'ı sevenelerden değil tapanlardanım. Hergün gözümü açıca karşımda onun resmini görmeyince içim rahat etmez.

    Hayattan çok isteğim vardı, güzel hayat, mutlu evlilik falan filan. Şuanda ise hepsini geçtim sadece Harry Kewell'ın Kalmasını istiyorum

    YanıtlaSil
  5. Kewellın açıklaması;"Galatasaraydan ayrılış nedenim ne yaş ne de sakatlık bana öyle bir teklif yaptılar ki kalmam imkansızdı,Galatasarayda kalmak isterdim ama o teklifi kabul edemezdim,malesef Türkiyede futbolcuların sağlığı pek önemsenmiyor".Ayrıca Barosda ilk sakatlandığında Galatasaray sağlık heyetinin kendisini yanlış tedavi ettiğini,bu yüzden ikinci ameliyatı olduğunu söylüyor.Ben yorumsuzum .

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir