
Böyle bir tablodan peki ne beklersiniz. Mesela ben 1-2 tane de olsa genç futbolcu kazanabilmeyi isterdim. Zaten mevcut kadroyla dibi görmüşsün ve genç isimlerle daha kötüsü olmayacaktı. İşler ise böyle olmadı, Bülent Ünder belki de kendisini kanıtlamak adına mevcut kadroyla yoluna devam etti. Aslında kupa finaline kadar Tayfur Havutçu da böyle bir yola gitmişti ama o başarılı oldu ve geleceği de olan bir teknik adamdı. Kulübün hedefi var, gelecek sezonda da yönetimi belli ve Tayfur Havutçu'ya verilen bir şanstı. O da bunu iyi kullandı.
Bülent Ünder'e ise verilen şans falan değildi, ondan istenen şey sezonu kapatabileceği en iyi şekilde kapatmasıydı. Bu süreçte de birkaç genci kazanabilmesi. O ise gençleri kazanmaktan öte Gökhan Zan gibi isimleri kazanma yoluna gitti. Tugay Kerimoğlu kenarda Anıl Dilaver ve Cem Sultan'ı işaret ettiğinde 89. dakikada Çağlar Birinci'yi oyuna sokabilme ihtimalini tercih etti. Peki kazanan kim oldu, hiç kimse.

Sezonu ise Ünal Aysal'ın gelmesinin getirdiği haz, Fatih Terim'in isminin duyulmasının getirdiği hırsla beraber bitirebileceğimiz en iyi noktada bitirdik. Tabii son üç maçın zorluk derecesini de gözden çıkarmamak lazım ama bu kötü sezonda seri seridir. Rijkaard'ın 4 maç üst üste yaptığı seriye bakmayanlar, Bülent Ünder'in 3 maçlık serisini göklere çıkarabilir. Şahsi düşüncem ise Bülent Ünder'in ne kadar iyi insan olursa olsun kulüpte kalmaması gerektiğidir.
Yarının konusunu da şimdiden söyleyeyim, sezonun en can alıcı noktalarını yazacağız. Yani ana yemek en sonda. Ali Sami Yen'in kapanışı ve TT Arena'ya geçiş. Galatasaray'ın kalbine hançerin saplandığı gün...
eklememem yanlış olur selçuğu almakla ne kadar büyük bir iş yapıldığını anlamak için gsnin ilk resmi maçıyla son resmi bakmak kısa dönemde herkese bir fikir vereceğini düşünüyorum.
YanıtlaSilkardeş benim az önceki yorumu senle selçuk haberinin altına geçebilirmisin
YanıtlaSilFarketmez ha burası ha orası :)
YanıtlaSil