
Babamın kehanetleri arada tutuyor. Maçtan önce iddiaya girelim Galatasaray bu maçı kazanır dedi ama yitirdiğim özgüven kaybı sonucunda hiçbir maça kazanırız diyemiyorum. İşte bu maç özgüveni tazelemek, arkadaşlar biz Galatasarayız demek açısından çok olumlu oldu. Tabii iyi futbol da cilası. Deplasman krizinin falan da bitmese bile bitme eğilimi göstermesi bir diğer artı. En güzeli ise Arda Turan'ın kendisini bizlere hatırlatması, ben maç kazanan adamım demesi. Bunun için de dün forma mevzusunu çıkartanlara teşekkür etmeli aslında, babamın da bir diğer kehaneti buydu. Arda Turan bu maçta patlama yapar dedi ve yaptı.

Israrla savunmaya devam edeceğim birşey var. Geleceğin kadrosunu kurmalıyız ve bunun adına adımlar atmak gerekiyor. Bülent Ünder, sürekli ''alacağımız galibiyet bize özgüven getirir'' diyor ama bunun yanında genç futbolculara da şans vereceğini söylüyordu. Geçen üç haftada ise gelecek sezona yönelik bir genç hamlesi göremedik, aksine eldeki rotasyonla yola devam ediyoruz. Eldeki rotasyonun da Manisaspor karşısında iyi futbol anlamında yontulduğu gerçeğini de atlamamak lazım. Arda'nın sürüklediği, Culio'nun yönlendirdiği Galatasaray'ın Rijkaard döneminden bu yana ilk defa pas olayını düşündüğünü ve en geride topu alanın bile uzun vurmak yerine kısa paslarla oyunu açmaya çalıştığı bir tablo vardı. Bu pas oyunu da Galatasaray'ı oyunun hakimi yaptı, bunun yanında da pozisyonları getirdi. İlk dakikalarda gelen goller olmasa durum yine böyle mi olurdu bilmiyorum ama dakika 17'de 2-0 olan skor takıma maç içerisinde özgüveni fazlasıyla getirdi.
Ama bitmek bilmeyen hastalıklar var tabii, aşılması güç sorunlar. Rahat geçecek dediğin maçları bile zora sokacak durumlar. İki duran toptan iki gol yedik ve maçın son anlarında yine kriz dönemi vardı. Diyoruz ya özgüven mühim, Galatasaray haftalar boyunca özgüvenini kaybetti. İşte bu dakikalarda en olumlu durum, skor tek farka inmesine rağmen Galatasaray'ın asla panik yapmaması, pas futboluna devam etmesi. Culio'ya teşekkür etmeli aslında, maçta takımın beyni o oldu ve üzerine düşeni de gerek hücum, gerek savunmada fazlasıyla yaptı. Onun hücum yönü arkasında oynayan Mustafa Sarp ve Ayhan Akman'ı biraz daha geri planda tuttu ve mücadele anlamında da iyi bir takım izlemiş olduk. Stancu maç içerisinde biraz daha bitirici olsa daha farklı bir maç da izleyebilirdik ama onun kontra silahı ve rakip sahada topu tutabilmesinin getirdiği yararlar da fazlasıyla vardı.

Manisaspor'un en güçlü yönü kanatları ve oyunun iki yönünü oynayabilen orta sahası. Savunma anlamında Galatasaray'ın da en büyük artısı beklerinin katkısıydı. Galatasaray'daki bek sorunu bilinen bir gerçekti ve her maç kanayan bir yarardı. Sabri'nin Simpson, Insua'nın ise Isaac karşısındaki oyunu maçın anahtarı oldu. Makukula'yı ise durdurmak Servet Çetin ve Gökhan Zan gibi isimler için daha kolay. Orta sahadaki baskılı futbol da Manisaspor'un oyun kurmasına engel oldu, aldıkları bütün risklere rağmen de rakip kalede etkili olamadılar. Onlarda da ibre giderek aşağıya düşüyor, Hikmet Karaman'ın o parıltısı sanki kalmamış gibi. Galatasaray ise bu maçla beraber özgüvenini kazanma yolunda önemli bir adım attı ama geleceğe yönelik şu gençleri artık görmek istiyoruz...
MANİSASPOR: 2 - GALATASARAY: 3
Stat: 19 Mayıs
Hakemler: Barış Şimşek , Serdar Diyadin , Bahtiyar Birinci
Manisaspor: İlker, Ferhat, Kalabane (Dk. 65 Kahe), Dixon, Eren (Dk. 25 Yiğit Gökoğlan), Isaac, Yiğit İncedemir, Mehmet Güven, Iwanski (Dk. 34 Bekir), Simpson, Makukula
Galatasaray: Zapata, Sabri, Gökhan Zan, Servet, Insua, Aydın (Dk. 75 Cana), Ayhan, Mustafa, Culio, Arda (Dk. 90 2 Barış ), Stancu
Goller: Dk. 59 Dixon, Dk. 66 Kahe (Manisaspor) Dk. 14 ve 17 Arda, Dk. 60 Culio (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 16 Kalabane, Dk. 89 Yiğit İncedemir (Manisaspor), Dk. 71 Culio (Galatasaray)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder