
Riera'nın Yükselişi Hücumdaki Üretkenliği Getirdi
Öncelikli konuşmamız gereken budur. Haftalardır konuştuğumuz konu bu ve ben de dahil olmak üzere çoğu arkadaşımız şimdiden Riera'yı gömmüştü. Riera'dan temel beklenti hücum çünkü, o üretkenliği sağlaması. Hücumda da üretken olamamamızın temel sebeplerinden biri Riera'nın bu kötü performansıydı. 4-1-4-1 oynuyoruz, Elmander de arkasındaki dörtlüyü yükseltmek adına muhteşem bir performans sergiliyor ama sol tarafı etkili kullanmamamız bu hücumların o kadar da organize olmamasında önemli bir etmendi. Kayserispor karşısındaki Riera ise farklı, savunma aksiyonu kadar ondan asıl beklenti olan hücum aksiyonunu da yansıttı, bu da Engin Baytar ve Kazım gibi futbolcuların yokluğunda oluşabilecek kısırlığı bir yana itti, hatta özellikle ilk yarıda en iyi hücum performansımızı da beraberinde getirdi. Yekta'nın da bunda büyük payı var, asla es geçmemek gerekiyor ama Kayserispor maçının genel olarak bizlere getirdiği en güzel şey, hücum üretkenliğini de yaşamamız oldu.
Semih Kaya > Herhangi Bir Stoperimiz Geyiğine Girmeden
Her iyi performanstan sonra yapılır, şu futbolcu büyüktür bundan gibisinden. Klişe söylemler yani, bu tip söylemleri ben de yaptım zamanında ama Semih Kaya için yapmayacağım. Yediği sarı kart dışında hatasız bir futbolu vardı, güven verdi, en az Ujfalusi kadar mücadeleciydi ama sessiz sedasız işini yaptı. Bu da en güzeli zaten. Agresif olmak kadar soğukkanlılığı da beraberinde taşımalıdır stoperler, çünkü sürekli mücadelenin içerisindeler ve kart yeme olasılığı da en yüksek futbolculardır onlar. Gökhan Zan'ın, Servet Çetin'in yokluğunda çok çok iyiydi. Eboue için de bir parantez açılabilir aslında, o da haftaların gezgini ama kendi yerini bulduğunda da karşısında Amrabat gibi bir isim olmasına rağmen gayet iyiydi.

Sadece bu maçta değil, her maçta bunu görüyoruz. Galatasaray, 1-0 öne geçiyor ve oyunun da kontrolünü elinde bulunduruyor ama hücumu tamamen unutuyor sanki. Sürekli ayağa paslarla rakibin direncini kırmak temel felsefe gibi ama 2-0'ı da rahatlıkla bulabilecekken oynanan bu futbolun çoğu zaman rakibi uyandırdığını gördük, Kayserispor'un uyandığı gibi. Bursaspor maçı misali ilk yarısı farklı ikinci yarısı farklı bir futboldu aslında, 2-0'ı bulana kadar. İlk yarıda müthiş bir Galatasaray, üretkenliği de eline almış, pozisyonlar buluyor ama ikinci yarıda Kayserispor'un başlayan üstünlüğü ve Ömer Şişmanoğlu'nun oyuna girmesiyle beraber golü kokladığı dakikalar. Hızlı geldi rakip, ayağa oynayarak etkili oldu, savunmamızın da kanatlardaki dengesini bozdu. Bu dakikalarda top yapmak yerine, oyunu rakip sahaya yıksak bunlar yaşanmazdı diyorum, neyseki o anlarda 2-0 geldi ve maç o anda bitti. Öne geçtikten sonra gereksiz bi duraksıyoruz, mutlaka aşmak lazım bunu.
