Şöyle bir durum var. Tablo ne kadar zor olursa olsun, Galatasaraylıyım diyen adam ateşin içerisine atlar. Hagi de bu yüzden atladı ama ilk seferinde olduğu gibi başarıyla bu işten çıkamadı. İlk sefer maddi açıdan da imkansızlıklar vardı, buna rağmen gelen başarı gözümde çok değerlidir. Bu sefer ise o seneye oranla daha düzenli bir maddi yapı ve istediğini transfer etme hakkı. Zaten buydu Hagi'yi başarısız kılan. Ligin ilk yarısındaki kadronun yetersizliğini ve dengesizliği üzerine çok yorumlar yaptık. Elano, Misimovic, Arda, Kewell, Baros gibi futbolcuların da var ama Ayhan Akman, Mustafa Sarp gibi isimlere muhtaç kalıyorsun. Bu kalite şoku da başarısızlığı akabinde getiriyor. Eğer Hagi, ligin ilk yarısındaki kadroyla şu anda yola devam etse Rijkaard misali ''kalite bu'' deme lüksüne sahip olurdu. Ama o ligin ikinci devresi istediği futbolcuları aldırdı ve bu durum da hedeflerini kaybetmeye yüz tutan takıma ışık tuttu, beklentilerini arttırdı. Dolayısıyla da hala istenmeyen skorlar gelip, Türkiye Kupası'na da havluyu atınca Hagi başarısızdır deme lüksüne sahip olduk.

Hala resmi açıklama gelmediğinden durum nedir bilemiyoruz, belki de yarın Hagi takımın başında idmana bile çıkabilir ama bu film bitti. Tazminat olayı da aşıldıktan sonra resmi açıklama gelecektir. Yolun açık olsun Hagi demekten başka bir yol yok, o her zaman Galatasaray efsanesi kalacak. Tugay Kerimoğlu'nun ise Antalyaspor maçında takımın başında olacağı söyleniyor, sezon sonuna kadar görevde kalır mı bilmiyorum. Dediğim gibi, yine bir ateşten gömlek durumu. Doğru olan da aslında Tugay'ın şu aşamada ateşe atlamaması ama o da Galatasaraylı, aynı hastalık onda da mevcut. Bakalım yeni hamleler, gelişmeler neler olacak. Yerli bir teknik adamın göreve geleceği söylentisi dolaşıyor, hayırlısı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder