
Hepimiz Hagi'nin nasıl bir takım kurmak istediğini biliyoruz. Sahadaki 11 futbolcunun da savaşması, sürekli bir mücadele içinde olması, yenilgiye isyan etmesi, tabir-i caizse tekmeye kafa uzatması. Bazı teknik adamların da tarzı budur, savaşmayı severler. Futbol doğrularının en başında mücadele gelir ve kadrolarında da yine Hagi'nin tabiriyle 2-3 tane beş yıldızlı futbolcu bulundurur. Hagi'nin de beş yıldızlıları Arda ve Baros. Kewell bile onun mantığında savaşan, isyan eden futbolcudur. İyi futbol iyi futbolcularla oynandığı gibi başarı da mücadeleden geçer. Amaç da başarı olduğundan Hagi'nin şu aşamada aldığı her karar başımla beraber. Buna Misimovic de dahil, Culio transferi de dahil.
Gelelim Culio'ya. Yazının da ana teması o zaten. ''Bu forma için kendimi öldürebilirim'' sözünden doğru böyle bir yazı yazma isteği doğdu. Çünkü henüz bu futbolcuyu izlemeden, etmeden çıkan yorumları okuyorduk. Yeni Carrusca geldi, sol kanada adam aldık, şuydu buydu. Çok iyi bir futbolcu da olmayabilir, Romanya'dan gelen 27 yaşındaki Arjantinliyi küçük de görebilirsiniz ama biraz bekleyelim ya da yorum yapmadan önce az biraz futbolcuyu takip edelim.
Öncelikle sol kanat değil orta saha transferi gerçekleştirdik. Orta sahada oyunun iki yönünü oynayabilecek, mücadele dozajı Cana'nın seviyesinde dolanan bir isme ihtiyaç vardı. Hagi'nin vazgeçilmezinin neden Cana olduğunu defalarca yazdık. Bu takımda Arda'nın bile düşünülmediği anlar olur ama Hagi, Cana'dan asla vazgeçmez. Culio'nun da bu isimlerden biri olacağını tahmin ediyorum, o da en az Cana kadar gözü pek. Hırs ve mücadele onun için çocukluktan başlamış. Futbol bir bakıma hayat damarı olmuş, geçmişin mağlup izlerini futbolla kazanarak atmak isteyen bir isim.
Hadi ben çok hırslı biriyim ve böyle agresif konuşmalar yapan isimleri bir anda sahiplenebilirim ama çoğu arkadaşımın da benimle aynı görüşte olduğunu biliyorum. Culio'nun şu röportajıyla bile bir anda büyük bir sempati oluşmuş durumda. Bu da futbolcu açısından büyük şans, büyük bir destekle beraber geliyor. Cana için olduğu gibi, eğer buralarda tutunmayı da başarırsa çok farklı bir karaktere daha sahip olacağız. Culio'nun da röportajdaki en ilgimi çeken sözleri şunlardı:
''Anlaşma imzaladığınız zaman size hem ekonomik anlamda hem de sevgi anlamında bir şeyler veriliyor. Size bunları veren kulübe sizin daha fazlasını vermeniz gerekiyor. Sahaya çıktığım zaman bu arma için, bu forma için kendimi öldürebilirim. Elimden gelen en iyi mücadeleyi vereceğimden kimsenin şüphesi olmasın. Tabii ki kazandığım zaman dünyanın en mutlu insanı oluyorum. Oynamışım, oynamamışım önemi yok. Önemli olan takımın kazanmış olması. Öbür taraftan baktığımızda, kaybettiğimizde gerçekten çıldıran bir Culio görebilirsiniz. Gerçekten inanılmaz üzülüyorum ve bu üzüntümü 3 günde falan atabiliyorum. Kaybettikten sonra kendimi 2-3 gün eve kapatıyorum ve üzüntümü ancak böyle atabiliyorum''
Umarım yeni bir Cana fenomeni geliyordur, şu sıralarda iyi futboldan falan ziyade sahada isyan eden futbolculara, saha içerisinde mücadele görmeye ihtiyacımız var.
2000 ruhunu ortaya koyacak adamlara hem de hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var.İnşallah ismi büyük olmayan bu adam bizleri yanıltmaz da,ismini unutulmamacasına kazır zihinlerimize.
YanıtlaSilBaroş,Kewell,Elano,Keita,Dos Santos,jo ve Misimoviç gibi isimlerden sonra Culio gibi adı sanı duyulmamış transfelere burun kıvrılması normal görünüyor.Ama görünen o ki yıldız transferi başarı garantisi vermiyor.Bunu 2 yıldır çok iyi tecrübe ettik.Geçmişte buna benzer transferlerle başarı gelirdi.Futbolda başarılı olmanın en önemli unsuru takım olmaktır.Biz takım olamıyoruz,en büyük sorunumuz da budur.Yerli oyuncuların yabancı oyunculara bakış açısı çok net.Takım arkadaşından çok düşman gibi davranıyorlar.Bu durumun en çok yaşandığı takımda maalesef biz olduk.Yerli oyuncuların yabancı oyuncuları bir şekilde takımdan asimile ettiğini gördük ve göreceğiz de.Ne yazık ki işler onların istediği gibi gitti hep.Ama Culio gibi isimler yerlilerle kaynaşabilir,sanırım bu yönden bir sıkıntı yaşanmaz.Ama doğru olan bumudur?o da tartışılır.Kendini takımın sahibi olarak gören,dilediği TD'yi,yabancı oyuncuyu takımdan gönderen yeniçeri bozmalarının takımdan uzaklaştırılması ve yerine takım ruhuna yakışan,içinde şeytanlık,çekememezlik olmayan kısacası düzgün karaktere sahip yerli oyuncuların alınması en mantıklı seçim bence.Ne var ki yönetim ve teknik heyet bu hastalığın farkında değil ve hala farklı çözüm yolları arıyor.Bu durumda başarılı olacağımızı düşünmüyorum.Yanılmayı çok istiyorum,ama görünen köyde kılavuz istemiyor.
YanıtlaSilbenim anlamadıgım sudur ki cana ne yaptı bu takıma hangi etkiyi yaratmıs oldu bireysel basarısımı öndedir takıma katkısımı birsürü soru var böylesine cana mücadele bunlar sadece bir periyodun sonrası gelen bir tepki galatasaray ortasahası ile avrupada ses getirdi sizce böyle bir sistem yada ortasaha mevcutmu suanda
YanıtlaSilneden halen savunmada servete mahkumuz forvet almak bu kadar zor mudur hele hele 3 senedir hüznün kelime anlamı ortahsada adam yok! iken bu kadar zormudur dogru düzgün bir adama 3 kurus parayı fazla verip alabilmek culio sol kanat adamı mıdır bi cözemedigimde su ki kim gelse ordada oynayabiliyor ortada sagda da geridede masallah bi kaleci olmuyor her yeni transfer galatasaray taraftarının bir futbol anlayısı vardı artık sadece transfer üzerinden gelişiyor bu anlayıs transfer yapsınlarda oynamasın kovulsun ne olur transfer sürecidir artık galatasaraylının zavallı dünyası istemiyorum hickimseyi 3 senedir kuramadıgın ortasaha iken defansta bir kazmanın esiri forvette ise dayak yedirdigin takımın alternatifsizligi hayır kardesim basarısızlıkta bir gün kabul edilmelidir.. Edildigi gün baslarsın ayaga kalkmaya basarısızlıgını kabul edemeyen bir baş daha çok yerden şamarı yer yeni stada girecegin seneye bak kepazelik almıs basını gitmiş yazıklar olsun!