7 Kasım 2010 Pazar

Servet'e Saygılarımla / Trabzonspor 2-0 Galatasaray

Kalli ve Skibbe dönemlerini hatırlıyorum. Bu ligin en iyi yerli stoperi dedirten bir Servet Çetin. Ayrıca da Milli Takım'ın olmazsa olmaz isimlerinden birisi olmuş. Hala da öyle, bugün değişime uğrayacağı söylenen Milli Takım'da değişmeyen isimlerin başında Servet Çetin gelecek. Ama iki sezondur bu adam ortalarda yok, özellikle de bu sezon çok farklı bir boyutta. Rijkaard'la kafaların uyuşmaması, sürekli yaptığı hatalar ve isteksiz futbol şu Rijkaard'ı baltalama iddialarını kafamda gerçekmiş gibi göstermeye başladı. Bana güvenilen yerde oynarım diyecek kadar da açık sözlüden öte tehtitkar bir futbolcu. Milli Takım'da alternatifi yokmuş gibi hareket ediliyor tamam ama bizim alternatiflerimiz var ama Servet Çetin ısrarı devam ediyor. Bugün Neill de onu kurtaramadı, risk almayıp topu kornere veya taca atması gereken bir yerde kendisinden fizik anlamında çok düşük görünen Engin Baytar topu kapabiliyor ve golü attırıyor. Bir de topu kaptırdıktan sonra yapmaya çalıştığı ama yapamadığı penaltı durumu da var. Arkadan müdaheleye direk kırmızı kart bile çıkar. Club Brugge maçına gitti kafam aslında, Emre Aşık'ın da buna çok benzer bir pozisyonda yedirdiği gol vardı. Futbol bu hatalar elbette olacak derim ama Servet Çetin'in iki sezondur bu ilk hatası değil, o kural Emre Aşık için geçerli olabilir.

Yeniden 4-3-2-1 Ama...

Fenerbahçe ve Antalyaspor maçlarında bu sistemin iyi işlediğini gördük. Yani savunmacı kimliği ön plana çıkan orta sahayla rakip orta sahayı kitlemek ve Misimovic & Elano'nun Pino'yu yönlendireceği pozisyonlarla da gol arayan bir kimliğimiz vardı. Fenerbahçe maçında Elano, Antalyaspor karşısında da Misimovic bu hücum organizasyonlarında iyiydiler. Bu maçta ise Elano ve Misimovic'in etkisiz futbolu Pino'yu da doğrudan etkileyerek Galatasaray'ı hücum anlamında oldukça kısır bir duruma soktu. Ama savunma yönünde yine mükemmel bir iş çıkardık. Sanırım Colman adını maç içerisinde kimse duymadı, Selçuk İnan'ı da Ayhan'ın ona yaptığı faulller neticesinde hatırladık. Trabzonspor hücumları ise Jaja'ya endeksliydi ama Cana'nın Jaja üzerinde kurduğu hakimiyet Trabzonspor hücumlarına da rahat nefes aldırmadı. Orta sahaları da kitlendiği için Engin Baytar, Burak Yılmaz ve Umut Bulut topla buluştuklarında bireysel bir futbola döndüler ama ilk 10 dakika dışında da Trabzonspor tempo kuramadı. İşte 55. dakikada ne zaman Cana oyundan çıktı ve o an Galatasaray orta sahası zaten hücumda sıfır etkiyle olduğu maçta işin savunma yönünü de kaybetti ve Jaja'ya engel olamadık.

Ayhan Akman Kendini Xavi Gibi Hissederse

İşin bir de bu yönü var. Galatasaray orta sahasının da aslında hücumda neden bu kadar kötü olduğuna güzel bir örnek. Mustafa Sarp'ı zaten eleştiriyoruz, kendisi gizli orta saha terimini yürürlüğe koyan bir futbolcu. Mehmet Topal'a zamanında yeterince agresif değil eleştirileri yaptığım için de kendimden utanmamı sağlıyor. Ama bir de Ayhan Akman faktörü var. Kağıt üzerinde bakılarak yapılan yorumlarda Ayhan'ın oyunun iki yönünü oynuyormuş hissiyatı yarattığının farkındayım. Aslında sadece savunmada da kalmıyor, hücumların organize olduğu, pas dolaşımının başladığı dakikalara baktığımızda da sürekli Ayhan Akman rakip yarı alanın ortasında ve hücumun kader pası onun ayağına geliyor. Ama sağa atması gereken yerde bekliyor ya da pası ters yöne atıyor, sürekli bir geri oynama isteği ve kendi temposunun da düşük olmasının yarattığı büyük handikap bazı hücumları başlamadan öldürüyor. İşte bu yüzden bizim Selçuk İnan'a ihtiyacımız var ya da bu tarz oynayabilecek bir yerli orta sahaya. Ayhan'ın 3-4 sezon önce bu yönünü severdim, bu tanımını yaptığım orta saha karakterindeydi ama yaş büyüdükçe artık çene çalışmaya başlamış, rakibi durdurma denen kavram bitmiş ve sahada uçan sineğe bir itiraz etme isteği. Galatasaray'ın kaptanı bu olmamalı, Bülent Korkmaz da çok konuşurdu ama 35 yaşındaki icraatlarına bakın bir de. Yani Ayhan Akman'ın Trabzonspor maçında da kendini Xavi gibi hissetmesi hücumları öksüz bıraktı.