Elmander'im Var
Bu da Galatasaray'ın son haftalardaki olmazsa olmazı aslında. Fatih Terim'in Hakan Şükür'lü günlerini hatırlayalım, savunmayı önde başlattığı zamanlara. Hücumda başlıyordu savunma, top rakibe geçtiğinde muhteşem bir ön alanda baskı izliyorduk ve bu mücadele gücü de maç boyunca korunuyordu. Şimdilerde ise bu mücadeleyi bütün maça yaymaya çalışıyoruz ama bunu henüz başarabilmiş değiliz. Ama bu mücadeleyi ortaya koyduğumuz anlarda da Galatasaray'in çok iyi futbolu ortaya çıkıyor, bunun da önderi Elmander. Hücumu bir yana bıraktım, savunma için bile bu adam vazgeçilmezdir. Son maçlarda da golcü kimliğini ortaya koymaya başladı, uyum süreci de aşılmaya başladığında Elmander'in hücumdaki etkisinin aslında arkasındaki futbolculara nasıl da yansıdığını görüyoruz. Riera ve Yekta da bu uyumun içerisine girdi ve ilk yarıdaki o üretken hava oluştu. İkinci yarıda ise Aydın'ın Yekta'nın yerine oyuna girmesi bizi sarsan temel unsurdu diyebilirim ama Elmander'in varlığı bir şekilde Galatasaray'ı ileride tutuyor.

KAYSERİSPOR: 0 - GALATASARAY: 2
Stat: Kadir Has
Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun
Kayserispor: Navarro, Hasan Ali, Eren Güngör, Khizanishvili, Gökhan Ünal (Dk. 54 Ömer), Amrabat, Jonathan Santana (Dk. 75 Tiroisi), Riveros, Sefa Yılmaz (Dk. 75 Cem Sultan), Okay Yokuşlu, Pekarik
Galatasaray: Muslera, Selçuk İnan, Elmander (Dk. 90 Ceyhun), Melo, Riera, Ujfalusi, Ayhan (Dk. 88 Emre Çolak), Hakan Balta, Semih Kaya, Eboue, Yekta Kurtuluş (Dk. 46 Aydın)
Goller: Dk. 39 Elmander, Dk. 72 Selçuk İnan (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 24 Semih Kaya (Galatasaray), Dk. 32 Hasan Ali, Dk. 37 Santana, Dk. 73 Amrabat, Dk. 89. Pekarik (Kayserispor)
Geçen 9 haftanın en iyi G.Saray ını izledik. Hala eksiklikler yokmu var. Özellikle ceza sahasına az adamla girilmesi, gol pozisyonu üretmekte sıkıntı çok kısa zamanda giderilecek gibi değil. Ama bir çok olumlu gelişmede var.Öncelikle her halinden klas ayak olduğu belli olan Riera geldiğinden beri en iyi futbolunu oynadı.Riera nın sol ayağı mükemmel.Çok isabetli pasları etkili serbest vuruşları var. G.Saray ın sağdan soldan tüm serbest vuruşlarını kesinlikle Riera kullanmalı.Alex vari son derece etkili kullanıyor. Serbest atışların Selçuk yerine Riera tarafından kullanılması çok daha fazla gol üretecektir. Eboue nin gerçek yerinde oynadığından ne kadar verimli olacağını gördük.Semih beklenenden iyi performans gösterdi.Sakin soğukkanlı futbolunu birazda çabukluk eklerse uzun yıllar G.Saray a hizmet eder.Yekta bugüne kadar neden kenarda bekletildi derken çapraz bağlarının koptu haberi maça gölge düşüren tek olumsuzluktu. Tabiki Elmander. Her geçen maçta ona hayranlığımız biraz daha artıyor.Sanki 2.ci H.Şükür ü izliyoruz.Şunu da açıkça görüyoruz ki G.Saray pozisyon zenginliğini artırdığında Elmander çok daha etkili olacaktır. G.Saray ceza sahasına ne kadar çok top indirir, ne kadar çok adamla atak yaparsa o zaman Elmander şaşırtacak katkılar yapacaktır.Selçuk geldiğinden beri en iyi maçını oynadı. Son olarak Amrabat. Türkiye liginde G.Saray da görmeyi en çok istediğim isim. Müthiş bir futbolcu. Amrabat pozisyon üretmekte zorlanan G.Saray a ilaç gibi gelir.
YanıtlaSil