Galatasaray'ın En Büyük Sorunu Anketi

Galatasaray'da en büyük sorun transfer aslında. Transferlerin gecikmesi, taraftarların sabrını zorluyor. Çünkü geçtiğimiz sezon gördüğümüz, öncelikle orta saha olmak üzere bazı önemli sorunlarımızın olduğudur ve bu sorunların da başarı önünde büyük engel oluşturduğunu söylemeye gerek yok. Ben de bu durumu anket olarak sizlere sormak istedim ve gelen cevaplara baktığımda da yüzde 68'lik kesim Galatasaray'ın orta sahasının yetersiz olduğunu söylüyor. Yüzde 12'lik kesim ise kaleci sorunu olduğunu belirtmiş. Aykut Erçetin'in yetersiz olduğunu düşünenler de var, Ufuk Ceylan'ın kaleye geçmesini isteyenlerde ya da yeni bir yabancı kaleci isteyenler. Üçüncü sorun ise yüzde 11 ile Baros'un alternatifsizliği olmuş. Geçen sezon Baros'un sakatlığının ardından geçen sezon malum. Gol yollarında sıkıntı yaşayan, pozitif futboldan uzak ve sürekli deneme yanılma yöntemi ile sistemden uzaklaşan bir Galatasaray vardı.

Yüzde 4'lük kesim ise Haldun Üstünel'in gidişinin büyük sorun oluşturduğunu belirtmiş. Haldun Üstünel bildiğiniz gibi en çok sevilen yöneticiydi, hatta gerçekleştirdiği transferlerle sihirbaz lakabını almıştı ama işin görünen yüzü aslında çok farklı. Son sırada ise yüzde 3'lük oyla Elano'nun durumunun belirsizliği var. Bu oy oranına bakarak, taraftarların Elano'nun kazanılmasını istediklerini düşünmek lazım.

Gelelim orta saha sorununa, ama geçtiğimiz sezona dönmeden. Çünkü olan oldu, yaşanan sıkıntı belli ve bunları çok yazdık. Bu yüzden fazla tekrara düşmeden, önümüze bakmamız gerekiyor. Orta saha hattını da OFK maçlarını baz alarak değerlendirmeye başlayalım. İlk maçta Ayhan & Mustafa Sarp ve Barış Özbek'li bir hat vardı. Bildiğiniz gibi, sezon başında Rijkaard duruma göre ya iki ön liberoyla, ya da iki hücümcu orta sahayla maçlara başlayacağını belirtti. Beklenen transferlerde gelmediğinden {Elano'nun da yokluğunu ekleyelim} geçtiğimiz sezonun çok eleştirilen orta sahasını tekrar izlemek zorunda kaldık. Ama biraz bu futbolcuların vizyonları değişmiş gibi.

Mesela Mustafa Sarp'ı ele alalım. Ona yapılan en büyük eleştiri çok düz futbolcu olması. Koşuyor, mücadele ediyor, savaşıyor falan ama düz bir yapısı var. Yani yetenekleri belli, ondan beklenti de otomatik olarak belli oluyor. OFK karşısında izlediğimiz Mustafa Sarp ise hücuma biraz daha katkı vermeye çalışan, pas özelliğini geliştirmiş, hatta ekstra işlere kalkışan bir futbolcuydu. İlk maçta da bu böyle oldu, ikinci maçta ise bu durum zirveye ulaştı. Hala takımı Mustafa Sarp'a verelim, o bizi bütün sezon götürsün diyemeyiz, çünkü istikrarı ne durumda olur bilinmez. Geçen sezonda iyi giderken hızlı bir düşüşe geçmişti. Ama şu görüntü her an güvenebileceğimiz, iyi bir rotasyon oyuncusuna sahip olduğumuzdur.

İlk maça dönersek Ayhan ve Barış Özbek'ten de işin hücum kısmı beklenmesine rağmen, bu tam olarak gerçekleşmedi ve belli bir bölümden sonra ise mücadele gücünden düştük. Çünkü o bölge lider özellikli bir futbolcunun varlığına ve onun getireceği agresif özelliklere ihtiyaç duyuyor. Bunu da ikinci maçta Cana getirmiş oldu. Cana henüz hazır değil ama hazır olmayan yapısıyla bile orta sahaya farklı bir anlayış getiriyor. O bölgede yaptığı liderlik daha derli toplu bir orta sahayı, beraberinde de mücadele etmek isteyen futbolcuların form durumlarını bir kademe yukarı çekmesini sağlıyor. Mustafa Sarp'ın ikinci maçta çıkışını da biraz buna bağlıyorum ama Ayhan Akman'ın malesef yaşı gereği futbolunda geriye gidiş olduğu bir gerçek. Bu yüzden onu mümkün olduğunda az kullanmak gerekiyor ama mutlaka tecrübesine ihtiyaç duyulacak anlar olacaktır.

Cana'nın özelliklerinden en iyi şekilde faydalanmak için ise beklenen iki transferin gerçekleşmesi şart. Özellikle de box to box denilen oyunun iki yönünü oynayabilen bir orta sahaya. Bu ismin de Ledesma olacağını artık sağır sultan biliyor. Ledesma'yı transferi kesinleştiğinde değerlendiririz ama şimdilik söyleyebileceğim beklenildiği gibi oyunun iki yönünde katkı yapar, daha önemlisi güçlü yapısıyla orta sahanın ısırgan özelliğini bir kademe daha yukarı taşır. Buna da Cana'nın hazır görüntüsünü eklersek geçtiğimiz sezona oranla daha agresif ama pas da yapabilen, hücum da yapabilen bir orta sahayı beraberinde getirir.

Tabii bu ikiliye de işin hücum yönünü üstlenecek bir isim lazım. Bu bana sorarsanız Arda da olur, kalırsa Elano'da olabilir ama görünen yeni bir transferin gerçekleşeceği. Son haberler Elano'nun isminin UEFA'ya bildirildiği yönünde, yani Elano'yu kazanmak adına bir şans daha var. Benim şahsi görüşüm takımdan gitmesi gerektiğidir ama beklenen Rosicky olmayacaksa da yeni bir arayışına girmeye gerek yok. Elano, geçen sezon fark yaratamadı ama bu orta sahayla beklenen farkı yaratabilir, bu yüzden bakarsınız Elano'yu kazanma yoluna giderler. Yine de Rosicky gelirse işler çok daha farklı olur diyorum, çünkü o tam aranan kan. Elano'ya ise ideal orta saha futbolcusu diyemem, Manchester City'de de 4-3-3'e uymuyor diye gönderilen bir futbolcuydu. Burada da 4-3-3'e uymadığını gördük, özellikle Mustafa Sarp, Mehmet Topal gibi isimlerle de iyice çuvalladı. Ama Cana ve Ledesma ile işler daha farklı olabilir. Yine de Elano'yu ortada oynatmaktansa Arda'yı o bölgede kullanmayı tercih ederim. Nedense Elano ile ilgili futbol dışında da farklı sıkıntılar var gibi.

Kısacası orta saha sorununu çözmek birinci öncelik olmalı, yoksa geçen sezondan farklı bir durum yaşamayız. Şu an eldeki orta sahanında gelişmeye başladığını, sisteme uymaya başladığını görmek güzel ama hala yetersizler. İyi oyuncularla donatılan bir orta sahada, rotasyon anlamında Mustafa Sarp'ın falan geliştiğini görmek daha güzel olacaktır. Bu sezon Rijkaard'ın dediği gibi Türk motiflerine uygun ama sistemin getirdiği şartlardan da ödün vermeyen bir yapı geliyor ama bu işin biraz uzaması canları sıkmıyor değil.