
14 Mayıs 2006 tarihinin biz Galatasaraylılar açısından önemini anlatmaya gerek yok. Benim en fazla haz aldığım şampiyonluktu, bunu tartışmam bile. O gün ömründen birkaç sene verdim yani ve maç öncesinde razı mısın ömründen birkaç yıl almamıza deseler tamam derdim. Öyle bir andı o, anlatılmaz yaşanır dedikleri cinsten. Para yok, pul yok, sıkıntılar büyük diyorduk ama belki de tartihte görülmemiş o kenetlenme, inanç derken böyle bir şampiyonluk geldi ve şunu da eklemek lazım. Adnan Polat ''saat kaç'' söylemiyle de imparatorluğunu ilan etmişti aslında. O zamanlar zaten çok sevilen, kongre kazandıran bir isimdi. Bu şampiyonluktan sonra da imparatorluk sınırı çizilmeye başlandı ama devamı böyle oldu mu. Tabii ki hayır.

Şimdiki 14 Mayıs tarihi ise Adnan Polat devrinin bittiği gün oldu. Böyle bir kara sevda kara toprakta biter misali, başladığı yerde bitti. İyisiyle, kötüsüyle. Daha çok kötüsüyle tabii ve Adnan Polat'ı zirveye oturtan bütün değerlerinde kaybolmasıyla. Taraftarlar arasında anket yapsak şu zamanların en sevilmeyen Galatasaray figürü bile seçilebilir, doğaldır da bu. Umarım güzel bir kongre süreci yaşarız ve açıkça söylemek isterim. Ünal Aysal açık farkla kazansın...
Ünal aysal yönetici kadrosuyla bir adım önde. umarım doğru düzgün adam gibi genç yabancılar gelir de gözümüz gönlümüz açılır. bir de mahmudi gibi bi teknik adam olsa
YanıtlaSilYönetim değişirde zihniyet değişir mi ? Asıl cevabı beklenen soru bu bence? Haftalardır Elmander transferiyle ilgili haberler okuyoruz. Bu bonservisi elinde olan oyuncuları bedavaya alma bulaşıcı bir hastalık mı yahu?!
YanıtlaSil