13 Nisan 2013 Cumartesi

Karabükspor 0-1 Galatasaray, Kazanma Alışkanlığını Tekrar Hatırlamak


Bu sezon ilk defa, 4 galibiyet üst üste almayı başardık. Şampiyonluğun son virajını aldığımız şu zamanlarda kazanma alışkanlığını tekrar hatırlamamız önemliydi.

İkinci önemli olan ise, kavga etmeden, çok fazla yıpranmadan bir maç kazanabilmek. Mersin İdman Yurdu maçı beklediğimiz gibi geçmedi. fiziksel anlamdan çok zihinsel olarak yıprandığımız bir maçtı. Real Madrid maçı da onun üstüne geldi derken, Karabük deplasmanı hiç de kolay olmayacaktı.

Kolay da olmadı zaten ama fazla yıpranmadan, kavga etmeden şu virajı aldığımız için mutluyum. Önümüzde sadece lig var ve şampiyonluk adına da çok önemli bir maç kazandığımızı düşünüyorum.

Karabük deplasmanı için zor demem aslında, Karabükspor'un yapısı büyük takımlar adına çok zorlu. Hızlı bir takımlar, boş alan bulduklarında Lualua, Ahmet İlhan ve İlhan Parlak gibi isimlerle pek afları yok ama bu özellikleri de ligin ikinci yarısında fazlasıyla pas tutmuş durumda. Shelton'un da yokluğu hücum anlamında onları etkiledi. Shelton olsa, Gökhan Ünal oynamayacaktı. Farkı buradan görebiliriz.

Galatasaray'ın da yaptığı iyi bir iş varsa, çok fazla açık alan vermedi. Bek savunmasını iyi yaptı, içeride Lualua  üzerinde iyi bir baskı kurdu ve rakibe pek imkan tanımadı.

Ama hücumda gereksiz zorlandık. Karabükspor'un planı belli, kapanalım ve kaptığımız hızlı toplarla etkili olmaya çalışalım. Şu var, çok iyi bir savunmaları yok. Galatasaray da topu ayağında tuttu, çok pas yaptı, Selçuk İnan, Sneijder, Hamit Altıntop gibi isimler ilk yarıda çok rahat hareket edebildiler ama takım olarak çok rahattı Galatasaray, o baskıyı, agresifliği hiç göremedik.

İkinci yarıda biraz daha kıpırdandı takım. Drogba olaya daha fazla dahil olmaya başladı, Galatasaray iyiden iyiye rakip yarı sahaya yerleşti derken hücumdaki kalite golü getirdi. Sneijder'in golü buram buram kalitedir ve Sneijder, Drogba gibi futbolculara sahip bir takımın da en kötü gününde bile söyleyeceği son bir sözü oluyor.

İkinci yarının diğer bir artısı da, Melo'nun hücumda daha fazla sorumluluk alması. Onun dikine çıkışları rakip üzerinde çok etkili oluyor. İlk yarıda savunmayı yine süpürdü, ikinci yarıda da hücumda sorumluluk aldı ve maçın adamıdır bana göre. Hepsinden ötesi ise, en kritik dönemde onun formunu yakalaması. İyi bir Melo'nun şu ülkede başka bir karşılığı yok.

Burak Yılmaz'ı çok isteksiz ve heyecansız gördüm. O biraz daha işin içerisine girebilseydi, daha rahat bir maç izlerdik, kaçan pozisyonlar da bunu gösteriyor ama bazen oluyor bu tip maçlar.

Şu dönemde, futboldan öte rahat kazanmaya daha fazla odaklı olmalı. Fazla yıpranmadan şu virajları almak çok önemli diye düşünüyorum. Önemli bir deplasmandı, bu sezon ilk defa 4'de 4 geldi derken en önemli zamanda kazanma alışkanlığını tekrar hatırladık.

Bu da şampiyonluğun parolası...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir