
Iker Casillas : Bu turnuva kalecilerin inanılmaz fark yarattığı bir turnuva olmadı. Jabulani de sağolsun bizlere çok ilginç goller izletti. Aslında benim tercihim final maçından önce Neuer olacaktı ama Casillas'ın final maçında gösterdiği performans, en kritik anlarda takıma getirdiği katkı müthiş oldu.
Maicon : Brezilya adına çok iyi bir turnuva geçtiğini söyleyemeyiz, beklentilerin inanılmaz şekilde altında kaldılar. Bu iyi olmayan sonuca, kötü futbolu da eklediğimizde 2010 Dünya Kupası'nı Brezilya bir daha hatırlamak istemeyecek. Buna rağmen Maicon, Brezilya'nın ayakta kalan isimlerinin başında geldiği gibi, harika bir performans gösterdi. Özellikle Elano'nun sağlıklı olduğu dönemde harikalar yarattı ama bir sakatlık bütün sistemi bozdu. Yine de Maicon benim sağ bek tercihim olacak.
Arne Friedrich : Turnuva başlamadan önce Friedrich'in göstereceği performans soru işaretiydi. Löw'ün devşirmesi sonucunda da bek oynarken, stoper oynamaya başladı. Ayrıca geçtiğimiz sezon Hertha Berlin'in de küme düştüğünü unutmayalım. Böyle bir ortamda Löw, bu adama güvendi ve güveninin sonucunu aldı. Friedrich'de bir anda kupanın en gözde serbest oyuncularından birisi olup, Wolfsburg'a transfer oldu.
Van Bronckhorst : Sağ bek bolluğundan söz ederiz ama sol bek anlamında turnuvanın çok verimli geçtiğini söylemek mümkün. Ama bu adam özel bir karakter, önemli bir lider. Kariyerinin son turnuvasında da Hollanda adına elinden geleni yaptı, şampiyonluk yakışırdı ama olmadı. Tercihim biraz duygusal ama Van Brockhorst turnuvanın özel karakteri oldu.
Xavi Hernandez : Iniesta'yı da yazacağım için elim ilk olarak Xavi'yi yazdı. Bu pas futbolunun beyni durumunda, Dünya Kupası'nda da beyin görevini en iyi şekilde yaptı.
Andres Iniesta : Belki de hayatının en kritik golünü atmış oldu. İspanya onun attığı golle kupaya uzandı ama turnuva geneline de baktığımızda Iniesta'nın harika işler yaptığını göreceğiz. Orta sahadan ziyade ileri üçlünün kanatlarında oynadı ama yine de kadro bolluğunda onu orta sahaya yazmak en iyisi.
Wesley Sneijder : Onun adına üzüldüm çünkü çok önemli bir rekoru elinden kaçırdı. Şampiyonlar Ligi, İtalya Ligi şampiyonluğu falan derken Dünya Kupası'nı da kaldırsaydı 2010 onun açısından çok büyük bir yıl olacaktı. Inter'de olduğu gibi, Hollanda'da da takımının en önemli kozuydu, attığı gollerle de takımının finala kadar gelmesinde müthiş katkısı oldu.
Mesut Özil: İnsanlar ''bu adam neden Türkiye'de değil'' deyip Mesut'a sırt çevirmiş olabilir ama koskoca Almanya bir Türk'ün ayağına bakıyorsa, ben bu adamla gurur duyarım. Turnuvanın en büyük çıkış yakalayan isimlerinden birisi oldu, çok övdüğümüz Almanya'nın bu futbolunun bir numaralı anahtarıydı.
David Villa : Torres'in formsuz olduğu bir turnuvada, İspanya başarılı olacaksa David Villa'nın golleri sayesinde olacaktı ve nitekim öyle de oldu. Üstelik İspanya'nın attığı sekiz golün beşinde onun imzası var. Sol kanatta da oynadı, tek santrafor da oynadı. Hepsinde de elinden gelenin en iyisini yaptı diyebiliriz.
ramos nasil olmaz
YanıtlaSilramos nasil olmaz
YanıtlaSil