Yabancı kontenjanı olan bir ülkede yabancı kalecilere pek sıcak bakmam. Bu hakkı başka mevkiler için kullanmak bana daha sağlıklı geliyor. Ama en azından Taffarel, Mondragon ağırlığında bir kaleciye de kimsenin hayır diyeceğini sanmam. Tecrübeli ve kaliteli eller oynadıkları takımlara da büyük katkı yaparlar. Sadece maç kurtarmak adına değil, defansla da doğru iletişimi kurup sistemi de bir adım daha ileriye taşımak adına.
Galatasaray'ın yerli bir kaleci geleneği yok, bunu anladık. Belki Volkan Demirel, Onur Recep Kıvrak ya da eskiye dönersek Rüştü Reçber gibisinden kalecimiz de olmadı ama geçmişten gelen yerli kaleci ısrarımız da olmadığından bugünlerde sıkıntı yaşıyoruz, yerlilere güvenmiyoruz. En son yerli kalecimiz kimdi desek, Eser Özaltındere'ye kadar inmek mümkün. Ondan sonraki bütün yerli kaleciler genelde Simoviç, Taffarel ve Mondragon gibi uzun soluklu isimlerin arkasında beklediler, kötüsü ise kendilerini hiç geliştiremediler.
Mesela Kerem İnan. Taffarel'in arkasında bekledi durdu ama o güveni bizlere hiç veremedi. Ya da Aykut Erçetin. Mondragon'un arkasında yıllarca durdu ama biz kendisine güvenemedik ve Orkun Usak gibi vasat bir kaleci transferi ihtiyacı duyduk. Ve de garibim Ufuk Ceylan. Onun bu tip bir önderi bile olamadı...
Şimdi ise yeniden yabancı kaleci devrini başlatmış bulunuyoruz. De Sanctis ve Leo Franco'nun ardından yeniden bir yabancı, üstelik Güney Amerikalı ve daha önemlisi Kolombiyalı. Hemen akıllara Mondragon ve Cordoba geldi. Çünkü ülkemizde iz bırakan kaleciler olmuşlardı ve bu yüzden de Kolombiyalı bir kalecinin de referansı o ölçüde büyük olabiliyor. Zapata'nın kafadan böyle bir avantajı doğmuş durumda. Ama doğru transfer mi oldu, Galatasaray'ın ağırlığını kaldırabilir mi ve beklentilerin hangi yönünde, bunu ilerleyen dönemde öğrenebiliriz.
Mondragon'un en önemli artısı refleksleriydi, olmadık anlarda inanılmaz toplar kurtarabiliyordu. Bu yüzden de zaten maç kurtaran kaleciydi ve çoğu hatasını da bu özelliği kapatıyordu aslında. Zapata'da da bu var. O da maç kurtaran bir kaleci, birçok maçı size kazandırabilir. Ama dengesiz de bir kaleci. Olmadık goller yer, sizlere hadi canım dedirtir. Bu açıdan De Sanctis'le de benzer yönleri fazlasıyla var aslında.
Fizikli bir kaleci de değil ama oldukça çevik. Yan toplarında onun da sıkıntılar olmasına rağmen, çevikliğinin avantajını iyi kullanıyor. Kendisi 33 yaşında ve bonservisi de elinde. Zaten transfer olmasının en önemli sebebi Hagi faktörü, ikincisi ise bonservisinin elinde olması. Takıma yararlı mı olur yoksa kafadan zararlı olur demenin de erken olduğunu düşünüyorum, bir anda müthiş bir güven salgılayan kaleci değil. Zaman içerisinde katkı verebilir ve bizlerde onun hakkında görüş belirtme şansına sahip olabiliriz. Bir nevi Culio örneği...
Ama en azından ortalama bir kaleci de ihtiyacımız vardı, malesef şu anki kalecilerden beklenilen fayda sağlanabilmiş değil ve onlara güvenmenin de bir aleminin kalmadığı durumdayız. Şöyle düşünelim aslında, kalemize gelen ilk topların geneli gol oluyordu. İnanılmaz şekilde bir güven eksikliğimiz var ve Zapata belki de tecrübesiyle bunu kapatacak.
21 Ocak 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder