30 Ekim 2011 Pazar

Semih Kaya Mı, Devşirme Stoperler Mi?

Mesaj maçları vardır şampiyonluk yolunda, özellikle de deplasmanda oynanan bu tip maçlarda. Zirvenin kalbinin deplasmanlarda attığını görüyoruz ama Galatasaray'ın bu kalbi attıramadığı da son yıllarda büyük bir gerçek. Geçen sezonki facia sezonu bir kenara bırakırsak, Skibbe ve Rijkaard dönemlerindeki görülen başarısızlığın temeli de bu deplasmanlarda kaybedilen puanlardı.

Sezon puan kayıplarıyla başladı aslında, bütün büyük takımlar için bunu söylüyorum. Liderin 8 haftada 5 galibiyet ve 3 beraberlik aldığını görüyoruz, yani sık puan kayıpları yaşanacak. Burada da iş yine deplasmanlara düşecek, istikrarın kalbi de deplasmandan gelecek 3 puanlarda. Galatasaray ise bunu bu sezon da başaramadı sanki, en azından iyi başlayamadı bu konuda. Ankaragücü maçını en zayıf halka konumunda olduklarından bir kenara bırakıyorum, tablo bu. Hücumdaki üretken olamama hali deplasmanlarda pozisyon kısırlığını da beraberinde getiriyor, gol sorunu yaşıyoruz. İçeride oynanan maçlarda {hakem faktörü aleyhimize değilse} oluşan coşkuyla o gol siz atmasanız da geliyor ama deplasmanlarda oyuna hakim olmak kadar üretken olmakta lazım.

Kayserispor deplasmanı bu açıdan önemli bir mesajdır, Kayseri'den alınan 3 puan ayrıca çok da büyük bir moraldir. Genel itibariyle baktığımızda lige iyi başlamadılar, iyi de devam ettiklerini söylemek güç ama ilk haftaya oranla futbollarında bir toparlanma var. Amrabat'ın biraz daha ehlileşme sürecine girmesi ve performans yükseltmesinin takım üzerinde direk bir etkisi oldu. Bu bile onları istikrarlı bir konuma getiremedi, hala bir arayış var. Şu anki görüntüler, her takımı yenebilecek seviyede ama şu maçı da kesin kazanırlar, puan alabilirler diyemiyoruz. Çünkü her hafta aynı performans yok, sürekli bir iniş halinden inişli çıkışlı bir duruma geçtiler ve bu da onlar açısından asla yeterli olmayacaktır. Tabii sakatlıklar da onların en büyük sorunsalı, yıllardır bununla uğraşıyorlar, çare de bulamadılar.

Galatasaray açısından düşünülecek tek şey var aslında, stoper olarak kim oynayacak. Gökhan Zan sakat, Servet Çetin cezalı ve sezon başında da stoper rotasyonu aslında dar dediğimiz anları hatırlar gibiyim. Eldeki alternatifler ise, Semih Kaya'nın direk oynaması ya da Hakan Balta, Ceyhun Gülselam veya Eboue'nin stoper oynayabilme özelliklerini kullanma. Benim bu konudaki görüşüm sabit, elde direk bir stoperin varsa devşirmeye yönelmeyeceksin {Sergio Ramos misali hem bek hem stoper oynadığında aynı etkiyi verebilecek bir adamın yoksa}. Semih Kaya da yıllardır formayı bekliyor, çeşitli takımlarda kiralık olarak oynuyor ve şu an yine kadroda. Bu adamı da gözden çıkarmayıp kadroda tutuyorsan bu maç oynatacaksın, başka yolu yok. Yaptığı bir hatanın onu asacağımız konuma getireceği bir maç değil bu, bu yüzden mutlaka oynamalı ama benim görüşüm Ceyhun Gülselam oynar yönünde. Umarım yanılırım.

Sabri'nin de cezalı olduğunu düşününce, eldeki tek alternatif Eboue kalıyor. Engin Baytar'ın da bu maç olmayacağını söyleyelim, bir merak konusu da o aslında. Sistemin sürekli 4-4-2'ye gelmesini istiyorum, çift santraforla daha verimli olacağımızı düşünüyorum. Antalyaspor karşısındaki Elmander ve Baros'un aynı anda sahaya sürülmesi durumu 4-4-2 olmamıştı, 4-1-4-1'in farklı bir varvasyonuydu, Elmander ve Baros'u sağ açık olarak denemek. Ben yine aynı sistemin ve kurgu sahada olur diyorum ama tercih Sercan Yıldırım'dan yana olabilir. Rakibin çok hızlı ve hamleli bir savunması yok, bu açıdan Sercan doğru tercihtir.

Kayserispor'un gol atma konusunda da sıkıntısı yok ama gol yeme konusundaki sıkıntılar büyük. 12. durumda olup +1 averaja sahip olmaları onların hücum gücünü de gösterir, savunma konusundaki zaaflarını da. Gökhan Ünal'ın toparlanma sürecinde olduğunu görüyoruz, Amrabat zaten çok etkili ve istediğinde maçın seyrini değiştirebilecek bir silah. Santana ve Furkan da iyi hücum silahları. Onlar da büyük ihtimalle Galatasaray'ın stoper alternatifsizliği üzerine gidecek ve savunmamızın kısmen ağır olduğunu düşünerek hızlı oynamak isteyecekler. Geçmişten gelen alışkanlıkları bunlar, kanatları çok iyi ve etkili kullanıyorlar. Bu açıdan da baktığımda aslında Hakan Balta'nın stoper değil de bek olarak oynaması sonucunu ortaya çıkarıyorum ama takım savunmamız gayet iyi, son maçın istisna olduğunu düşünerek savunma konusunda pek sıkıntı yok. Yine de o iyi 4'lüden 2'sinin olmayacağını söyleyelim.

Sabri'nin yokluğu da hücum gücünü azaltacak ve Kazım da bu noktada olmazsa olmaz. Mutlaka oynayacaktır, yine riske edilecektir. Sol taraftan zaten bir hücum verimliliği göremiyoruz ve bu yüzden de sağ kanadı da kaybedemeyiz. Hasan Ali Kaldırım'ın önünde avantaj var aslında, sakat bir Kazım ve Sabri'nin yokluğu. Eboue'nin bek performansı diğer oynadığı mevkilere oranla daha iyi olabilir ama son haftaların yıldızı Sabri gerçeğini de ne kadar değiştirir bilemiyorum.

Kısacası önemli bir 3 puan, geleceğimizi görebilmemiz için önemli bir ışık. Bu sezonun olmazsa olmaz tabusu mücadelemizi koruduğumuz sürece pes eden taraf asla olmayız ama sakatlıklar da fazlasıyla can sıkıyor. Çünkü Fatih Terim'in belirlediği bir sistem var, o sistemin dışına da pek çıkmıyor. Sakatlıklar da gelmeye başlayınca gelenin gideni fazlasıyla arattığını görüyoruz, neyse diyorum Eboue sağ bek oynamak zorunda. Yoksa Engin Baytar'ın bölgesinde onu görebilirdik. İlk gündüz maçımız ve hakkımızda hayırlısı...

Not: Bu benim ideal kadrom, Fatih Terim nasıl bir kadro sürer üzerinden girmedim pek olaya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir