Galatasaray'ın büyük bir Şampiyonlar Ligi geleneği var ama 5 yıldır bu ligin uzağında ve bu 5 yıl içerisinde de sürekli bir kadro rotasyonuna uğramış bir takım. Bu yüzden de camia olarak bu ligin geleneğini taşıyoruz ama futbolcu bazında bu tecrübeyi yaşamış futbolcu sayımız oldukça az. Tabii rakamlar oynamıyor futbolu, herşey sahada belli olacak ama yine de ilginç detaylar var.
Muslera'nın ilk Şampiyonlar Ligi maçı olacak mesela bu. Yaşına oranla önemli bir tecrübesi var, özellikle de Milli Takım'la kazanımlarıyla ama Şampiyonlar Ligi arenasındaki ilk tecrübesi olacak. Onun piyasasını göz önüne alarak çok önemli bir vitrin burası.
Cris'e bakınca 58 tane Şampiyonlar Ligi maçı var ve 3 de gol atmılş. Bu gollerden birini de zamanında Fenerbahçe karşısında bulmuştu. Transfer edilme nedeni bu tecrübesi zaten, çünkü onun partneri olacak Semih Kaya'nın da ilk Şampiyonlar Ligi deneyimi olacak bu. Hollanda karşısında Van Persie'yi savunmakla, Manchester United karşısında Van Persie'yi savunmak arasında ne gibi farklar olacağını göreceğiz.
Hakan Balta da bu tecrübeyi ilk kez yaşayacak futbolcularımızdan. Oysa takımda tecrübeye yüz tutmuş isimlerden biri ama Galatasaray'ın bu Şampiyonlar Ligi'nden uzak 5 yılında yer aldığı için bu vitrine ilk defa adımını atacak. Onun aksine Eboue çok önemli bir tecrübe, 48 tane Şampiyonlar Ligi maçı var ve Arsenal'le önemli işlere de imza attı. Onun tecrübesi de en az Cris kadar mühim.
Takımın belki de en önemli kozu olan Selçuk İnan'ın da ilk Şampiyonlar Ligi deneyimi olacak. Muslera misali onun adına da büyük bir vitrin burası ve Milli Takım'la da uzun zamandır pek ortada görünmediğimizden Selçuk İnan onlar adına kapalı kutu ve bu bizim avantajımız. Manchester United forumlarında adı geçiyor, dikkat edilmesi gerekiyor deniyor ama yine de ilk defa bu maçta izleyecekler bence. Partneri Melo'nun ise 12 Şampiyonlar Ligi maçı var ve o da önemli bir tecrübe. Ayrıca kendisini yeniden kanıtlaması adına fırsat, Türkiye Ligi'nde yaptıkları bir yere kadar, onu Brezilya Milli Takım'ına taşıyacak yol bu arenadan geçiyor.
Amrabat'ın PSV günlerinden kalma 3 tane Şampiyonlar Ligi maçı var. Yabancısı değil, ayaklar titremeyecektir bu yüzden ama yaşı ve yeteneğiyle orantılı bu vitrin onun açısından da çok mühim. Hamit Altıntop'un ise 27 Şampiyonlar Ligi maçı var ve tecrübesiyle takıma yol gösterecek isimlerden biri de o. Bayern Münih, Schalke 04 gibi önemli şanslar bulduğu takımlarla bu ligin havasını fazlasıyla aldı.
Forvet tercihleri ise Elmander ve Umut Bulut olacaktır. Onların karnesine baktığımızda ise Elmander'in 2 Şampiyonlar Ligi maçı var, Umut Bulut'un ise ilk tecrübesi. Ferguson'un Umut Bulut için söyledikleri şeyler çok gurur vericiydi, belli ki Umut Bulut'u takip etmiş ve bu sezon iyi başlangıcının farkında. Elmander'i de Premier Lig günlerinden tanıyorlar zaten ama bu ikili belli bir yaşa gelmiş ve sahada heyecandan öte mücadele gösteren futbolcular. Kaç maç oynadıkları bu anlamda çok mühim değil bana göre.
Tabii bu maç sayılarında ön eleme maçlarının da dahil olduğunu hatırlatalım, hepsi grup maçları değil.
Kadroya genel olarak baktığımızda ise, Sabri Sarıoğlu'nun 12 maçı göze çarpıyor ilk olarak. Daha önce Galatasaray formasıyla Şampiyonlar Ligi görmüş tek futbolcu konumunda. Riera'nın 11 maçı görünüyor ve Liverpool günlerinden kalma bir istatistik bu.
Milan Baros ise bu ligin çok büyük bir tecrübesi ve 22 maça çıkmış ama kadroda düşünülmediğinden bu tecrübeden çok zor durumlar yaşanmadıkça faydalanmayacağız gibi.
Burak Yılmaz'ın da 8 maçı var ve bu da önemli bir rakam aslında. Sercan Yıldırım da 6 maça çıkmış ve attığı 1 gol var. Ertuğrul Sağlam her Şampiyonlar Ligi maçında Sercan Yıldırım'a formayı vermişti ama o zaman beklenen etki, o patlama kendisinden gelmemişti.
Şu da ilginç bir detay, Galatasaray'ın Avrupa'da attığı son gol Aydın Yılmaz'dan geldi, Karpaty maçında. İşte o zamandan bu yana Avrupa sahnesine adım atamadık ve camiada çok büyük bir açlık var. Galatasaray bu yüzden ait olduğu yere dönüyor, umarım istediğimiz gibi gelişir herşey ve bu istatistikler çok daha yukarılara taşınır.
19 Eylül 2012 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder