18 Temmuz 2011 Pazartesi

Teknik, İdari ve Sportif Direktör

Yeni sahne yeni oyuncular demiştik. Eğer bir değişim yaşanacaksa bu lafta kalmamalı, mutlaka o değişim yaşanmalı. Şu tabloda kadronun sil baştan değişmesi elbette imkansız, mevcut kadrodan mümkün olduğunca fazla futbolcu kazanılması en büyük transfer ama dönülmez akşamın ufkunda olan futbolcularla da yolları ayırmak lazımdı. Bu isimler ise Mustafa Sarp, Serkan Kurtuluş, Musa Çağıran, Mehmet Batdal ve Pino.

Pino'nun ayrılığıyla başlayalım. Atilla Çelik'le beraber favori futbolcularımızdan biriydi. Onun için ben ''yabani bir at gibi'' benzetmesini yapıyordum. Yetenekleri inanılmaz, potansiyeli çok büyük ve patlama gücü yüksek bir futbolcuydu. Ama Keita'nın gidişinin ardından transfer edilmesi de onun en büyük handikapı oldu, çünkü beklentiler büyüdü. Pino da bu beklentilerin altında kaldı ama mali dengeleri gözettiğimizde yani aldığına göre verdiğine baktığımızda o kadar da kötü değildi.

Bir kanat futbolcusundan öte forvette çok daha güzel işler yaptı ama o bahsettiğim yabani at gibi benzetmesi de burada ortaya çıkıyor. Şut özelliği mükemmel olmasına rağmen bunu dizginleyememesi, gördüğü her yerden kaleye vurması, takım oyununa bir türlü ayak uyduramaması, yeteneklerini doğru orantıda kullanamaması onun sonunu hazırladı. Ben yine de Terim'in elinde bu ehlileşmeyi sağlar diyordum ama Terim, Pino'nun üzerinde fazla durmadı ve yollar ayrıldı. İyi bir teknik adamın elinde Pino doğru gelişmeyi sağlar, umarım o transferi gerçekleştirebilir.

Diğer dörtlü ise benimde gitmelerini beklediğim isimlerdi. Özellikle de Mustafa Sarp. Tabunun yıkılmasıdır onun gidişi, başka bir tarifi yok. Çünkü taraftarların beyninde psikolojik bir sorun haline gelmeye başlamıştı, biraz da günah keçisi oldu. İlk geldiği zamanları hatırlarım da forma yırtma hadisesinde adı ''Büyük Mustafa'ya'' çıkmıştı, sevilen bir futbolcuydu. Zamanla takımın kötüye gidişi sonrasında da en çok göze batan futbolcu oldu, bam destanları yazıldı, bam'ın b'si gitti derken m'si ile de yollar ayrılmış oldu. Ayhan Akman ise tecrübe kontenjanından takımda kalır diyorum, geçmiş yıllar onu kurtaracaktır.

Serkan Kurtuluş ise torpilli futbolcu. Artık, herkes gider o kalır demeye başlayacakken gidişini görmek nasip oldu. Galatasaray'da oynadığı 3 sezon boyunca bir adım ileri gidemeyen, aksine yerinde bile sayamayan bir futbolcu konumundaydı. Birçok şans bulmasına rağmen, farklı mevkilerde de denenmesine rağmen olmadı ama inadına zorlandı. Haliyle de gidişi normal ama mutlaka bir sağ bek alternatifi transferinin gerçekleşmesi gerekiyor.

Mehmet Batdal ve Musa Çağıran ise neden geldim İstanbul'a modunda olan futbolcular. Büyük umutlarla transfer edildiler derken o umutların boşa çıktığını gördük. Batdal eğer geçtiğimiz sezon sakatlanmasaydı bir şansı olabilirdi ama yaşadığı şanssız sakatlıklar, Rijkaard'ın gidişi derken bir anda gözden düştü. Musa Çağıran ise zaten şans bulamıyordu, A2 kıvamında bir futbolcuydu ama potansiyeldi sonuçta. Geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında da kiralık olarak bir takımda forma giymelerine rağmen o gelişme sağlanamadı ve bugün yollar ayrılıyor.

Şunu da yazalım, bu beş futbolcu da olası yerli transferlerindeki takas adaylarıdır. Ayrıca Fatih Terim, Almanya kampı sonrasında da bazı ayrılıkların yaşanabileceğini belirtti. Kalan isimlere baktığımızda ise en şaşırtıcı gelen Semih Kaya oldu. Çeşitli takımlarda forma giydi, gözden düştü, sakatlandı, o oldu bu oldu derken sonunda formayı kapmayı başardı. Hani diyorduk ya bir tane yerli stoper alternatifi lazım diye, sanırım Semih Kaya'yı kazandık artık.

Fatih Terim'in de görev yetkileri hoşuma gitti. Teknik, idari ve sportif direktör. Konuyla çok alakasız birşey yazdım ama yazmadan da edemedim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir