Multescu'ya selam çakarak başlayalım. Timofte gibi bir efsane yaratabilen bir teknik adamın futbol bilgisinden falan şüphe etmek istemem. Ama Hyypia ve Hasselbaink de deyince Multescu adına kafamda farklı sorular oluşuyor. Bu iki futbolcuyu da zamanında Samsun'a deneme amaçlı getiren ama beğenmeyen bir teknik adam. Bu tip örnekler çok var ama iki futbolcunun da kariyerlerine bakınca konuşmak yersiz oluyor. Hasselbaink dediğimiz adam Premier Lig'de gol kralı oluyor, çok önemli takımlarda falan oynuyor. Hyppia ise koskoca Liverpool'un bayrak adamı oluyor, takımın kaptanlığını yapıyor. Bununla da kalmıyor tabii, 35'li yaşlara gelmesine rağmen transfer gerçekleştirebiliyor. Üstelik Bayer Leverkusen gibi bir takıma. Para peşinden koşmuyor yani, hala mücadelenin peşinde.Böyle bir futbolcuya da doğal olarak tüm Dünya saygı duyar, bizler de yüce Multescu'ya selamlar göndeririz. İşte, o Hyypia sezon sonunda futbolu bırakacak. Yaş 37 oldu artık, Bayer Leverkusen'de de misyonunu tamamladı. Ama futbolcu olarak, daha işin teknik adamlık kısmı da var. Bu tecrübeyi kazanmak zaten başlı başına büyük bir mücadele ama misyonun bununla asla bitemez. Kazandığın tecrübeyi, bu profesyonelliği gençlere öğretmek asıl mesele ve Hyypia da böyle yapacak. Önce kendi Milli Takım'ında, sonrasında ise Bayer Leverkusen de. Tabii yıllar ne gösterir bilinmez ama şu kadarını diyebilirim. Dünya sahnesi iyi bir teknik adama daha kavuşmuş oluyor.
Bu arada, Bayer Leverkusen de Ömer Toprak ile 5 yıllığına anlaştı. Bizim üç büyükler için sürekli adı geçen bir futbolcuydu. Bu yerli stoper kıtlığında da çölde açan bir vaha olabilirdi ama o her genç gurbetçi gibi bu yaşlarında futbolu tercih etti, parayı değil. Ama inşallah bizim Milli Takım'ı tercih eder, Türkiye için de bu futbolcu çölde açan bir vaha...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder