17 Temmuz 2011 Pazar

Muslera & Galatasaray



Dünkü Arjantin - Uruguay maçının benim için asıl önemi Muslera'dan ötürüydü. Alıcı gözle bakalım dedim yeni kalecimize ve kafamdaki önyargıları da yıkmak açısından iyi oldu bu maç. Kaleci konusunda benim ilginç kıstaslarım vardır. Kısa boylu ve fiziksiz kalecileri pek tutmak mesela. Herşeyden öte kalecinin bana güven vermesi gerekir, çünkü bu kaleci olayı güven ve karizma işi biraz da. Futbola aykırı bir düşünce belki, biraz da önyargılı ama ben böyle düşünüyorum.

Muslera'da da bu güven ve karizma olayını ilk etapta göremedim. O havayı bende yaratmadı. Çok iyi bildiğim bir kaleci olduğunu da söyleyemem, daha önceleri alıcı gözle hiç izlememiştim ama bana anlatılanlar ve az çok tanımışlığım Muslera'nın da istikrarsız bir kaleci olduğunu söylüyordu. Yani bir bakarsınız müthiş bir top çıkarmış, bir bakarsınız inanılmaz bir gol yemiş. Galatasaray'ın da yıllardır yaşadığı sorun bu aslında, kalecilerimizde istikrar yok. Bu istikrarsızda zaman içerisinde onlara duyulan güveni azaltıyor ve bir süre sonra da taraftar tepkisini beraberinde getiriyor.

Bu yüzden yapılması gereken istikrarlı bir kaleciyi transfer etmekti. İstikrarı da genelde tecrübede ararız ama son yapılan yabancı kaleci hamlelerine de baktığımızda hep 30'un üstünde yaşlarda isimlere yöneldik. De Sanctis, Leo Franco ve Zapata gibi. De Sanctis üzerine biraz daha gidilse gerçi iyi bir kazanım yaratılabilirdi ama böyle bir uygulamaya gidilmedi. Sürekli bir deneme yanılma yöntemi içerisindeydik, bu süre zarfında iyi olabilecek genç ve yetenekli yerli kalecileri de harcadık derken yıllar böyle geçti.

Sorunun ise temel kaynağı derinlerdeydi aslında, önce bu derinlere inip o işi için Taffarel'i geri döndürmek çok önemli oldu. Muslera'nın da, Ufuk Ceylan ya da Emirhan, Eray İşcan gibi genç kalecilerin de en büyük avantajı bu olacak. Muslera'nın farklı ezberleri bozması olacak. Çok uzun zamandır genç bir yabancı kaleciyi takıma getirmemiştik. Muslera henüz 25 yaşında ve önünde çok uzun yıllar olacak. Kariyerinin de zirvesinde değil elbette ama müthiş bir uluslararası tecrübesi var.

Heybetli bir görüntüsü olmamasına karşın fiziğinin ona getirdiği çabukluk, kıvraklık ve refleks etkisini de mükemmel şekilde kullanıyor. Hızlı bir kaleci, inanılmaz atik. Bir anda üst üste kurtarışlara rahatlıkla imza atabiliyor. Zayıf noktası ise bana göre cepheden gelen sert toplar. Bu yönde hakimiyeti biraz zayıf gibi, top sektirme ihtimali o oranda yüksek. Bunlar ise zamanla aşılabilecek sorunlar, Taffarel'in bu konuda katkısı büyük olacaktır ama yapmamız gereken en önemli şey sabretmek, Muslera'nın üzerinde durmak.

Önyargılar benim için yıkılmaya başladı ve Muslera'nın olası iyi görüntüsü Cana'nın gidişini de unutturabilir. Ama Fatih Terim'in dediğine geliyoruz hepsinden önce, kalemizde birçok pozisyon görüyorsak sıkıntı var demektir. Kaleyi güvenli ellere teslim etmek güzel ama önce savunma olayını aşmamız gerekiyor. İyi bir ön libero şart, Ujfalusi ve Servet Çetin uyumu önemli ve sol bek oynayan Hakan Balta ve Çağlar Birinci arkadaşların artık toparlanması hepsinden önemlisi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir