19 Nisan 2011 Salı

NBA Playoff'lar


Batı Konferansı


San Antonio Spurs - Memphis Grizzlies :


Batıda sekizinci sırayı alıp bu denli tehlikeli bir takım olmak kolay değil. Üstelik daha ilk maçta, batı birincisine, ligi belli bir dönem boyunca sürklase eden takıma karşı galibiyet çıkarıyorsun, üstelik bunu takımının en önemli parçası sakatken yapıyorsun, eh işin güzelliği de orada ortaya çıkıyor zaten. Memphis, üçüncü periyot 10 sayı geriye düştüğü maça, normal sezonun son bölümünde de bir çok defa gösterdiği savunması ile geri dönerek son periyotta oyunu dengeledi. Son dakikalara da önde giren taraf Memphis'ti. Fakat bir noktadan sonra dur diyeceği çok belli olan Spurs, Matt Bonner'ın iki kritik üçlüğü ile son saniyelere önde girmeyi başardı. Baskı faktörünün tavan yaptığı anlarda önce Battier, ardında da Allen ile bir kez daha öne çıkan Memphis, son saniye de Jefferson'ın isabetsiz şutu ile seride 1-0 öne geçti. İlk maç, ilk sınavı başarı ile atlattı Memphisli oyuncular. Spurs tarafında enseyi karartmaya gerek yok, daha Ginobili dönecek ancak şu çok net ortada ki, bu seriyi geçmeleri için müthiş bir efor sarf etmeleri gerekecek. Bu eforun da ilerleyen turlarda ne denli etki edeceği ortaya çıkacaktır.

Los Angeles Lakers - New Orleans Hornets :


İlk maçları geride bıraktığımızda, batıda en büyük sürprizin bu maçta yaşandığını düşünüyorum. Lakers'ın rezil son dönem performansının ardından, eşleşebileceği en iyi takım gelmişti karşılarına. Takımın en önemli ikinci oyuncusu sakatlanmış, Lakers'a göre pota altı gücü epey kötü olan, süper starı Chris Paul'un bireysel performansı ile sonuca giden bir takımın, son şampiyon önünde çıkardığı galibiyet epey değerli. Seriyi geçeceklerini katiyetle düşünmüyorum ancak bu gösterdikleri karakter, her şeyden önemlisi. Maçın her anında üstün taraftılar, sadece üçüncü periyotta oyunu dengeledi Lakers ama maçın her anında olağanüstü oynayan Chris Paul momentumu ele geçirmelerine izin vermedi. Hornets tarafının bu avantajı sürdürmeleri için, her maç Chris Paul'un insan üstü oynaması gerekir ki bu pek mümkün değil. Lakers tarafında en büyük eksik akıllarda. Geçen yıl ki havayı yakalamaları için, bu sene kötü geçen bütün anıları akıllardan silmek gerekir. Yoksa bu maçta gösterdikleri tedirgin oyun ile, şampiyonluk unvanlarını sürdürmeleri pek mümkün olmaz.

Dallas Mavericks - Portland Trail Blazers :


Tecrübeyi oyun bilgisi ile birleştirmek, basketbolda çok önemli. Bunun en güzel ispatını Jason Kidd bu maçta gösterdi. Dallas, batının - bana göre - en sert takımı karşısında ilk maçtan galibiyet ile ayrıldı. Dördüncü periyota kadar önde giden taraf Dallas'tı. Ancak savunmayı en üst noktaya çeken Portland, maçı geri dönmeyi, onunla yetinmeyip bitime 5 dakika kala 6 sayı öne fırlamayı başardı. Bu avantajı ise, parkede herkesten farklı bir rütbeye sahip Jason Kidd önce ikilik basketi, ardından da maçı bitiren üçlüğü atarak ortadan kaldırdı. Dallas tarafında Kidd'in bu performansının devamını beklemek hayalcilik olur. Dirk'e yardımcı olacak diğer parçaların, bu baskı ortamında ne kadar performans verecekleri oldukça mühim. İlk maçta Kidd & Dirk ikilisi dışında iyi katkı gelmedi. Portland'ın bu seriyi kolay kolay bırakacağını hiç düşünmüyorum. Wallace takasından sonra güç olarak bir gömlek yukarı çıktılar. 2 yıldır müthiş şanssızlıklar ile başları belada ancak sertlikleri bu serinin onlar adına en büyük artısı. Bu savunma sertliklerini daha belirgin hale getirmeleri gerekir, üst noktalara yürünülecek ise.

