
Guti 33, Aurelio 32 ve Ernst de 31 yaşında. Bu orta saha hattının çok iyi olduğundan bahsetmeye bile gerek yok, Beşiktaş'ın övdüğümüz iyi futbolunda anahtarları durumunda. Ama atlanmaması gereken nokta, her ne kadar tecrübeli ve kaliteli isimlerde olsalar Beşiktaş'ın bu yüksek temposu bu yaşlarda olan futbolcuları yıpratır. Üstelik Schuster ne kadar fazla rotasyon yaparsa yapsın, bu tip düşüşler sezon içerisinde mutlaka yaşanacaktır. Trabzonspor karşısında da Beşiktaş orta sahasını ilk defa bu kadar yorgun gördüm, özellikle ikinci yarıya baktığımızda Ernst ve Guti'nin neredeyse yürüyecek halleri kalmamıştı ama ilk yarıda bu tablo bile Beşiktaş'ın oyunun hakimi olduğu gerçeğini değiştirmedi. Bir bölümde Trabzonspor tempoyu yakaladığı anlarda hızlı hücumlar ile pozisyonlar buldu ama kısa bir süre sonra maç Beşiktaş'ın hakimiyetinde geçti. Belki ilk yarının sonunda direkten dönen top gol olsa ikinci yarı için farklı senaryolar yazacaktık ama 0-0 biten ilk yarının ardından maçın yıldızı Şenol Güneş oldu.
Beşiktaş orta sahasının yorgunluktan ötürü ikinci yarıda tamamen düştüğünü söylemiştik. Aslında bu noktada maç içi hamleleriyle övülen Schuster'in de yanlışları oldu. Bence maça Necip ile başlamak, orta sahaya dinamizmi baştan katmak en doğrusu olacaktı ama rotasyon hakkını forvetten yana kullanarak bir bakıma hücumlarıda baltalamış oldu. İlk yarıda kurulan üstünlük içerisinden gol gelmediyse, bu biraz da doğru santraforla oynamamanın sayesinde. Guti'nin her maç alıştığımız üçgen tuşu niteliğinde olan ara paslarını çözmek için Nobre'ye decoder gerekli. Beşiktaş ne zaman Bobo ve Necip'i oyuna soktu, işte ondan sonra yeniden pozisyonlar bulmaya, oyun içerisinde söz sahibi olmaya başladı ama alınan risklerde de Trabzonspor birçok boş pozisyon buldu ama Rapid Wien maçındaki Holosko misali yaşanan bencillikler de Trabzonspor adına daha fazla golün gelmesine engel oldu.

Maçın yıldızının Şenol Güneş olduğunu söyledik. Bunun da sebebi yapılan bir tane değişiklik. Maç öncesinde Trabzonspor'un bu maçtan mutlaka üç puan almak istediğini herkes bilir. Ama ikinci yarıya girerkende Yattara yerine Ceyhun Gülselam'ın oyuna girmesi maçı izlemeyenler için defansif bir hamle gibi görünebilir ama bu değişiklik önce Beşiktaş'ı durdurmak, sonra ise orta sahayı ele geçirerek biraz daha organize gelmek içindi. Orta sahası güçlenen Trabzonspor'da da özellikle Engin Baytar defansif görevlerinden arınarak daha fazla hücuma çıktı, sürekli dikine oynadı ve Aurelio'yu da peşine katarak iyice rakip orta sahayı nakavt etti. Benim anlamadığım ise Teofilo ısrarı. İddia ediyorum çok boş bir futbolcu ve Jaja, Umut Bulut gibi isimlerin yedek kalması inanın çok yazık. Nobre misali diğer bir etkisiz elaman da Teofilo'dur. Hücumda bugün daha bitirici, bencillikten uzak, pozisyon yaratmasını bilen bir santraforla maç daha erken biterdi. Son olarakta Beşiktaş'ın Quaresma'yı aradığını söyleyelim, öyle anlar olduki gözler sihirli bir ayak aradı. Bu ayak ise asla Holosko değildi.
TRABZONSPOR: 1 - BEŞİKTAŞ: 0
Stat: Hüseyin Avni Aker
Hakemler: Kuddusi Müftüoğlu, Mustafa Emre İyisoy, Cem Satman
Trabzonspor: Onur, Serkan (Dk. 90+2 Ferhat), Cale, Egemen, Mustafa Yumlu (Dk. 71 Barış), Selçuk, Colman, Burak, Engin, Yattara (Dk. 46 Ceyhun), Teofilo
Beşiktaş: Hakan, İsmail, Hilbert, İbrahim Toraman, Guti (Dk. 78 Necip), Tabata, Holosko, Ernst (Dk. 67 Bobo), Zapotocny (Dk 88. Onur), Nobre, Aurelio
Gol: Dk. 51 Mustafa Yumlu (Trabzonspor)
Sarı Kartlar: Dk. 90+4 Teofilo (Trabzonspor), Dk. 52 Nobre, Dk. 90+3 Hilbert (Beşiktaş)
Kırmızı Kart: Dk. 90+8 Teofilo (Trabzonspor)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder