Basında çıkan transfer haberlerinin yüzde 95'ine inanmam, yüzde 4'üne ihtimal veririm ve yüzde 1'ine ise inanmak isterim. Şu an yüzde 1'lik kesimi yaşadığım haberlerden birisi sürekli yazılıyor, çiziliyor ama konu hakkında bir açıklama yok. Açıkçası benim de bu konuda herhangi bir tahminim yok, sadece işin dua etme, inşallah olur deme kısmındayım.
Malumunuz Leo Franco sezonun sadece Galatasaray adına değil, Türkiye Ligi adına en büyük hayal kırıklığı oldu. Şampiyonluk mücadelesinin kalecilerden geçtiğini göz önüne aldığımızda, bizim mücadelemizin yanında bir de kaleci handikapımız vardı. Mesela Volkan Demirel ya da Ivankov, takımları şampiyonluk yarışında ilerlerken, kurtardıkları toplarla inanılmaz işler yaptılar. Ama bizim kalecimiz kurtarmayı geçtim, yenmemesi gereken golleri de yiyerek, zaten kötü durumda olan Galatasaray'ın en kötü halini bizlere yansıttı. Sezon başında Atletico Madrid isminin ve bonservis olayının olmamasını değerlendirerek doğru bir transfer dedirten bu kaleci, şimdilerde bizlere nasıl gidecek planlarını yaptırıyor. Normal şartlarda bu kalecinin eline bonservisi verilir ve gönderilir. Bu da sezon boyunca zaten zararlı çıkan Galatasaray'ı, ekonomik açıdan da zarara sokar.
Ama yukarıda bahsettiğim gibi, işin yüzde 1'lik kısmı ise Leo Franco'nun transfer haberleri. Sanki Arjantin'in en büyük kalecisiymiş misali Boca ve River'ın bu kalecinin peşinde olduğu yazılıyor. Hatta Galatasaray'ın bu işten zararlı olmasını geçtim, 1 milyon avro falan da bonservis kazanabileceği belirtilmiş. Normalde basında yazan haberleri buraya pek yazmam ama böylesine haberleri gördüğümde de totem misali buraya eklemek istiyorum. Galatasaray, elbette Leo Franco ile yollarını ayıracak ama bu işi zarar görmeden atlatması en güzeli. Şimdi şunu diyebilirsiniz ve çok da haklısınız. ''E be kardeşim, zaten bu adam bir yıl zararın kralını verdi, maddi açıdan yüzümüz gülse ne olur'' diye. Doğru demiş olursunuz ama seneliği 1.5 milyon avro olan bir adamı da takımdan zarar görmeden göndermek zararın neresinden dönsek kardır mantığını gerçekleştirir.
Bu arada Abbondanzieri'yi bilirsiniz. Yıllarca Arjantin Milli Takım kalesini korudu, çok iyi bir kaleci olduğunu düşünmem, hatta Arjantin'in iyi kaleciler çıkartamadığının en büyük kanıtıdır derim ama bu adamın arkasında yedek bekleyen Leo Franco'nun kariyerinin daha iyi takımlarda olması da beni hep şaşırtmıştır. Atletico Madrid forması altında onca zaman geçirmek çok kolay olmasa gerek, ya da bizler kaleciden anlamıyoruz. Ama Abbondanzieri'de bana göre kötü kaleciydi, Leo Franco ise daha da facia bir isim. En azından biz Galatasaraylılar için...
3 Haziran 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yeni sezonda şaka maka Aykut olacak kalede, Ufuk'u hemen kullanacağını sanmıyorum nedense Rijkaard'ın. Oysa benim 2 yıldır kalemizde olmasını istediğim adam şuan boşta ve bonservis sorunu yok. Mondragona benzer özellikleri var ve teke teklerde oldukca başarılı. Takımı küme düştü ama bunda en büyük pay en iyi adamlarını takviye yapmadan satan ve menajerle antrenörü kovan kulübe ait.
YanıtlaSilBahsettiğim oyuncu Jaroslav Drobny (30) bu arada :)