Hagi'nin Yalnış Hamleleri

Hagi'nin de maçın ilerleyen bölümünde yanlış hamleleri oldu. Sahaya çıkardığı kadro ve bu tip maçlarda uyguladığı sistem gayet iyi ama oyunun ilerleyen döneminde yaptığı bazı hamlelerin yanlış olduğunu düşünüyorum. Özellikle de bu maçta. Cana'nın Jaja'yı markajında Trabzonspor hücumunu tamamen kitlediğini düşünüyordum ama Cana'nın oyundan alınması bana göre yanlış oldu. Devamında Mustafa Sarp o bölgeye geçti ve mücadele gücü oldukça düştü. Misimovic yerine Kewell değişikliği de yanlış. O ana kadar daha formsuz görünen Elano'nun alınması daha iyi olabilirdi. Çünkü Misimovic o dakikalarda bireysel yeteneklerini sahaya sürmeye başlamıştı ve etkin olabileceği dakikalar geliyordu. Son olarak ise Elano yerine Emre Çolak değişimi. Şunu eklemem lazım, Emre Çolak'ın oynaması güzel ama kanatlarda kullanılması bir o kadar yanlış. O dakikalarda 1-0'da gerideyken ve sürekli kenardan ortalar denediğimizi düşünürsek Mustafa Sarp veya Ayhan yerine Mehmet Batdal'ın oyuna girmesi ve takıma hava hakimiyeti kazandırmak bence daha isabetli bir karar olacaktı ama bu oyuncu değişiklikleriyle Hagi oyunu iyi okuyamadı.

Ayrıca bu maç için sürekli Galatasaray'ın konuşulduğu ve Trabzonspor'un gözden kaçırıldığı gerçeği de var. Yarın Trabzonspor'la ilgili uzun uzun yazmayı planladığımdan bu yazının içinde fazla bahsetmek istemedim. Ama şunu ekleyeyim, Şenol Güneş takıma müthiş bir ivme ve kazanma alışkanlığı kazandırdı. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray karşısında da iç sahada alınan dokuz puan var. İşte bu nokta da belki Trabzonspor'u şampiyonluğa ulaştıracak. Son derecek alternatifli bir kadro, futbolun doğrularını uygulayan bir sistem ve en önemlisi Şenol Güneş faktörü.

TRABZONSPOR: 2 - GALATASARAY: 0

Stat:
Hüseyin Avni Aker

Hakemler:
Halis Özkahya, Baki Tuncay Akkın, Ekrem Kan

Trabzonspor:
Onur, Serkan, Egemen, Giray, Cale (Dk. 87 Ferhat), Selçuk, Colman, Engin, Burak (Dk. 67 Yattara), Jaja (Dk. 80 Ceyhun), Umut

Galatasaray:
Ufuk, Sabri, Neill, Servet, İnsua, Ayhan, Cana (Dk. 55 Barış), Elano (Dk. 77 Emre), Mustafa Sarp, Misimoviç (Dk. 60 Kewel), Pino

Goller:
Dk. 75 ve 90 4 Umut (Trabzonspor)

Sarı kartlar:
Dk. 34 Giray, Dk. 87 Engin (Trabzonspor) Dk. 43 Elano, Dk. 55 Mustafa Sarp, 90 4 Sabri (Galatasaray)

3 yorum:

  1. bence kim ne derse desin Galatasaray'ın bugünki durumu yönetim zafiyetidir. milan baros iki sezondur sezona fırtına gibi başlıyor sonra ilk sakatlıkda sezonu kapatıyor.. bu sene arda da aynı şekilde gitti de gelmek bilmiyor. keza kewell, elano da aynı durumdalar iki hafta varlar üç hafta yoklar.. saygılar
    www.twitter.com/icnkrn

    YanıtlaSil
  2. bu m.sarp ile serveti bu kadar vazgeçilmez kılan nedir acaba çok merak ediyorum. lütfen birisi açıklasın.

    YanıtlaSil
  3. İlk yarıda 15 metrelik alanda yapılan dar alan savunması takımın Hagi'den (belki de Tugay'dan) sonra kazandığı en önemli özellik.Ancak hücum konusunda oldukça kısırız.Bunu da oyuncu yapısına baglamak gerek.Bu orta sahayla hücum etmek imkansıza yakın.Savunma derseniz,öyle ya da böyle kotarıyoruz.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir