18 Temmuz 2011 Pazartesi

Az İle Çok Arasındaki Fark

Endüstriyel futbolun hatta sporun ulaşamayacağı bir yer yok gibi. Futboldan, NBA'e, oradan başka bir spora. Her yerde artık onlar var ve yıllar ilerkedikçe bu ağ büyümeye devam edecek. Belki çok sonraları nostaljiye dönüş hareketi ortaya çıkar, ekonomik krizler derken endüstri sarsılır demek isterdim ama birileri kriz geçirirken diğerleri zenginleştiği için bu sefer bütün hakimiyet onlar eline geçebilir.

Arsene Wenger de bu duruma karşı ayakta kalmak isteyen neferlerin başında. ''Arsenal, İngiliz kalmalı'' diyen bir insana Fransız denmez, futboltapar denir. Yıllar yılı takımı gençleştiriyor dedik, Arsenal bu yüzden başarılardan uzaklaştı dedik ama o büyük borçları da başka türlü kapatabilmek imkansızdı. Gençleştin, o gençleri parlattın ve birer yıldız haline getirdin, sonra da önemli paralara sattın. Bu sayede de borçları azalttın, Arsenal'i Arap veya Rus sermayesinden kurtardın.

Bu yüzden Wenger'in gençleşme uğruna başarılardan uzaklaştığını söylemek yanlış. Arsenal'e en şaşalı günleri o yaşattı, yine yaşatır. En son Barcelona'yı pozitif futbolla yenen tek teknik adam. Manchester United bile Şampiyonlar Ligi finalinde Barcelona karşısında nefes alamazken, Arsenal Barcelona karşısında iyi futbolla galip geldi ama nefes yetmedi, Premier Lig'de de yetmediği gibi.

Çünkü o kalite derinliğini yaratamadılar ama o derinliği yaratabilmek adına artık fırsatları var. Stadyum borçları benim bildiğim bitti ve artık yatırım yapma zamanı. İlk yatırım da aslında transfer yapmaktan öte Fabregas, Nasri gibi futbolcuları takımda tutabilmek. Geçmiş yılların ezberi bu futbolcuların mutlaka takımdan gönderileceğine işaret ama o ezberi bozmak adına bu futbolcuları takımda tutmak, üstüne önemli transferler yapmak lazım. Gervinho gibi mesela ama o da yetmez. Hedef Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi'yse daha fazlası lazım.

Son olarak şunu söylerim. Şu borç döneminde Wenger değil de başka bir teknik adam Arsenal'in başında olsaydı, borç kapatabilmek uğruna yıldızlarını satan yapının başında ayakta duramazdı. Bu yapıda sürekli üretmeniz lazım, üstelik daha ucuza. Bu yüzden de Arsenalliler bence Wenger'e şükran borçludur.

Bu Wenger'in tablosuydu. Bir de işin Mancini tarafı var. Inter günlerini akıllara getirelim. Kimi istediyse aldılar, sürekli paralar harcattı, şike skandalı derken İtalya'da rakipsiz bir Inter yarattı ama o istenen Avrupa başarısı gelmediği için gönderildi. Sonra da Manchester City günleri. Yine kimi istediyse alıyorlar, almaya da devam edecekler. Ben hep söylerim, kısıtlı bütçelerle büyük işler başaran teknik adama da saygım var, çok büyük paraları doğru idare edebilen teknik adama da. Mourinho'yu bu yüzden seviyorum zaten. Adam Porto ile de harikalar yarattı, Chelsea ve Inter'le de. Azı ve çoku iyi biliyor ama Mancini'nin göstergesi sadece çokta.

Dolayısıyla da kendine güveni sağlam, çıkar Nasri şu tarihte bize gelecek der. Wenger de ''Böyle açıklamalar yapmak yasaktır. Bu futbolun temel kurallarına aykırı ve Roberto Mancini'nin bu kuralları bilmesi lazım. Biz saygı istiyoruz'' der, futbol farkı da böylece ortaya çıkar...

1 yorum:

  1. Arsenal'ı yakından takip eden biri olarak kafamdaki görüşleri yansıtmışsın, teşekkürler. Türkiye'deki futbol anlayışıysa "Wenger cimri" yorumları var birçok sitede, kimse böyle bakamıyor olaya. Oysa ki adam zoru başarmış durumda, pahalı transfer yapınca adam olunmuyor işte görüyoruz örneklerini bol bol. Arsenal kupa alamasa da oynadığı futbolla bana her zaman zevk vermiştir. Henry'li Pires'li o efsane takımdan aldığım zevki hala alıyorum Arsenal maçlarında tek fark var şu anki Arsenal sonuca gidemiyor.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir