
Guti'nin Beşiktaş'la anlaştığını sağır sultan bile biliyordu ama bu tip büyük transferlerde heyecan olmazsa olmaz. Quaresma'da da bu yaşanmıştı. Geldi, gelmedi, karar aşamasında derken zorlu ve uzun bir süreç yaşandı ama Quaresma'nın futbol iştahına baktığımızda da beklendiğine değdi. İşte aynı süreçin de Guti için yaşanmasından doğal bir durum yok. Üstelik bu transfer bana sorarsanız Quaresma'dan da çok önemliydi. Quaresma pastanın en tatlı tarafı olacak ama o pastanın temel maddesini de en ala malzemeyle oluşturuyorsun. Guti çok önemli bir yıldız olmasının yanında harika bir görev adamı. Diğer bir tabirle, burjuva görünümlü 1 Mayıs işçisi. Bakmayın onun Avrupai görüntüsüne, yaşantısına falan. Sahaya çıktığında elinden gelenin en iyisini yapar, mücadelesinden ödün vermez, takımına liderlik eder ve eğer bir başarı gelecekse mutlaka en büyük pay sahiplerinden birisi olur. Kolay değil, Real Madrid'in iki bayrak isminden birisini alıyorsun. Düşünün o Real Madrid eski günlerinden uzak, kendisini transfere odaklamış, bir futbolcunun uzun yıllar oynayamadığı bir görüntüde. Umarım Mourinho bu düzeni yeniden eski haline getirecektir. Guti'ye dönersek onu Raul'dan ayıran bir özelliği var. Efsane kaptan Raul bile Real Madrid altyapısından gelmeyen bir isim. Guti ise futbolculuğunun bütün yıllarını Real Madrid forması altında geçirmiş. Sadece bu bile Beşiktaş'ın ne kadar büyük bir iş başardığını gösteriyor.
Şimdi Del Bosque'de kariyerinin ilk yurt dışı deneyimini Beşiktaş'ta geçirdiği ve başarısız olduğu sorusunu sorabiliriz. Doğrudur ama o zamanlardaki yönetim vizyonunun, bugünlerde devam ettiğini düşünmüyorum. Eğer devam etseydi, bugün yeni Tabata'ların transfer edildiğini görürdük. Şimdi baktığımızda Quaresma, Guti gibi isimler geliyor, Raul'un adı Beşiktaş'la anılıyor. Futbolcunun yaşına falan da takmayalım ama gelirken çok büyük bir maddi külfetin altına girildi. Üstelik personel ödemelerinin geciktiğinin konuşulduğu bir ortamdayız. Guti'yi Türkiye'de izlemek güzel olacak ama işin maddi tarafını da atlamamak gerekiyor. Umarım Beşiktaş yönetimi günü kurtarmaya oynamıyordur ve planlarını sağlam şekilde yapmışlardır. Bizim için hava hoş, Guti'yi Türkiye'de izleyecek olmaktan büyük onur duyarız, Beşiktaş yönetimine saygı duyarız. Ama Beşiktaş taraftarı Guti'nin Türkiye'de oynayacak olmasından öte başarı isterler. Şimdilik hamleler çok iyi, Beşiktaş transferin açık ara şampiyonu durumunda.

Schuster'in ise henüz Beşiktaş'ı hangi sistemde oynatacağını anlayamadım. Vikingur karşısında Tabata, Delgado, Nihat, Quaresma ve Bobo'yu bir arada oynatarak, müthiş bir gövde gösterisi 11'ini kurdu. Vikingur karşısında, hatta bundan sonra oynayacakları ön eleme turunda da bu hücum kadrosu müthiş iş yapar ama zorluk derecesi yüksek karşılaşmalarda sıkıntı yaşanır. Ama hücum kadrosundan da ödün vermemek adına orta sahanda defansif olarak oynattığın isimlerin de hücum katkısı şart. Mesela Ernst'in ana görevi işin defansif yükümlülüğüdür ama hücuma da çıktığında pas organizasyonlarında yer alır, ekstra şutlarıyla rakip kalede tehdit oluşturur. Ama 4-2-3-1 veya 4-4-2 oynanacaksa Ernst'in yanında oyunun iki tarafında yer alan ama asıl felsefesi hücum olan bir futbolcuya ihtiyaç vardı. Bunu Cisse biraz olsun yapabilmişti ve Beşiktaş'ın gelen şampiyonluğunda orta sahasını çok konuşuyorduk. Fink ise geçtiğimiz sezon etkisiz oldu, o orta saha bir anda kimlik değiştirmişti. Guti ise bu işin tavan yaptığı seviye olacaktır.
Guti kariyeri boyunca çok kaliteli hücumcularla forma giydi. Figo'dan, Zidane'ye, C.Ronaldo'ya, Kaka'ya, Raul'a. Elbette Beşiktaş'ın böyle futbolcuları bir araya toplama imkanı yok ama Türkiye şartlarını göz önüne alarak kadroya baktığımızda çok teknik futbolcular var. Ama hiçbirisinin ise lider özelliği yok. Bu yüzden doğru sistemde, bu futbolcuları en doğru şekilde yerleştirmek çok önemli. Daha önemlisi ise bu futbolcuların arasına bir lider koyup, iyi organizasyonlar kurmaktır. Guti'nin de bu açıdan isabetli bir transfer olduğunu düşünüyorum. 4-4-2, 4-2-3-1, 4-3-3, ya da aklınıza gelebilecek bütün sistemlerde rahatlıkla forma giyebilir, saha içerisinde takımın lideri olur ve sizi başarıya taşır. Ayrıca bu transferle de Tello'dan sonra Tabata veya Delgado ikilisinden birine de veda edileceğini söyleyebilirim. Tabata'ya ödenen 8 milyon avro bonservis falan derken ona pek el gitmez ama Delgado'nun artık takımda kalması için bir sebep kalmadı. Düşünün işte bu Delgado takımın kaptanlığını yaptı, liderlik ona verildi. Şimdi ise Guti gibi bir lider takıma geliyor. Vizyon nereden nerelere gelmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder