
Herkes büyük heyecan duyar yani, 4 büyük takım bir arada ve 6 hafta boyunca birbirleriyle oynayacaklar. Ya da Avrupa Ligi play-off'u, tüm takımlar aynı puanda ve müthiş bir rekabet yaşanacak. Play-out uygulaması da olsa yine bu heyecanı görüyor olacaktık ama 34 haftalık bir lig oynanmış, normal sezonu da istediği gibi bitirenlerin avantajları yarı yarıya indirilmiş. Saçma uygulamalar var ve bu kadar sıkışık bir fikstürün de gelecek sezon daha büyük sorunlara yol açabileceğini düşünüyorum.
Zirve ile başlayalım. Kötü başlayan ama devamında yükselen bir Galatasaray'ı izledik. Sezona 1-0 önde başladıklarını hep söyledim, avantajlı başladılar ve avantajı da 4-0'lı bir tabloya taşıdılar. Çok da iyi başlayanmayan bir sezon harika bitirildi, sezon içerisinde yakalanan galibiyet serileriyle de beraber 9 puanlık bir fark oluştu.
Fenerbahçe ise tam tersi şekilde, iyi başladı ama çok da iyi bitirmedi diyebiliriz. Bir dönem özellikle deplasmanlarda çok zorlandılar ve bu ligin de kalbi biraz da deplasmanlarda atıyor. Yine de alt sıralarda bulunan takımların istikrarsızlıkları Fenerbahçe'yi de rahat bir konumda 2. tuttu. Trabzonspor ve Beşiktaş ise bu ligin istikrarsız takımları. Trabzonspor yine de son döneme doğru yakaladıkları grafikle bir anda 3. sıraya geldi ama Beşiktaş'ın yaşadığı düşüş inanılmaz oldu. Bu kadar kötü bir tabloya karşı hala 4. olmaları büyük bir sürpriz bana göre.
Avrupa Ligi play-off'u için yaşanan heyecan çok ilginç aslında. Birçok takımın iddiası vardı ve son haftaya kadar bu heyecan taşındı, nitekim bileti alan 4 takım da aynı puanda play-off'a başlıyor. Eskişehirspor'u 5. sırada görüyoruz. Skibbe ile yükseliş dönemi, sonrasında Ersun Yanal'la yaşanan düşüş ama ligin son dönemecinde yeniden bir yükseliş ve 5. sıradalar.
Hedefleri bana göre tutturmuş durumdalar. İstanbul BB ise 6. sırada. Onlar da Abdullah Avcı ile çok iyi bir grafik çizmişlerdi ama Arif Erdem'le afallama dönemine girdiler ama onlar da son dönemeci iyi alarak toparlanmayı başardılar. Sivasspor'un 7. olması ise sürpriz. Ligin en iyi, en kaliteli futbol oynayan takımlarından biri oldular ve bir dönem müthiş bir yükseliş gösterdiler. Hatta acaba ilk 4'e kendilerini atabilirler mi bile dedik ama son dönemlerde çok sarsıldılar ve 7. sırada buldular kendilerini. Samsunspor maçı berabere bitse Avrupa Ligi hakkı dahi gidiyordu.
Bursaspor ise 8. sırada. Avrupa Ligi play-off'unu ilk garantiliyen takım onlar, ligin ilk yarısında yaşadıkları müthiş düşüşe rağmen çok iyi toparladılar ama 8. sırada kendilerine yer buldular. Yine de bu dört takımın da şansları eşit, çünkü puanlar aynı.
Gençlerbirliği adına üzüldüm, hakediyorlardı Avrupa Ligi play-off'unu ama onlar da son dönemde çok istikrarsız görüntü çizdiler. Acaba ilk 4 olur mu dediğimiz takımlardan biri de onlardı. Yine de Fuat Çapa çok başarılı olmuştur, imkanlar dahilinde bakmak lazım olaya.
Gaziantepspor ise 10. sırayı aldı, onların da hikayesi ilginç. Tolunay Kafkas'la kötü başlayan bir sezonun ardından Abdullah Ercan göreve geldi, yine kötü bir dönem yaşandı ama tam toparlanma dönemi derken Hikmet Karaman'la anlaşıldı. Bu kadar kaliteli bir kadronun küme düşmesini zaten beklemiyordum ama son 8 hafta gol bile yemeyen bir takımdan bahsediyoruz, inanılmaz bir dönem geçirdiler.
Kayserispor da beklentileri karşılayamayan takımlardan. Bu kadar fazla imkana rağmen hala birşeyler başarılamıyor ve 11. sıra onlar adına kötü bir yer. Küme düşme heyecanı yaşamadılar tamam ama yukarısı adına da hiç umut vermediler. Gaziantepspor misali Karabükspor da büyük bir başarı hikayesi, hatta daha büyük. Bülent Korkmaz'la beraber inanılmaz bir dönem geçirdiler ve kendi sahalarındaki gösterdikleri güç de onları çok rahat bir konuma eriştirdi. Bülent Korkmaz faktörünün altını ayrı bir çizmek lazım.
Mersin İdman Yurdu ve Orduspor da sezon içerisinde çok fazla gelgitler yaşadı ama asla küme düşme korkusunu yaşamadılar. İyi dönemleri de çok oldu, geri düştükleri dönemde. Sezona da çok iyi başladılar, bir dönem kötülediler, sonra yine toparladılar ve rahatladılar.
Antalyaspor'un düşüşü ise inanılmaz. Ligin ilk yarısında rahat bir konumu yaşarken, kendilerinin en iyi futbolcuları olan Necati Ateş'i satmaları bana göre en büyük faktör oldu ve büyük bir düşüş içerisinde son hafta düşme korkusunu en çok yaşayan takım onlar oldu. Samsunspor kazansaydı eğer bugün Antalyaspor için çok farklı konuşuyorduk.
Küme düşen takımlara gelecek olursak, Samsunspor'dan başlayalım. Petkoviç'le kötü bir dönem, zamanında gelmeyen hamleler derken Mesut Bakkal dönemi çok geç başlamış olsa bile takım bir anda toparlandı, son haftaya kadar da umudu korudu. Keşke bu yapılanlar daha önce olsaydı diye düşünüyorum, başka şeyler konuşuyorduk bugün.
Manisaspor ise kötü yönetimin imzası aslında. Ligin ilk yarısında çok iyi bir konumdayken, ligin ikinci yarısına kötü giriş, teknik adam değişikliği ve geldikleri konum gerçekten inanılmaz. Ankaragücü için ise konuşmaya fazla gerek yok, futbol anlamında yapabilecekleri ancak buydu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder