25 Temmuz 2011 Pazartesi

İkinci Kamp Döneminin Ardından

Formayı kaybedenin bir daha alamayacağı bir takım yaratmak istediğini söylüyor Terim. 2000'in Galatasaray'ı da böyle değil miydi. Müthiş bir rotasyon, oynayanın oynamayanı aratmadığı, harika bir sistem. Bunu tekrar yaratmak zor, bayağı da bir zaman alacak. Çünkü son 3 sezondur kazanılan yanlış alışkanlıklar var ve bunlardan arınmak gerekiyor. Fatih Terim'in de en önemli icraatı bu olur zaten, mazisini bilmeyenin geleceği olmaz felsefesini tekrar yaratması.

Tabii iyi futbolun da iyi futbolcularla oynandığını söyleyelim. Eldeki malzemeden iş yapacak olan futbolcular tekrar kazanılmaya çalışıyor, üzerine doğru takviyeler geldi derken birkaç rötuşluk iş daha var. Transfer gerekiyor yani, en az 2-3 futbolcunun daha bu rotasyon içerisine dahil olması lazım. Bunlar da gördüğümüz kadarıyla santrafor, sağ bek ve Melo'ya rağmen orta saha olacak.

Eboue ile başlamak lazım. Fatih Terim de dün söyledi zaten. İstediğimiz bir futbolcu, transfer edilmeye de çok yaklaşıldı. Sağ beke alternatif yaratılmak isteniyor. Sabri Sarıoğlu veya Ujfalusi tamam ama Terim'in Ujfalusi'yi stoper, Sabri'yi ise sağ bekten ziyade daha farklı kullanmak istediğini düşünüyorum. Inter karşısında orta sahada oynattığı gibi ya da sağ açık gibi. Eğer bu alternatif yaratılırsa takımın sağ kanat rotasyonu çok derinleşecek. Aslında Ujfalusi'yi sağ bek olarak tutup bir stoper daha alınabilirdi {mesela Ersan Gülüm transfer edilseydi} ama tercih sağ bek yönünde ve Eboue isteniyor. Hem sağ bek olarak, hem sağ açık ya da daha farklı mevkiler adına kullanılabilecek bir futbolcu.

Şaşırdığım nokta ise orta saha tercihi anlamında. Terim'in ''bir değil iki orta saha istiyorum'' dediğinde bir ön libero ve bir de hücumcu orta saha düşündüğünü sanıyordum. Ön libero için de Cambiasso ısrarla istendi ama Melo transfer edilmişti. Melo'nun transferinin de ardından Diego misali bir hücumcu orta saha beklerken bir defansif orta sahanın daha istendiğini görüyoruz. Bu da Terim'in 4-4-2 gibi bir sistemden ziyade 4-3-3 üzerinde ısrarcı olacağının ya da 4-2-3-1'e geçiş yapacağının göstergesi.

Lass Diarra dendi, ilgileniyoruz anlamında ama zor o transfer. O olmasa bile o ayarda bir ön libero daha gelecek zannedersem. Melo ve o x oyuncuyu yan yana kullanıp önlerinde Selçuk İnan'ı kullanmak yürürlükteki plan gibi. Bu da daha güçlü bir savunma hattını, yönlü bir orta sahayı beraberinde getirir. Sorunun kaynağına güzel inmiş Terim. Son 3 yıldır orta saha konusunda çok büyük sıkıntılar yaşandı, o sıkıntılar içerisinde vasat olan bir futbolcu bile fark yarattı. O kadar aciz bir durum vardı ama bahsedilen değişim orta sahadan başladı.

Bir de şu konu var. Ben Stancu gider diyordum ama Culio gidecek gibi sanki. Israrla bir orta saha daha istenmesinin yarattığı sonuçlardan biri de bu. Ayrıca Inter karşısında da 90. dakikada oyuna girdi, maçın ikinci yarısında da bunu düşünüyordum. Ya Selçuk İnan'ın alternatifi olacak ya da kaleminin kırıldığı misali. Büyük ihtimalle kırıldı o kalem, İstanbul dönüşü yollar ayrılabilir ve bu kararın ne kadar yanlış veya doğru olduğunu o zaman konuşuruz. Ben doğru olduğunu zannetmem ya, neyse. 4-3-3 gibi bir sistemde de Stancu'ya gün doğar ayrıca. Hücum kanatlarında da oynayabiliyor olması onun önemli bir avantajı. Direk nokta santrafordan ziyade böyle bir sistemde rotasyonda kalmak adına şansı büyük. Sistemin değişmesi de bir anda Culio ve Stancu arasındaki ibreyi değiştirdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir