Şampiyonlar Ligi ayrı bir panorama, farklı bir vitrin. Avrupa tecrübesi dedikleri gerçekten çok gerekli bir olay, bunu Bursaspor'un futboluna bakarak söylüyorum. Düşüşte dediğim, hatta yedek ağırlıklı kadroyla sahaya çıktılar dediğimiz takımın adı Bursaspor'u geri çekmeye mahkum etti ve ortaya farklı bir mağlubiyet çıktı. Bizim bildiğimiz Bursaspor, 4-2-3-1'i en iyi oynayan, kanatları etkili ve daha önemlisi çok mücadeleci bir takım. Ertuğrul Sağlam'da ligde hangi düzende oynuyorsa bu düzenini korudu ama Nunez tercihini tartışabiliriz. Çünkü Nunez süratli, kontra atak futbolcusu değil ama Bursaspor'un bugün oynadığı futbol kontra atak düzenine yatkındı. Valencia maç boyunca topu ayağında tutan, kontrolü tamamen ele geçirmiş ve pas trafiğiyle de rahatlıkla pozisyon bulan taraftı. Malesef rakibin pas trafiğine önlem alınamadığından ve mücadele gücünün normalin altında olması rakibe bu rahatlığı tanıdı. Tabii en önemlisi ise Bursasporlu futbolcuların daha maç öncesinden kafada olayı bitirmesiydi.
Aslında Turgay Bahadır ve Sercan Yıldırım değişikliği takıma bir hava getirdi, o aralar bulunacak bir gol maçı dengeye oturtabilirdi ama bu değişiklik çok geç geldi. Nunez rakip yarı sahaya bile giremiyorken Ertuğrul Sağlam kendisine çok katlandı. Ayrıca ikili forvete döndüğünde genelde 4-2-3-1'in merkez oyuncusunu oyundan alarak 4-4-2'ye dönerdi. Çıkan oyuncu da genelde Batalla olurdu, bu maçta da o bölgede oynayan Insua'nın çıkmasını bekledim. Onun da takıma uyumu belirli bir zaman alacak gibi, takımın dilini malesef konuşamıyor. Ama Hüseyin Cimşir oyundan alınınca belki risk alındı, bu da bir hamledir ama baskıda gol gelmeyince hızlı ataklarla Valencia farka koşmuş oldu. Benim büyük beklentilerimin olduğu bir maçtı, Bursaspor eğer bu maçtan galibiyet hatta beraberlik çıkarsa önemli bir mesaj vermiş olacaktı ama Rangers'ın da Manu'dan puan kopardığını düşünürsek 3. yolunda da iş çok zor, hatta imkansıza yakın. Son olarak maç 4-0 olduğunda Volkan Şen ve Sercan Yıldırım'ın bireysel hareketlerinin altını çizmek lazım. Bomboş pozisyonlarda pas yerine sürekli çalımı düşünerek, biraz da kendilerini düşündüklerini gösterdiler, oysa bu takım sporu. Atılacak bir gol bile çok değerliydi.
BURSASPOR: 0 - VALENCIA: 4
Stat: Atatürk
Hakemler: Svein Oddvar Moen, Geir Age Masovn Holen, Frank Andas (Norveç)
Bursaspor: Ivankov, Ömer, Stepanov, Ali, Vederson, Hüseyin (Dk. 59 Sercan), Ergiç (Dk. 77 Svensson), Ozan İpek, Volkan Şen, Insua, Nunez (Dk. 59 Turgay)
Valencia: Cesar, Navarro, Ricardo Costa, Saltor, Mathieu, Mehmet Topal, Tino Costa (Dk. 81 Fernandes), Joaquin, Pablo, Dominguez (Dk. 77 Mata), Aduriz (Dk. 72 Soldado)
Goller: Dk. 16 Tino Costa, Dk. 40 Aduriz, Dk. 68 Pablo, Dk. 76 Soldado (Valencia)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Maç sonu Ertuğrul Sağlam'ın altını çizdiği bir konuda "Oyuncularının bireyselliğe daha fazla önem verip, takım oyunlarının bozulduğu" idi. Sanırım V.Şen ve S.Yıldırım'ın meselesine bir çözüm gelecektir.
YanıtlaSilNaçizane okumak isteyenler için Bursaspor-Valencia maç yazım
http://www.scarfaroundmyneck.com/2010/09/hola-europa.html
Bahsettiğin 4-2-3-1'i iyi oynayan Bursa takımında Sercan-Turgay hep vardı.Dün de bu ikilinin kenarda olması Bursaspor'u bitirdi.Nunez ilerde yıpratıcı bir adam olmadığı için Valencia geriden rahat oyun kurdu.Hatta M.Topal bence kariyerinin en rahat maçlarından birini oynadı.Insua da sezona sakat başladığı için hazırlık kampına bile katılamadı.Bu oyuncularla başlamak kumardı.Ayrıca Türk futbolcularının Avrupa maçlarından önce bu aşağılık kompleksinden kurtulmaları içinsağlam bir psiko-terapiye girmeleri gerek.
YanıtlaSil