Arda Turan'ın Çenesi Mi Futbolu Mu?

Uefa Kupası'ndan sonraki süreçte birçok futbolcumuz Avrupa yollarına düştü, üstelik yüzde 80'i bonservis dahi kazandırmadan. Ümit Davala'yı hatırlıyorum sadece, biraz da Fatih Terim kaymağı gibisinden Milan'dan iyi bir bonservis kazandıran. Ama o da mesajını vermişti ''bir senelik daha sözleşmem var, eğer bu sezon göndermezseniz sezon sonunda serbest kalırım'' gibisinden. Hakan Şükür'ün de bonservis kazandırdığı söylenir ama o gittiğinde bosman geçerli değildi, eğer bosman geçerli olsaydı ondan da bonservis kazanamayacaktır. Bunlar dışında gidenleri biliyorsunuz zaten, o zaman yaşananları, uzun uzun anlatmaya gerek yok. Mevzumuz başka bizim.

Arda Turan özeline inelim biz. Çünkü sürekli gündemde ama gündemde kalması bu sefer onun üzerine oynamalarından değil, onun ısrarla gündeme gelme çabasından. Oysa Atletico Madrid'e giderken önceliği neydi, paradan ziyade kariyer, daha önemlisi ise kafa rahatlığı. Zaten söylüyor, kendimi burada birey gibi hissediyorum gibisinden şeyleri. Hissetsinde zaten, kafayı boşaltsın, futboluna odaklansın.

Sonuçta bizim evladımız, 13 yıl bu takıma hizmet etmiş bir isim. Galatasaray da ona birşeyler katmış, o da Galatasaray'a birşeyler katmış. Ama yanlış yapıyor, bizler Arda'nın futbolundan bahsetmek isterken gündemin çarkını fena değiştiriyor, sanki birşeylerden intikam almak ister gibi. Medyadan tutun, Galatasaray taraftarına kadar, ısrarla kovaladığı bir intikam var. Bu da bizim gözümüzdeki Arda Turan imajını zedeler, çünkü gözümüzün önüne gelen örnekler var.

Kırgınlıklar olur ama taraftara değil, kulüp özelinde olur bunlar, sonrasında da geçer gider. Bu takımda ilk yuhalanan Arda Turan değil, son da olmayacak. Bülent Korkmaz'dan, Hakan Şükür'e, Hasan Şaş'a, ona buna kadar 1000 tane isim sayarız yuhalanan ama hiçbiri dönüp Galatasaray taraftarı hakkında atıp tutmadı, aksine kulübe duydukları kırgınlıkları dile getirdiler. Tabii bunlar da geçici oldu, ne zaman görev verilse ilk koşan yine onlardı. Fatih Terim bile ıslıklanmış, tepki yemiştir bu takımdan ama görev verildiğinde de yine gelen o oldu, olacakta. Galatasaray ruhu böyle birşey yani, Arda Turan da belki bundan 10 sene 20 sene sonra bu tip görevlere gelecek, onun da böyle bir Galatasaraylı olduğuna inanıyorum.

Ama hiçbiri gittikten sonra yaptığı açıklamaların, zamansız ayrılığının cevabı değil. Galatasaray, Arda'sız da yüzüyor görüyorsunuz, kaybımız yok bu anlamda, aksine Arda mutlu olsun diye neredeyse bütün stratejiyi değiştirip ona göre kurgulandık, yine de kırılmadık. Kazandırdığı 12 milyon avro adına da teşekkürler ama Galatasaray'ın Arda'ya kattığı değer kaç milyon avro acaba, bunu da düşünmeli. Para olayının içerisine girmemin sebebi ise Arda'nın sürekli bunu gündeme getirmesi, çok yanlış bir durum, para konuşmak kadar ayıp birşey yok, sürekli bunu birilerinin başına kakmak istemek.

Artı olarak yabancı düşmanlığı, bu açık açık var. Bu söylemleri de zamanında söylenenlerin sağlaması gibi oluyor sanki, 50bin doların peşine düşüp, Lincoln'ü ima etmek. Kimin parası kalmış, şu an Arda'nın alacağı mı var yoksa merak ediyorum tabii, inanın bu para muhabbetleri beni çok sıktı, bunların gündeme gelmesi. Var yani böyle bir düşmanlık, yıldız sıfayıtla gelen ve iyi para kazanan yabancılara karşı uygulanan bir tavır olduğuna ben de inanıyorum artık, Fatih Terim dönemiyle beraber umarım bitmiştir bu durum. Arda'nın gidişi bu açıdan da önemli, eklemeden geçemeyeceğim.

Son olarak şunu söyleyeyim. Yerden yere vuruyoruz, kimi zaman dalga geçiyoruz, rakibi geçtim biz makara yapıyoruz ama Sabri Sarıoğlu ne zaman kaldırdı kafasını da taraftara birşey söyledi, sürekli kafası yerde, sürekli taraftarın arkasında. Kendimden utanıyorum yani, Galatasaraylılık böyle birşey ve örneği de gözümüzün önünde aslında, görmek gerekli.

Arda Turan'ın son röportajı büyük ilham oldu bizlere, geçmişi ve geleceği aydınlatmak adına. Yine de Arda Turan evladımız, yürüyedursun, onun başarıları bizim başarılarımız, gururlandırsın bizleri ama Galatasaraylılık kavramını kendi kafasında birkaç kere daha düşünerek.

Ne kadar iyi şeyler yazsam da bu tip röportajlar, onun ısrarla bazı şeylerden sıyrılamaması bu tip yazıları da yazdırıyor malesef, u dönüşü yaptırıyor bizlere...