Oklahoma City Thunder - Denver Nuggets :


Bütün serilerin içinde, dengenin en ortada olduğu seri. Bir tarafta iki süper yıldız ve savunma oyuncuları ile Thunder, diğer tarafta takasların ardından harika bir yapı oluşturan, oyunun her noktasına etki edecek oyuncuları elinde bulunduran Nuggets. İlk maç, tam da beklenildiği gibi ortada geçti. Maçın başında akıcı hücum oyununu, doğru tercih olan Nene ile bitiren Nuggets, çift hanelere çıkardı farkı bir anda. Farkın açıldığı ilk yarıda, ateşi yakan Maynor, rüzgarı bir anda Thunder tarafına çevirdi. Westbrook & Durant ikilisinin sazı eline almasıyla oyunu dengeleyen Thunder, ilk yarıyı bir sayı geride bitirdi. İkinci yarıda, takımların denk güçte oluşu, çekişmeyi en üst seviyeye çekti. İki süper yıldızı ile ayakta kalan Thunder,aynı ilk yarıda Nuggets'ın yaptığı gibi, farkı çift hanelere çıkardı, buradaki kritik nokta Nene'nin sakatlanıp kenara gelmeseydi kuşkusuz. Fakat Nene'nin oyuna geri dönmesiyle alıştığı düzene tekrardan dönen Denver, oyunu önce dengeleyip ardından da öne geçmesini de bildi. Son saniyelerde, işin rengini belli edecek dakikalarda daha önemli silahları bulunan Thunder, Westbrook'un isabetleri ile sonuca gitmeyi başardı. İki tarafın da birbirine üstünlük sağlayacağı maçları geride bırakacağız. İlk raundda gülen taraf Thunder ancak bu işin sonucunu tahmin etmek mümkün değil.

Doğu Konferansı


Chicago Bulls - İndiana Pacers :


Sezonun kesinlikle en iyi takımı Chicago. Yılın en iyi koçu ve MVP'sini de içlerinden çıkartacaklar, bir aksilik olmaz ise. Bunun yanında ligin en iyi savunma takımı ve yedek parçaları birbirinden değerli. Sezonu da 62 galibiyet ile kapatarak gövde gösterisi yaptılar adeta. Ancak bu söylediğim şeylerin, Playoff sahnesinde hiç bir önemi yok, saha avantajı dışında. Bunun ne denli geçerli olduğunu İndiana çok güzel bir şekilde gösterdi. Vogel'dan sonra yarattığı kolej havasını sahaya yansıtan Pacers, maçı kazanma noktasına getirdikleri anda tecrübe eksiklikleri baş gösterince sahadan mağlubiyet ile ayrıldılar. Derrick Rose'un gösterdiği performans muazzam, aynı şekilde Noah'ın da. Chicago'nun üstüne düşmesi gereken nokta, kesinlikle savunma olmalı. Daha iyi savunma ile ilk maçta çektikleri zorluğu hafifletirler. İndiana tarafında muazzam bir takım olgusu hakim. Yükselen yıldızı Hansbrough ve takımın lideri konumundaki Granger ile her maç Chicago'ya korkuyu yaşatacaklar, bu çok net. Sonucunu getirmeleri pek mümkün değil ancak yaşattıkları heyecan muazzam. Onlar için kritik nokta, baskıyı üzerilerinde hissetmeden, aynı ilk maçta olduğu gibi oynamaları. Chicago'nun yaşadığı stresin yanına yaklaşmadıkları her maç onlar adına kazanma noktasına gelecektir, neticesinde bu potansiyele fazlasıyla sahipler.

Miami Heat - Philadelphia 76ers :


