10 Ağustos 2011 Çarşamba

Kazım Kazım Ritüeli / Türkiye 3-0 Estonya

Futbolumuzdaki gergin ortamın Milli Takım'a da sıçramış olması kaçınılmaz bir durum. Bu yüzden de tribünden ilginç tepkiler gelir, maçtan uzaklaşırız, geriliriz. Yanlış şeyler tabii bunlar, formaya odaklanmak gerekli bu maçlarda ama ülkemizde var bu. Turnuvalar haricinde, özellikle de bu tip tekil maçlarda kulüpçülük zihniyeti hortlar ve kendini gösterir. Ama Emre Belözoğlu'na gösterilen tepkilerin bütün bunlarla hiçbir alakası yok, yine de söylememiz lazım. Yine de bu maç yeri değildi bu tepkilerin, olmaması lazımdı ama oldu.

Maç özelinde ise konuşacak pek fazla birşey yok. Bu gerginliğin izlerini taşıyarak maça başladık, ardı ardına gelen defansif hatalar ve Estonya'nın bulduğu pozsiyonlar. Eğer Estonya değil de çok daha dişli bir rakiple oynuyor olsaydık ilk 15 dakikada skor 3-1 aleyhimize de olabilirdi ama rakibin yetenekleri ölçüsünde harcadığı pozisyonlar akabinde Türkiye toparlanmasını bildi. Giderek oyuna daha fazla hakim oldu, bununla beraber Kazım'ın bireysel sihiriyle yarattığı iki golle de maçı henüz ilk yarıdan koparmasını bildi. İkinci yarıda ise yeni oyuncular, yeni heyanlar derken maçı uyku moduna sokmayı başardık ve 3-0'lık net bir galibiyet aldık.

Belki de gerginliğin getirdiği bir durum bu bilemiyorum ama organize olamıyoruz, bireysel hatalar da inanılmaz fazla ve bu durumdan sonra da şu futbolcu neden yok, bu neden var gibi eleştirileri de haklı olarak yapıyoruz. Selçuk Şahin oynadı Mehmet Topal neden yedek gibi ya da Hakan Balta maç boyunca ne yaptı. Bunlar olacaktır, çok daha doğru kadro tercihleri gelmedikçe.

Yeni oyuncular yeni heyecanlar dememin sebebi ise ilk defa formayı bulan futbolcuları görmenin getirdiği mutluluk. Sinan Bolat mesela. Fatih Terim döneminden bu yana kadroya davet edilir ama bir türlü forma şansını bulamazdı, hazırlık maçlarında bile. Sonradan da Volkan Demirel'in yanına Onur Recep Kıvrak gibi bir isim eklenince de Sinan Bolat'ı iyice unuttuk ama Onur'un yokluğunda yeniden hatırlıyoruz. Şanssızlığı iyi bir kaleci jenerasyonuna denk gelmesi oldu ama o da bu jenerasyonun önemli bir üyesi, kalitesini bu maçta konuşturdu bana göre. Heyecanlı, bazen panik ama hepsi ilk maçın heyecanından.

İkinci heyecan ise Gökhan Töre üzerinde. Geçtiğimiz günlerde onun hakkında zaten yazmıştım, çok yetenekli bir futbolcuya sahip olduk. Bundan 2-3 sene sonra da Mesut Özil'i falan akıllara bile getirmeyeceğiz. Çok hızlı, teknik ve patlayıcı gücü yüksek bir futbolcu. Eksiği ise tecrübe ama bu sezon göstereceği Hamburg performansının ardından da bu takımın vazgeçilmezi olmalı. Mehmet Ekici ise Milli Takım anlamında tecrübe sahibi oldukça futbolu biraz daha bencilleşti, bunun da sebebi takımı iyice benimsemesi, fazlasıyla insiyatif aldı. Bunu dengelediğinde ondan da fazlasıyla katkı alacağız.

Şunu da yazmadan edemem. Arda Turan'ın ayrılığı sonrasında Kazım eğer bu performansı ayakta tutabilirse yıldız futbolcu ihtiyacımızı biraz olsun sindirir. Kafayı futbola bastığında çok ama çok yetenekli bir isim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir