
İyi ya da kötü, geleceği bilemeyiz ama Beşiktaş'ın şimdiden geleceğini planladığını görüyoruz. Almanya'ya gidiliyor ve gurbetçi futbolcular araştırılıyor, bir yandan transfer çalışmaları devam ediyor. Çünkü bütün bunları şimdiden programlamazsanız gelecek sezonu nasıl kurgulayacaksınız. Galatasaray ise görünen 14 Mayıs'a kadar beklemek zorunda, iş işten geçecek haliyle. Şu da var tabii, 14 Mayıs diyoruz ama daha kongrenin olup olmayacağı belli değil. İmzalar toplanır, her türlü kongreye gidilir deniyor ama bu da yaz aylarına sarkacak gibi. Yani şimdiden gelecek sezonu çöpe atın deniyor. 7 Mayıs'ta kongre olsun, çoğunluk sağlanmalı derken düşülen şu duruma bakın.
Adnan Polat'ın bu son hamlesi dalga geçmektir, ben giderken beraberimde birçok şeyi götüreyim sevdasıdır. Galatasaray sevgisi falan da kalmadı artık, egolar çok fazla ön planda. Seçim yapılır her türlü, Galatasaray da bir şekilde toparlanır ama Adnan Polat'ın bıraktığı kara lekenin üzerine bir de kazıdığı kara imaj nasıl temizlenir bilmiyorum. Acaba düşünüyor mudur, Galatasaraylılar bundan birkaç yıl sonra beni nasıl hatırlayacak, tarih kitapları neler yazacak. Ne vardı kafadan seçim kararını alsan ve en azından Galatasaray'ı sevdiğini bizlere göstersen. Tamam tarihin en kötü başkanı olarak anılacaksın ama bu kadar büyük enkaz yaratmanın anlamı egodur artık.
15 ocak gecesinden beri hergün biraz daha soğumaktayım camiadan
YanıtlaSilörneğin stada her baktığımda adnan polatın ve erdoğanın o iğrenç lafları geliyor aklıma,
bana stadımızdan keyif alma zevkimi yaşatmadılar bu duygu ne zmaan geçer bilemem
o günden bu yana bu koca camianın aslında karton aslan olduğunu farketmiştim yazdım buraya da daha önce
benim bildiğim gs bu değildi,olmamalı
adnan polat denen arkadaş bırak başkanlığı bırakmayı bu yaptığından sonra üyelikten ihraç edilmediği sürece tek bi gün 15 ocak öncesi gibi gsli hissetmeyeceğim kendimi,keşke küme düşseydik de şu yaşananlara şahit olmasaydım...