Kuşkusuz bütün gözler Miami'nin üzerinde. Normal sezon maçları bile aşırı ilgi ile takip edilen Miami, Playoffların gözdesi durumda. İlk turdaki rakipleri, ligin son bölümünde muazzam bir performansın altına imza atan Sixers. Maça rakibine nazaran çok daha rahat çıkan Sixers çok iyi başladı, daha ilk periyodun sonunda farkı çift hanelere çıkarmayı başardı. Harika Sixers başlangıcına karşılık epey sert oldu Heat adına. Savunmada aktifliğini maksimuma çıkartan Miami, hücumda 'Big Three' ile sonuca gitti. 14 sayılık dezavantajı ikinci periyotta yok eden Miami, üstüne de 5 sayılık farkı koyuyordu. İkinci yarıya da aynı çizgide başlayan Miami, maçın son 3 dakikasına kadar farkı çift hanelerde tuttu. Ancak bütün serilerde gördüğümüz gibi burada da geri dönüşü yapan Sixers, farkı bir sayıya kadar çekmeyi başardı. Maçı bir anda zora sokan Miami, son dakikalarda gittiği faul çizgisinde hata yapmayınca seride 1-0 öne geçmeyi başardı. Büyük üçlünün performansına değinmeye gerek yok, Miami adına diğer parçaların nasıl verim vereceği en kritik nokta. Sixers komple bir takım, son yaşanılan sakatlıklar canlarını çok yaktı. Iguodala'nın seri boyunca performansı onlar adına belirleyici olacak.

Boston Celtics - New York Knicks :


7 yıl sonra Playoff'a giren New York'un ayrı bir motivasyon ile maça çıkması beklenendi. Nitekim maça çok iyi girdiler, üç periyot farkı çift hanelerde tutmayı başardılar. Üstelik bunu yaparken, takımın en önemli oyuncusu olan Carmelo faul sorunu yüzünden ilk periyotta oynamadı. Aynı Lakers'ta olduğu gibi, Boston'da da o havanın olmadığını düşündüğüm dakikalarda, hiç beklemediğim bir isim Boston'u ayağa kaldırmayı başardı, Jermaıne O'neal. Savunmada Carmelo'ya üst üste yaptığı iki blokun ardından, hücumda art arda sayılarını üreterek Boston üzerindeki ölü toprağı attı bir anda. Üstelik bunu yapan adam, son 3 senedir yatan, eski performansından eser olmayan bir oyuncu, Playoff böyle bir şey işte. Oyun denge haline geldikten sonra hücum tercihlerini doğru seçemeyen NYK cephesinde Billups, yenilgide çok büyük role sahip. Tecrübesini konuşturacağı dakikalarda, üst üste üçlükler deneyerek NYK hücumlarına baltayı vurdu resmen. Buna rağmen son 30 saniye bir sayı önde giren Knicks, Ray Allen'ın üçlüğüne engel olamayıp, son topta felaket bir seçim yapınca, iyi oynadığı ilk maçı hediye etti. Boston tarafında savunmanın sorgulanması gerekiyor. Bu maçta ateşin yakıldığı yer savunmaydı. Ayrıca geçtiğimiz iki sene boyunca olağanüstü performans sergileyen Rondo'daki performans düşüklüğü çok dikkat çekici. New York'un Carmelo & Amar'e ikilisini daha iyi kullanması gerektiği açık, seri MSG'a taşınmadan bir galibiyet çıkarabilirler, Boston'da bilinen havadan eser yok çünkü.

Orlando Magic - Atlanta Hawks :

Bütün serileri göz önüne aldığımızda, izlerken en sıkıldığım maç buydu kesinlikle. NBA Finali oynadıktan sonra takım kurgusunu iyi ayarlayamayan, düştüğü hatalardan epey bir süre sonra geri dönen ama bu sürenin onlar için çok geç olduğunun farkına varan ve eski çizgisinden bir hayli uzak olan Magic, kadrolarında oldukça değerli parçalar bulunan, buna rağmen istediği performansı hiç bir zaman gösteremeyen, 10 maç üst üste kazansa bile bir sonraki 10 maçın kaybedildiğinde kimsenin şaşırmayacağı Hawks. Nitekim maç da bir hayli kötü geçti. Magic, ilk periyot hariç bütün maç geride giden ekipti. Atlanta tarafında hücumda belli parçalarından iyi katkıyı almasının yanında, savunmada Howard & Nelson ikilisi hariç iyi sınav verince seride 1-0 öne geçmeyi başardılar. Howard'ın 46 sayı 19 ribaund gibi pek normal olmayan bir performans ile oynadığı maçta Magic'in kazanamaması zor bir durum elbette. Hidayet & Richardson ikilisinin kendilerine gelmesi lazım, ikisinin böyle etkisiz olduğu her maçı kaybedecektir Magic. Atlanta için tek söylenecek şey var, konsantrasyonun bozulmaması. Dengesizliklerini son üç yılda gayet güzel gösteren bu takımın konsantre halinde olacağı her maçı kazanacak potansiyeli var, yeter ki akıllar parkede olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir