Galatasaray'ın ön libero konusunda sıkıntı yaşadığı zamanlar. Suat Kaya'nın miladının dolmasının ardından kim gelse o tadı bizlere yakalatmadı. Conceicao'dan, Petre'ye, Saidou'ya kadar geniş bir ön libero yelpazesi açtık ama kaliteyi hiçbir zaman bulamadık. Gerçi Gerets bir şekilde Saidou ile başarılı olmayı başardı ama bu futbolcunun da bir anda Nantes'e gitmesiyle beraber yaşanan ön libero arayışında Inamoto adında bir Japon transfer edildi. Tabii bir de yanında bonusu diyebileceğimiz Mehmet Topal. Hatırlıyorum, Gerets eğer ön libero transferi gerçekleşmezse yola Mehmet Güven ile devam edeceğini açıklamıştı. Galatasaray da ya Inamoto ya hiç demek zorunda kaldı. Çünkü para yok, pul yok ve bugünün vizyonu henüz oluşmamış. Bu yüzden Inamoto bir sezon boyunca oynadı, bana göre aldığı paraya göre iyi iş yaptı ama kalitesi ortada olan bir isimdi. İşte ben bu noktada Gerets'i hep eleştirdim. Bir sezon boyunca Inamoto'ya katlanan adam Mehmet Topal'a şans verebilirdi. Oysa, bu adamlar İstanbul'a adımlarını attıkları an kendilerini Liverpool deplasmanında buldular ama Mehmet Topal, o maçtan sonra forma yüzünü ancak sezon sonuna doğru görmeye başlamıştı.Kalli'nin Galatasaray'a gelmesi ise durumu biraz daha değiştirdi. Gerçi o zamanlarda da Linderoth gibi çok önemli bir ön libero takıma kazandırılmıştı ama Mehmet Topal'ın üzerinde repertuar çalışmaları vardı. Yani bu adam bugün stoper de oynayabiliyorsa bunun tohumları atıldı, hatta sağ bek bile denendi. Linderoth'un şanssız hastalığı ve bunun ertesinde yaşadığı sakatlıklar ise Mehmet Topal'ı Galatasaray'ın vazgeçilmez ismi olacaktı. O yıllar Linderoth konusunda ne kadar acı çektiysek, Mehmet Topal'ı kazandığımız için mutlu olmamız lazım. Gerçi çok fazla ekstra bir oyunu yoktu ama, defansif kurgu içerisinde sağlam futboluyla en iyi sezonunu 2007/2008 sezonunda, dolayısıyla Euro 2008 zamanında geçirmiş oldu.
Euro 2008 sonrası ise o turnuvada yer almış Milli oyuncularımızın sakatlıklarıyla geçen bir dönem. Mehmet Topal da bu trende yakalanmış ve geçirdiği sakatlık o dönemde etkili olmuştu. Ama 4-2-3-1'in vazgeçilmez ön liberosu durumundaydı, yine iyi işler yaptı ama kendisinden beklenen patlamayı yaşayamaması, takımın yaşadığı kaoslar ve sakatlıklar derken Mehmet Topal için pek iyi geçen bir dönem olmadı. Bu sezona da aynı şekilde sakat başladı, Mustafa Sarp'ın iyi formu sonrası bir süre yedek bekledi, sonrasında formasını kaptı ama sistem tartışmaları, istikrarın yakalanaması falan derken Mehmet Topal, beklenen potansiyele ulaşamamış, 8-10 milyon avrolara transfer olabilecek bir duruma gelebilecek olmasına rağmen, 5 milyon avro civarında bir rakama Valencia'ya transfer olmuştur.Serhat'ın kulakları çınlasın. Blogunda da yazdığı gibi herkesin deli gibi eleştirdiği dönemde, Mehmet Topal'ı sürekli övdü ve bir bakıma korudu. Aslında Avrupalılar bu işi bizlerden çok çok iyi biliyorlar. Türkiye'de yerden yere vurulan bir futbolcuyu, Valencia gibi bir takım ısrarla istiyor, transferin gerçekleşmesi için bütün olanaklarını seferber ediyorlar ve transferi gerçekleştiriyorlar. Öncelikle bu transferin Türk futbolu açısından zirve olduğunu söylemek lazım. Yakın zamanda bir Türk futbolcusunun iyi bir bonservisle, kaliteli bir takıma transfer olmasına falan şahit olmamıştık. Umarım Mehmet Topal'ın bu transferi yeni bir dönemi başlatacaktır. Mehmet Topal'a geçersek, uzun boyu, fiziksel avantajları, stoper de oynayabilmesi ve defansif aksiyonunun çok yüksek olması onun avantajı durumunda. Belki de Galatasaray'da yakalayamadığı çıkışı, gösteremediği potansiyeli Valencia'da yaşamış olacak. Bu adam için ısrardan Mehmet Topal'ın Valencia'nın vazgeçilmezlerinden birisi olacağı sonucunu çıkarabiliriz. Kazanılan 5 milyon avro civarında bonservisin ise önemli olduğunu düşünüyorum. Bakalım Galatasaray, Mehmet Topal'dan doğan açığı nasıl kapatacak. Tabii bu da farklı bir yazı konusu. Ben, Mehmet Topal'a Galatasaray'a yaşattığı bütün güzellikler için şimdiden teşekkür ederim. Umarım sabreder ve Avrupa'da kalıcı bir isim olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder